Tütün ürünlerinde düz pakete, tek tip sigara paketine ne zaman geçilecek?

Tütün ürünlerinde düz pakete ne zaman geçilecek? Tek tip sigara paketi ne zaman gelecek? Tütün mamullerinde düz ve standart paket uygulamasına geçiş tarihi açıklandı mı? gibi sorular özellikle sigara kullananlar tarafından çokça merak konusu... İşte bu soruların cevaplarını haberimizde bulabilirsiniz.

"Tütün mamullerinde düz ve standart paket" uygulamasına geçileceği bir süre önce açıklanmıştı. Sigara kullanım oranını azaltmak adına gerçekleştirilen bu uygulamanın ne zaman başlayacağı ise  Resmi Gazete'de bugün açıklandı. İnternette tütün ürünlerinde düz paket dönemi ne zaman başlıyor? Tek tip sigara paketi ne zaman gelecek? Tütün ürünlerinde düz pakete ne zaman geçilecek? Tütün mamullerinde düz ve standart paket uygulamasına geçiş tarihi açıklandı mı?  gibi sorulara yanıt aranmaya başlandı. İşte bu soruların cevaplarını haberimizde bulabilirsiniz.

.

TÜTÜN ÜRÜNLERİNDE DÜZ PAKETE NE ZAMAN GEÇİLECEK?

"Tütün mamullerinde düz ve standart paket" uygulamasına en geç 5 Aralık'ta geçilecek ve 5 Ocak 2020'den sonra piyasada eski tip paket bulunmayacak.

Tarım ve Orman Bakanlığının Tütün Mamullerinin Üretim Şekline, Etiketlenmesine ve Denetlenmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'i Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Buna göre, tütün mamulü çeşidini belirleyen ayırt edici ibare paketlerin ön yüzeyinde yer alacak. Nargilelik tütün mamulü paketlerinin iç ambalajı ile puro ve sigarillo paketlerinin varsa iç ambalajları üzerine marka ve ayırt edici ibare siyah renkle yazılacak.

Karton malzemeden yapılan tütün mamulü paketlerinin iç yüzey rengi "Pantone 448 C Mat" bitişli veya beyaz rengin yanında kraft kahvesi renginde de olabilecek. Sigara dışındaki tütün mamullerinin şeffaf olmayan iç ambalajında ise "Pantone 448 C Mat" bitişli rengin yanı sıra gümüş rengi kullanılabilecek.

Üretim tarihi ve üretim kodlama bilgileri, siyah zemine beyaz renkte yazılacak.

Tütün mamullerinde "düz ve standart paket" uygulamasına en geç 5 Aralık 2019'da geçilecek ve 5 Ocak 2020'den sonra piyasada eski tip paket bulunmayacak.

Düz ve standart paket uygulamasına geçiş tarihi daha önce 5 Temmuz olarak planlanmıştı.

TÜTÜN MAMULLERİNDE DÜZ VE STANDART PAKET UYGULAMASINA GEÇİŞ TARİHİ AÇIKLANDI MI?

Bugün yayımlanan yönetmeliğe göre;

- Tütün mamulü çeşidini belirleyen ayırt edici ibare paketlerin ön yüzeyinde yer alacak.

- Nargilelik tütün mamulü paketlerinin iç ambalajı ile puro ve sigarillo paketlerinin iç ambalajları üzerine marka ve ayırt edici ibare siyah renkle yazılacak.

- Karton malzemeden yapılan tütün mamulleri paketlerinin iç yüzey rengi, Pantone 448 C Mat bitişli veya beyaz rengin yanında kraft kahvesi renginde de olabilecek.

- Sigara dışındaki tütün mamullerinin şeffaf olmayan iç ambalaj rengi ise Pantone 448 C Mat bitişli rengin yanı sıra gümüş renginde de olabilecek.

- Üretim tarihi ve üretim kodlama bilgileri, siyah zemine beyaz renkte yazılacak.

- Tütün mamullerinde "düz ve standart paket" uygulamasına en geç 5 Aralık 2019 tarihinde geçilecek, 5 Ocak 2020 tarihinden sonra piyasada eski tip paket bulunmayacak.

