Tuzla'da Türk Savunma Sanayii için büyük bir adım olan Türkiye'nin ilk istihbarat gemisinin 'Denize İniş Töreni'nde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleşti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının satır başları:
-Türk tersaneciliği herkesin takdirini topluyor.
-Ufuk korveti alanının lideri olmaya namzettir.
- 3 yılda PKK ve ve DEAŞ başta tüm terör örgütlerine karşı büyük başarılar kazandık.
- CHP genel başkanı'nın tank palet fabrikasıyla ilgili iddialarının milli hassasiyetle ilgisi yoktur, hala yabancılara satıldı yalanını söylüyor.
- Tank palet fabrikasının mülkiyetinin satılması söz konusu değildir.
"Türk Savunma Sanayii adına tarihi bir adım attığımız günde sizlerle birlikte olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum.
KARTAL'DA ÇÖKEN BİNA HAKKINDA CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN NE DEDİ?
Kartal'daki bir binanın çökmesiyle ebediyete uğurladığımız 16 kardeşime Allah'tan rahmet diliyorum, enkazdan çıkan kardeşlerime Allah'tan şifa diliyorum. Şu anda enkaz altında olup da kurtarma çalışmaları devam eden, bütün bu çalışmalarda ellerinden gelen gayreti ortaya koyan, gerek tüm bakan arkadaşlarıma, tüm kurumların temsilcilerine, özellikle oradaki operatörlere, hepsine şahsım, milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Bu enkazın altında kalan kardeşlerime de sağlık sıhhatle kavuşmayı Allah'tan niyaz ediyorum
Buradaki kardeşlerimiz kışın soğuğuna denizin rüzgarına aldırmayarak, çalışarak Türkiye'nin kalkınma hamlesine öncülük ediyorlar. Sadece Tuzla bölgesindeki tersanelerde son 16 yılda iki bin geminin tamiri, onarımı gerçekleşmiştir. Tersanelerimizin bu seviyelere ulaşması ülkemiz ekonomisi adına çok çok önemlidir. İşçi kardeşlerimizin emekleri, elbette devletimizin de teşvik ve destekleriyle Türk gemicilik sanayi üzerindeki ölü toprağını silkeleyerek son 16 senede yeniden şaha kalkmıştır.
İnşallah önümüzdeki dönemde el birliği içinde başarı çıtamızı daha da yükseklere taşıyacağız. Türkiye'yi diğer alanlarda olduğu gibi, gemi üretimi, tamiri alanında da dünyanın lider ülkelerinden biri yapacağız.
"ALANININ LİDERİ OLACAK"
1,5 yıl önce denize indirdiğimiz Kınalıada Korveti'nin ardından beşinci gemimiz Ufuk Korvetini de denize indireceğiz. Ben Türkiye Cumhurbaşkanı olarak ülkemize bu gururu yaşatan yüklenici firmalarımıza, mühendislerimize, emekçi kardeşlerimizin her birine ayrı ayrı şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum. 94,5 metre tam boyu, 3,6 metre su çekimiyle Ufuk korveti alanının lideri olmana namzet bir gemidir. Gemi, 10 tonluk bir helikopter için gerekli platforma sahiptir.
TÜRKİYE'NİN İLK İSTİHBARAT GEMİSİ NEDİR? UFUK KORNETİ NE İŞE YARAYACAK?
Ufuk korveti; ülkemizin ilk istihbarat gemisi olma özelliği taşıyor. Ufuk korvetimiz ağır iklim ve deniz şartlarında 45 gün boyunca kesintisiz seyir yaparak milli güvenliğimize yönelik tehditleri anında tespit edebilecektir. Özellikle sinyal istihbaratının hayati önem kazandığı günümüz dünyasında Ufuk korvetinin çok büyük bir boşluğu dolduracağına inanıyorum. Ufuk korveti, Türkiye'nin denizlerdeki gören gözü olacaktır.
Suriye kaynaklı tehditlerle, Ege ve Karadeniz'deki gelişmeler sonrasında bu ihtiyaç çok daha acil hale gelmiştir. Her zaman ifade ettiğim gibi sahada varlık göstermeyen masada kendine yer bulamaz.
