Türkiye boğazları kapatabilir mi? 1936 Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin önemi nedir? Montrö Boğazlar Sözleşmesi maddeleri nelerdir?

Rusya'nın Ukrayna topraklarına girerek operasyon başlatmasının ardından Montrö Boğazlar Sözleşmesi gündem olunca "Türkiye boğazları kapatabilir mi?" sorusunun yanıtı merak konusu oldu. Peki, 1936 Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin önemi nedir? Montrö Boğazlar Sözleşmesi maddeleri nelerdir? İşte detaylar...

Son dakika... Gece saatlerinde ulusa sesleniş konuşması gerçekleştiren Rusya lideri Vladimir Putin, Ukrayna'ya karşı askeri operasyonun başlatıldığını açıklamıştı. Bunun üzerine Rusya ait uçaklar, Ukrayna'da askeri hedeflere saldırı gerçekleştirmişti. Ukrayna'da Savunma Bakanı Oleksiy Reznikov, eli silah tutan her vatandaşa ülkesini savunma çağrısı yaparken Rusya'nın saldırılarında 8 kişi öldü, 9 kişi ise yaralandı. Ukrayna'dan yapılan açıklamada ise 50 Rus askerinin ise öldürüldüğü duyurulmuştu. Gerginlik katlanarak artmaya devam ederken dünya ve Türkiye yaşananları anbean takip ediyor. Bu doğrultuda Montrö Boğazlar Sözleşmesi kapsamında Türkiye'nin boğazları kapatıp kapatmayacağı merak ediliyor. Peki 1936 Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin önemi nedir? Montrö Boğazlar Sözleşmesi maddeleri nelerdir Türkiye boğazları kapatabilir mi?

1936 MONTRÖ BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ'NİN ÖNEMİ NEDİR?

20 Temmuz 1936 tarihinde İsviçre'nin Montrö şehrinde imzalanan Montrö Boğazlar Sözleşmesi Türkiye'nin Çanakkale ve İstanbul boğazları üzerinde kontrol sağlamasına olanak sağlayan bir anlaşmadır. Türkiye'nin savaş gemilerinin geçişlerini düzenlemesine olanak sağlayan anlaşma Türkiye'nin boğazlar üzerindeki bağımsızlığını perçinlemektedir. Olası savaş durumunda Türkiye'nin boğazları kapatma yetkisi bulunmaktadır.  

Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nde adı geçen ülkeler:

-Bulgaristan
-Fransa
-Yunanistan
-Japonya
-Romanya
-Yugoslavya
-Türkiye
-Birleşik Krallık
-SSCB

MONTRÖ BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ MADDELERİ NELERDİR?

Barış zamanında, gündüz ve gece, bayrak ve yük ne olursa olsun, hiçbir işlem (formalite) - sağlık denetimi hariç - olmaksızın Boğazlar'dan geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) tam özgürlüğünden yararlanacaklardır.

Savaş zamanında Türkiye, savaşan değil ise bayrak ve yük ne olursa olsun Boğazlar'dan geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğünden yararlanacaklardır. Kılavuzluk ve yedekçilik (römorkörcülük) isteğe bağlı kalmaktadır.

Savaş zamanında Türkiye savaşta ise, Türkiye ile savaşta olan bir ülkeye bağlı olmayan ticaret gemileri, düşmana hiçbir biçimde yardım etmemek koşuluyla Boğazlar'da geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğünden yararlanacaklardır. Bu gemiler Boğazlar'a gündüz girecekler ve geçiş, her seferinde Türk makamlarınca gösterilecek yoldan yapılacaktır.

Türkiye'nin kendisini pek yakın bir savaş tehlikesi tehdidi karşısında sayması durumunda, Boğazlar'dan geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) tam özgürlüğünden yararlanacaklardır; ancak gemilerin Boğazlar'a gündüz girmeleri ve geçişin her seferinde Türk makamlarınca gösterilen yoldan yapılması gerekecektir. Kılavuzluk, bir durumda zorunlu kılınabilecek; ancak ücrete bağlı olmayacaktır.

   

1. Barış Zamanı

Karadeniz'e kıyısı olan devletler, bu deniz dışında yaptırdıkları ya da satın aldıkları denizaltılarını, tezgâha koyuştan ya da satın alıştan Türkiye'ye vaktinde haber verilmişse, deniz üslerine katılmak üzere Boğazlar'dan geçirme hakkına sahip olacaklardır. Söz edilen devletlerin denizaltıları, bu konuda Türkiye'ye ayrıntılı bilgiler vaktinde verilmek koşuluyla, bu deniz dışındaki tezgâhlarda onarılmak üzere de Boğazlar'dan geçebileceklerdir. Gerek birinci gerek ikinci durumda, denizaltıların gündüz ve su üstünden gitmeleri ve Boğazlar'dan tek başlarına geçmeleri gerekecektir.