SİGARA TARİHİ

Sigara, günümüzde yaygın olarak tütünün kâğıda sarılmasıyla yapılarak kullanılan bu içeceğin MS ve 18. yüzyılda Avrupa'ya İspanya yoluyla Amerika Kıtası'ndan geldiği sanılmaktadır. Sigara yüzünden her sene 6 milyon kişi ölmekte [1][2] yani her 10 ölümden birinin nedeni sigara.[3]

Tarihçe

İlk yıllarda tütün yaprağına daha sonra da ince kâğıda sarılarak içilmeye başlanmıştır. Bizet'nin operası Carmen 1830'ların İspanya'sını anlatır ve oyunun kahramanı Carmen başlarda bir sigara fabrikası işçisidir. Fransa'da ilk sigara fabrikası Fransız devlet tekel şirketi tarafından 1845'te kurulmuştur.

İngilizler sigarayla ilk defa Kırım Savaşı'nda (1853 - 1856) Osmanlı askerlerinde görerek tanışmıştır. Osmanlı Devleti, devlet gelirlerini artırmak için sigarayı devlet tekeline alınca, sigara üretimiyle uğraşan Rum tüccarlar, o zamanlar İngiliz himayesinde olan Mısır'a göç etmiş ve Mısır'da 1880-1915 yılları arasında dev bir sigara endüstrisi oluşmuştur.

Avrupa ve Amerika'da I. ve II. Dünya Savaşı yıllarında sigara askerlere genel ihtiyaç olarak dağıtılmış, 1965 yılına kadar sigara tüketimi yükseliş eğilimi göstermiş ama zararları hakkında bilinçlenme yayıldıkça tüketim azalmıştır. Gelişmekte olan ülkelerde ise hâlen sigara tüketimi yükseliş eğilimindedir.

Sigara bağımlılığında psikolojik faktörler

Sigara içiminden sonra alveolde gerçekleşen olaylar dizisi.
Sigara bağımlılığı psikolojik ve fiziksel bağımlılık olmak üzere 2 ayrı alt başlıkta incelenmelidir. Aslında sigara içme eylemi bulaşıcı bir psikiyatrik hastalıktır, kuşaktan kuşağa görerek-duyarak bulaşır. Doğduğumuz andan itibaren çevremizdeki milyarlarca sigara içicisine ait 10.000’lerce bilinçaltı kayıt ve sigara firmalarının bunları güçlendirmek için kurduğu tuzaklar sayesinde daha çocukken zihnimize bulaşır. Bu aslında kitlesel bir beyin yıkama programıdır. Önce çevremizdeki sigara içen büyüklerimiz, daha sonra çizgi filmler[4][5][6] ve son olarak da filmler[7][8][9] aracılığıyla sigaranın bir keyif-destek aracı olduğuna inandırılırız. Marlboro-Formula 1 yarışları, Camel Trophy, Parliament Sinema Kulübü gibi sosyo-kültürel projelerle inançlarımız ve beklentilerimiz iyice güçlendirilir. Tüm sahneler ve gizli reklam çalışmaları sigarayı hayatın her aşamasında olması gereken normal bir şey gibi algılamamız için ayarlanmış ve hepsine bugüne kadar trilyonlarca $ para harcanmıştır.[10]

Beyin yıkama gerçek olmayan bir şeye gerçek gibi inandırılmak demektir. İnançların beyinden salgılanan nörotransmitterleri direk etkilediği plasebo çalışmalarında gösterilmiştir. MR spektroskopi çalışmalarında plasebonun aktif maddeyle aynı oranda nörotransmitter salınımına ve beyinde aynı anatomik bölgelerde sinyal alınmasına yol açtığı kanıtlanmıştır.[11] Sonuç olarak, sigaranın psikolojik bağımlılığı beyin yıkamalar tarafından oluşturulur.

Günlük hayatımızda sigara bağımlılığının büyük oranda psikolojik olduğunu gösteren en çarpıcı kanıtlar hamilelik, oruç ve uzun yolculuklardır. Birçok tiryaki hiçbir fiziksel sıkıntı yaşamadan 10-12 saat süren okyanusaşırı uçak yolculukları yapabilir çünkü uçak inene kadar içmemeye şartlanmıştır. Uçaktan iner inmez sigarasını yakmak ister ve eğer yasak vb. bir engelle karşılaşırsa canı sıkılır ve nikotin çekilme belirtisi zannettiği sinirlilik, gerginlik, çarpıntı, terleme, el titremesi, kafasını toplayamama gibi 12 saat boyunca yaşamadığı tüm belirtileri ilginç bir şekilde saniyeler içinde yaşamaya başlar. Hâlbuki asıl sorun içmemeye şartlanma süresinin sona ermiş olmasıdır. Yani fiziksel bağımlılıktan kaynaklandığı sanılan çekilme belirtileri gerçekten hissedilir, ancak tetiği çeken yine psikolojik bağımlılıktır. İçme beklentisi ve şartlanmayla ilgili çok fazla sayıda bilimsel araştırma ve kanıt vardır.

