Japonya, İtalya ve İzlanda’da yaşanan volkanik patlamaların ardından gözler Türkiye'de yer alan aktif yanardağlara çevrildi.
İzlanda'nın Fagradalsfjal Yanardağı çevresinde meydana gelen depremlerin ardından başlayan volkanik faaliyetler birçok yerde benzer tablonun oluşması endişesi yaratıyor. Dünyanın dört bir yanındaki eş zamanlı volkanik hareketlerin aniden artış göstermesiyle gözler Türkiye’de yer alan aktif yanardağlara çevrildi. Deprem uzmanı Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, yanardağların en çok oluştuğu yerlerin birinci derece deprem kuşakları ile ana kıtaların birleşim yerleri olduğunu söyledi.
130 BİN KAT ETKİ
Prof. Dr. Ercan, volkanik patlamaların bazen bir depremde görülebilen sarsıntının 3 bin ile 130 bin katı kadar büyük bir sarsıntıya neden olabileceğini ifade ederek, “Bu sarsıntı etkisinin yanı sıra püskürttüğü bir gaz vardır. Özellikle kükürt gazı ve bunlar zehirleyici gazlardır. Öte yandan küller püskürtür ve eğer gaz azsa da lav olarak akıntıyı getirebilir." diye konuştu.
ANADOLU İÇİN DE RİSK VAR
Yanardağların patlayacağının önceden belirlenebileceğini söyleyen Ercan, Anadolu'daki sönmüş yanardağların harekete geçme olasılığına dikkat çekerek, “Bunun için bazı jeofizik aygıtlar bilinen yanardağın çevresinde yerleştirilerek o yanardağın öncesinde titreşimler ölçülür. Türkiye’de özellikle Ege Denizi’nin içinde ve karasal bölümde de Doğu ve Batı Anadolu'da dalma batma kuşağının etkisiyle oluşan yanardağlarımız vardır. Bunlar her zaman için etkinleşebilirler. ” dedi.
RADYASYON DENGESİNİ BOZUYOR
Dünya genelinde de bin 400 adet aktif volkan bulunduğunu söyleyen Jeofizik Mühendisleri Odası İstanbul Şube eski Başkanı Erdal Şahan ise yanardağların 10 bin yıl içerisinde aktif olmuş, püskürtme yapmışsa aktif yanardağ olarak kabul edildiğini söyledi.
İKLİM DEĞİŞKLİĞİ ETKİSİ
Yanardağ patlamalarının iklim açısından da zararlı olabileceğini söyleyen Şahan, uyarılarını şöyle sıraladı: “Volkanik patlamalar stratosfere kükürt gazı saçıyor ve bu da iklim değişikliğinde en önemli nedenlerden biri. Büyük çaplı volkanik patlamalardan sonra çıkan gazlar yüzünden 1815’te Tambora Dağı’nda yaz yaşanmayan yıl olarak kabul edilmiş. 1991’de de Pinatubo Yanardağı'nda da patlamayla soğuma meydana gelmişti. Yani bunlar bizim iklimle ilgili dengelerimizi etkiliyor. Ancak bunların dışında da yine yeryüzünün radyasyon dengesini de bozuyorlar. Yani sadece sıcaklığı değil radyasyon dengesini de bozabiliyor."
HAREKET EDEBİLİR
Volkanik patlamaların deniz yüzeyi sıcaklıklarını da değiştirebileceğini söyleyen Şahan, yanardağların yaşam kalitemizi düşürebilme potansiyelleri olduğunu da sözlerine ekledi. Türkiye’nin tektonik hareketlerin yoğun olduğu ülkelerden bir tanesini olduğunu söyleyen Şahan, şu ana kadar suskun olmuş olmalarının bunların tekrardan hareket etmeyeceği anlamına gelmediğini söyledi.