Savaş gemilerinin Boğazlar'dan geçmesi için, Türk Hükûmeti'ne diplomasi yoluyla bir ön bildirimde bulunulması gerekecektir. Bu ön bildirimin olağan süresi sekiz gün olacaktır; ancak, Karadeniz kıyıdaşı olmayan devletler için bu süre on beş gündür.

Boğazlar'dan geçişte bulunabilecek bütün yabancı deniz kuvvetlerinin en yüksek toplam tonajı 15.000 tonu aşmayacaktır.

Herhangi bir anda, Karadeniz'in en güçlü donanmasının (filosunun) tonajı sözleşmenin imzalanması tarihinde bu denizde en güçlü olan donanmanın (filonun) tonajını en az 10.000 ton aşarsa diğer kıyıdaş ülkeler Karadeniz donanmalarının tonajlarını en çok 45.000 tona varıncaya değin arttırabilirler. Bu amaçla, kıyıdaş her Devlet, Türk Hükûmetine, her yılın 1 Ocak ve 1 Temmuz tarihlerinde, Karadeniz'deki donanmasının (filosunun) toplam tonajını bildirecektir; Türk Hükûmeti de, bu bilgiyi, kıyıdaş olmayan diğer devletlerle Milletler Cemiyeti nezdinde paylaşacaktır.

Bununla birlikte, Karadeniz kıyıdaşı olmayan bir ya da birkaç Devlet, bu denize, insancıl bir amaçla deniz kuvvetleri göndermek isterlerse, bu kuvvetin toplamı hiçbir varsayımda 8.000 tonu aşamaz.
Karadeniz'de bulunmalarının amacı ne olursa olsun, kıyıdaş olmayan devletlerin savaş gemileri bu denizde yirmi-bir günden çok kalamayacaklardır.

2. Savaş Zamanı

Savaş zamanında, Türkiye savaşan değilse, savaş gemileri yukarıda belirtilen koşullar içinde, Boğazlar'da tam bir geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğünden yararlanacaklardır.

Saldırıya uğramış bir Devlete ve Türkiye'yi bağlayan bir karşılıklı yardım antlaşması gereğince yapılan yardım durumları dışında savaşan herhangi bir Devletin savaş gemilerinin Boğazlar'dan geçmesi yasak olacaktır.

Karadeniz'e kıyıdaş olan ya da olmayan devletlere ait olup da bağlama limanlarından ayrılmış bulunan savaş gemileri, kendi limanlarına gitmek maksadıyla boğaz geçişi yapabilirler.

Savaşan devletlerin savaş gemilerinin Boğazlar'da herhangi bir el koymaya girişmeleri, denetleme (ziyaret) hakkı uygulamaları ve başka herhangi bir düşmanca eylemde bulunmaları yasaktır.
Savaş zamanında, Türkiye savaşan ise, savaş gemilerinin geçişi konusunda Türk Hükûmeti tümüyle dilediği gibi davranabilecektir.

Türkiye kendisini pek yakın bir savaş tehlikesi tehdidi karşısında sayarsa, Türkiye savaş durumu geçiş rejimini uygulamaya başlayacak ancak; Milletler Cemiyeti Konseyi Türkiye'nin aldığı önlemleri 3'te 2 çoğunlukla haklı bulmazsa Türkiye bu önlemlerini geri almak zorunda kalacaktır.

Boğazlar kayıtsız şartsız Türkiye Cumhuriyeti'ne bırakılacak, tahkimat yapmak hakkı tanınacaktır.
Türk Hükûmeti, sözleşmenin, savaş gemilerinin Boğazlar'dan geçişine ilişkin her hükmünün yürütülmesine göz kulak olacaktır.

MONTRÖ FESİH ŞARTLARI

Sözleşmenin süresi, yürürlüğe giriş tarihinden başlayarak, 20 yıl sürecektir. Bununla birlikte, sözleşmenin 1. maddesinde doğrulanan geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğü ilkesinin sonsuz bir süresi olacaktır.

20 Temmuz 1956'da sözleşmenin süresi bitmiş, sözleşmeyi imzalayan devletler Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ni değiştirmek için girişimlerde bulunmuşlar ancak başarılı olamamışlardır.