Sigara içenler özgürce sigara içebildikleri, çekilme belirtisi olma ihtimalinin açıkça imkânsız olduğu durumlarda bile, çok yüksek seviyede sigara içme arzusu duyabilirler.[12] 4-5 saat zorlanarak abstinans sağlananlar ile sabah uykudan uyananların sigara içme arzularının karşılaştırıldığı bir çalışmada, 1. gruptakilerin çok daha yüksek olduğu bulunmuş. “Sigara içme arzusu esasen alışılmış davranışa olan arzuyu yansıtır” sonucuna varılmıştır.[13] El alışkanlığı, sigara ile ilişkili nesneler, sigarayı hatırlatan durumlar gibi sigara içmeyi tetikleyen faktörler çok güçlü sigara içme arzusuna neden olur.[14][15][16] Sigara içmeyi tetikleyen faktörler daha çok sigara içme beklentisini hatırlatır, içme arzusunu arttıran beklentidir.[17]

Dols ve arkadaşlarının 2000 ve 2002 yıllarında yaptıkları 2 çalışmada da sigara içilebilen ve içilemeyen ortamlarda sigara içen gönüllülere sigarayı hatırlatıcı uyaranlar verilmiş. Ve içilemeyen ortamlarda uyaranların yarattığı sigara içme arzusunun çok daha düşük olduğu gözlenmiş. Sonuç: Sigara içmeyi tetikleyen faktörler esas olarak öncelikle sigara içme beklentisini başlatır. İçme arzusunu arttıran beklentidir.[18][19] Benzer sonuçlar daha sonra 2005'te Thewissen ve arkadaşları tarafından da yayınlanmıştır.[20]

Sigara içme arzusunu yaratan psikolojik faktörlerin incelenmesinde dindar Museviler araştırmacılar için âdeta doğal bir laboratuvar ortamı sağlar. Çünkü dindar Museviler cumartesi günleri ateş yakmazlar, sigara içmezler. Bu bulguların ışığında Schacter ve arkadaşları ile Warburton sigara sorununu sadece nikotine eşdeğer görmenin imkânsız olduğu sonucuna varmışlar.[21][22]

Bir guruba nikotin, diğerine plasebo verilerek yapılan bir NRT (Nikotin replasman tedavisi) çalışmasının devamında tahmin grupları oluşturulmuş; verilen üründen bağımsız olarak, kendisine nikotin verildiğine inananların sigara tüketimindeki azalma, plasebo verildiğine inananlara göre belirgin olarak daha iyi bulunmuştur.[23] Dindar Musevi gönüllülerin Şabat günündeki sigara arzularının karşılaştırıldığı bir çalışmada, Şabat günü süresince sigara içme arzusu, iş günü zorlu abstinansı süresince, hatta serbest içtikleri gündekinden bile anlamlı derecede düşük bulunmuş ve son saatlerde beklentinin yaklaşmasıyla düzeyler hızla artmıştır.[24] Uçak çalışanları ile yapılan bir araştırmada kısa ve uzun uçuşlarda sigara içme arzusunun, uçağın inişi yaklaştıkça tepe noktaya ulaştığı görülmüştür. İlk kısa uçuşun sonu ile uzun uçuşun sonu arasında anlamlı fark bulunmamıştır. Paralel zamanlamada ilk kısa uçuşun sonundaki içme arzusu, uzun uçuşun orta zamanından belirgin olarak daha yüksektir.[25] Dr. Dar’ın bu 2 çalışmasındaki bulgular sigara içme beklentisinin arzuyu arttırdığı teorisini kanıtlamaktadır.