Şayet bugün PKK terör örgütü tarihinin en büyük hezimetini yaşıyorsa, bunun sebebi terörle mücadelemizin kendi imkanlarımızla yürütülmesidir. Bir önemli sebep de ülkemizin 30 yıllık terörle mücadelesinde yaşanan köklü paradigma değişimidir. 2015'ten itibaren; terörü kaynağında yok etme ve kesintisiz operasyon stratejisine geçtik. Daha önce operasyonlar yılın belli dönemlerinde yapılırken, yeni stratejiyle yaz-kış demeden 365 gün boyunca operasyonlar gerçekleştirerek teröristlere nefes aldırmıyor. Bunun yanında teröristleri takip ve imhada emniyet birimlerimize asimetrik güç sağlayan İHA ve SİHA'larımızın sayısını artırdık.
Son üç yılda vatandaşlarımızın canına kast eden, ülkemizi bölmeye çalışan tüm terör örgütlerine karşı çok büyük başarılar kazandık. Ülkemizin bugünlere gelmesi elbette kolay olmamıştır.
Türkiye yakın tarihinde silah, mühimmat ve askeri teçhizat bakımından dışa bağımlılığının acısını çekmiştir. Kıbrıs barış harekatında uygulanan ambargolar, tehditler milletimizin hafızasında derin izler bırakmıştır. Bu dönemde, Türkiye parasını peşin ödediği uçakları dahi teslim alamamış, üç sene Amerikan patentli hiçbir yedek parçanın, cephanenin ülkemize satışına müsaade edilmemiştir.
"EN UFAK ANLAŞMAZLIKTA SİLAH ANLAŞMALARINI GÜNDEME TAŞIYORLAR"
Bugün bile müttefiklerimizle yaşadığımız en ufak bir anlaşmazlıkta silah alım anlaşmalarını gündeme taşıdıklarını görüyoruz. Bölgemizdeki despotları silah ve mühimmata boğanlar konu ülkemiz olunca kırk dereden su getiriyor. Dünyanın en eli kanlı teröristlerine silah verenler, mesele Türkiye olunca engeller çıkarıyorlar. DEAŞ'dan PKK'ya kadar Müslümanların kanını döken bütün terör örgütlerinin elinde batılı ülkeler mahreçli silahlar var. Suriye'nin kuzeyinde etnik temizlik faaliyeti yürüten YPG'nin elinde müttefiklerimizin bombaları, silahları var. Türkiye'nin eli kolu bağlı şekilde beklemesi mümkün değildir. Tarih ders almayanlar için tekerrür eder.
"CHP GENEL BAŞKANI İNATLA YALAN SÖYLÜYOR"
CHP Genel Başkanı, yaptığımız onca açıklamaya rağmen, inatla ve ısrarla halen bu fabrikanın yabancılara satıldığı yalanını söylüyor. Karasudaki konuşmamda da söylediğim gibi tank palet fabrikamızın satılması, yani mülkiyetinin devri asla söz konusu değildir. Fabrika arazındaki her türlü taşınmazın mülkiyeti devlete aittir ve öyle kalacaktır. Hatta şu anda bu alanı yapan firma; yüzde 50 Katar, yüzde 50 Türk ortaklığı olan bir firmadır. Ve şu anda buraya yaklaşık 40-50 milyon dolar gibi de bir yatırım yapmak suretiyle fabrika elden geçirilecektir. Yapılan iş, sadece işletme hakkının belli şartlar ve süreler dahilinde ki bu 25 senedir; ülkemizin öncü kuruluşlarından birilerine devretmesidir. Fabrikada çalışan kardeşlerimizin özlük haklarında da hiçbir gerileme yaşanmayacaktır.
Olmadık iftiralarla, yalan yanlış bilgilerle milletimizin kafasını karıştırmaya çalışanlar en büyük zararı Türk savunma sanayine veriyor. Bunlar akla ve vicdana sığmayan iddialarıyla, bir çok başarılı projeyi hayata geçiren kamu özel sektör işbirliğini de dinamitlemeyi hedefliyor. Şu gerçeğin altını çok net çizmek istiyorum. Savunma sanayinde özel sektör düşmanlığı yapmak; "Türkiye insansız hava aracı üretmesin... İşte bugün burada olduğu gibi korvetler, istihbarat gemileri üretmesin" demektir. Bunların yegane amacı Türkiye'yi ekonomide IMF'ye, diplomaside batıya, savunma sanayinde de belli başlı devletlere mahkum etmektir.
Biz şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da terör örgütüne taşeronluk yapanlara değil, milletimizin ne dediğine bakacağız. Biz, yüreği bu ülke için çarpanların hassasiyetini dikkate alacağız. Biz FETÖ'cü alçaklara alkış tutanlara değil, göğsünü tanklara siper edenlere kulak kabartacağız. Türkiye başarı hikayesini yazmaya devam edecek.
Ben bir kez daha Ufuk korvetimizin milletimize hayırlı olmasını diliyorum.