Uluslararası Deniz Hukuku kuralları ve fesih şartlarında da belirtildiği gibi gemilerin uğraksız geçiş (transit değildir) hakkı gereği sözleşmenin değişmesi durumunda dahi, sözleşmenin I sayılı Ek'i değişmedikçe Türk Boğaz'larından geçecek hiçbir gemiden zorunlu olarak, sözleşmenin I sayılı Ek'inde öngörülen vergilerden ve harçlardan başka ücret talep edilemeyecektir.

TÜRKİYE BOĞAZLARI KAPATABİLİR Mİ?

Türkiye, Montrö Boğazlar Sözleşmesi kapsamında savaş zamanlarında boğazlardan gemi geçişini kısıtlama hakkına sahiptir veya gemi geçişlerini kapatabilir. Boğazdan geçmek isteyen ülkeler Türkiye'ye bildirimde bulunmak ve Türkiye'nin onayını almak durumundadır.  

Türkiye savaşta değilse, askeri gemiler barış dönemindeki şartlarla boğazları geçebilmektedir. Ancak Türkiye savaştaysa ve savaş tehdidi hissediyorsa savaş gemisi ve askeri yardım gemilerinin geçişini engelleme hakkına sahiptir. 

Türkiye'nin bağımsızlığı için önemli olan anlaşma, Türkiye'ye boğazlarda önemli kazanımlar sağlamaktadır. 

MONTRÖ BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİNİN ÖZETİ

Montrö'ye göre, Karadeniz'e kıyıdaş olmayan devletlerin askeri gemileri ile bunlara yardımcı deniz araçları, sözleşme şartlarını yerine getirmek kaydıyla boğazlardan serbestçe geçme hakkına sahip.

Sözleşmede geçiş için belirtilen şartların başında ise gemilerin tonajı ile Karadeniz'de kalış süreleri gibi sınırlamalar bulunuyor.

Türk Boğazlarından bir gün içinde geçecek askeri gemilerin kıyıdaş olsun ya da olmasın toplam tonajının 15 bin tonu aşmaması gerekiyor.

Sözleşmede uçak gemilerine ilişkin bir madde bulunmazken, bu gemiler yapıları gereği uygulanan tonaj sınırını aştığı için boğazlardan geçerek Karadeniz'e giremiyor.

SAVAŞ GEMİLERİ EN FAZLA 21 GÜN KALABİLMEKTEDİR

İlke olarak, yabancı ülke denizaltıları Türk Boğazlarına giremiyor. Kıyıdaş ülkeler ise sipariş edilmiş denizaltılarını teslim almak ya da onarıma göndermek ve getirmek için Boğazları kullanabiliyor.

Sözleşmeye göre, ne sebeple olursa olsun Karadeniz'e kıyıdaş olmayan ülkelere ait savaş gemileri bu denizde 21 günden fazla kalamıyor.

KIYISI OLMAYAN ÜLKELER EN AZ 15 GÜN ÖNCE BİLDİRİM YAPMAK ZORUNDA 

Montrö'ye göre tüm ülkeler Türk boğazlarını geçmeden önce Türkiye'ye geçiş günü, rota, Karadeniz'de kalış süresi gibi bilgileri içeren ön bildirim yapmak zorunda.

Ön bildirimin süresi Karadeniz ülkeleri için 8 gün iken, kıyısı olmayan ülkeler için bu süre en az 15 gün olarak uygun görülüyor.

Ayrıca Türkiye'ye verilen bilgilerde bir değişiklik meydana gelirse, durumun geçişten en az 3 gün önce Türkiye'ye bildirilmesi gerekiyor.

İNSAL AMAÇLA SAVAŞ GEMİSİ GÖNDERİLEBİLİR

Sözleşmenin 18. maddesine göre, Karadeniz'e kıyıdaş olmayan devletler, bu denize "insancıl amaçla", ön bildirime gerek olmaksızın savaş gemisi gönderebiliyor.

Bununla birlikte, insancıl amaçla gönderilen savaş gemilerinin tonajının 8 bin tonu geçmemesi gerekiyor.

Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ne göre ticaret gemileri ise yükleri ne olursa olsun boğazlardan serbest şekilde geçebiliyor.

Montrö Sözleşmesi, Karadeniz'deki askeri varlığın yoğunluğunu da düzenleyen hükümlere sahip.

Karadeniz'e kıyıdaş olmayan ülkelerin burada aynı anda bulundurabileceği gemilerin toplam tonajı 45 bin tonu, kıyıdaş olmayan tek bir ülkenin ise 30 bin tonu aşamıyor.

İlk yorum yazan siz olun

Gündem Haberleri