Maddenin yapacağı zannedilen asılsız beklenti ve inançlar ise, içme beklentisinden farklı bir kavramdır. Beklenti ve inanç teorilerini destekleyen en geniş derleme 1999 yılında Brandon ve arkadaşları tarafından yayınlanmıştır. 1950’li yıllardan 1999’a kadar bu konuda yapılan tüm çalışmalara yer verilmiştir. Bu beklentiler sigaranın sağlayacağı keyif, rahatlama, konsantrasyon artışı gibi sahte faydaları ve bırakınca yaşanacak belirtileri ortaya çıkarır; bırakma isteği ve bırakabilme beklentisi başarı oranını olumlu yönde etkiler.[26]

Sigara bağımlılığında fiziksel faktörler

Fiziksel bağımlılıktan sorumlu olan nikotin, renksiz, kokusuz ve oldukça zehirli bir maddedir. Böcek ilacı yapımında bile kullanılmaktadır. Yarılanma ömrü 60 dakika gibi kısadır. Sigara içiminde dolaylı ve çok yavaş olarak kana geçmektedir; metabolizma hızı ile alım hızı dengelidir, dolayısıyla vücutta birikim yapmaz ve güçlü bir uyuşturucu madde olduğu için bir süre sonra tolerans gelişir. Bu yüzden de çok toksik olmasına ve sigara tiryakileri tarafından sürekli alınmasına rağmen hızlı bir ölüme yol açmaz. Ancak sigara ile birlikte nikotin replasman tedavilerinin kullanılması aşırı doza bağlı komplikasyonlara ve ölüme yol açabilir.

21. yüzyılda tütün endüstrisinin sağlığa gerçekten ve ciddi zararı olmadığı iddiasıyla piyasaya çıkaracağı ürünlerle de[27] aynı sorunların yaşanma olasılığı kuvvetle muhtemeldir.

Bağımlılıkta fiziksel-psikolojik faktörlerin kombine etkisi

Sigara dumanı, pasif içicilik yoluyla diğer insanları da etkiler.
Aslında her tiryaki ilk sigarayı denemeden çok önce psikolojik olarak bağımlı hâle gelmiştir, yani zihnen sigaraya başlamıştır. Birkaç sigara içildikten sonra hızla nikotine bağımlı olunur. Fiziksel bağımlılık tam olarak yerleştikten sonra kişi her sigarayı yakışta göreceli bir iyilik hâli yaşar, beyin yıkamaların zihinde yarattığı yanlış kodlar dolayısıyla yaşadığı bu yükselmenin göreceli bir iyilik hâli, bir yanılsama olduğunu fark edemez ve gerçek bir keyif-destek olduğunu zanneder. Tiryaki bu yanılsamayı hayatındaki keyif-stres-sıkıntı gibi çeşitli anlarla şartlı refleks hâline getirdikçe, günde 20-30 kez yaşadıkça psikolojik bağımlılığı her geçen gün biraz daha güçlenir, sigaraya verdiği değer artar. Sigarasız yaşayamayacağını zannetmesinin, bırakınca mutsuz olmasının tek sebebi, bu geçici göreceli iyilik hâlini gerçek sanması ve bundan mahrum kalmanın yarattığı yalancı fedâkarlık hissidir.[10] Viyana Üniversitesi Halk Sağlığı departmanından Prof. Neuberger Allen Carr Sigara bırakma metoduyla ilgili yaptığı 1 yıllık izlem çalışmasında, sigara içenlerin girdiği bu kısır döngüden de bahsetmiştir.[28]

Pasif içicilik

Ana madde: Pasif içicilik

Sigara kullanan kişilerin bulunduğu ortamlarda bulunan kişiler edilgen pasif içici olarak adlandırılır ve sigaranın zararlarından bazen içen kişiden daha çok etkilenirler. Bu durumu biraz olsun engellemek için toplu olarak bulunulan yerlerde içen ve içmeyen kişileri ayrı ortamlarda tutmaya yönelik çalışmalar vardır. Örneğin birçok restoranda sigara içilen ve içilmeyen bölümler ayrılır. Toplu taşıma araçları ve bazı kapalı mekânlarda hiç içilmez. Ancak bu önlemlere rağmen sigara açık havada bile içmeyenlere zarar vermekte ve rahatsız etmektedir.

Ölenler

Dünya Sağlık Örgütüne göre her yıl 600.000 kişi pasif içicilikten ölüyor.[29]

Sigara içme yasağı

65 ülke sigara içimine çeşitli sınırlamalar getirmiştir.

Dünya üzerinde bilinen ilk uygulama 1993 yılında ABD'nin Kaliforniya eyaletinde başlamıştır. Hollanda ve İrlanda'da 1 Ocak 2004, Fransa'da 1 Şubat 2007, İngiltere'de 1 Mayıs 2007, Almanya'da 1 Ocak 2008, İspanya'da 1 Ocak 2006, Norveç'te 1 Haziran 2004, İsveç'te 1 Mayıs 2005 ve Kosova'da 1 Mart 2011 tarihinde kapalı yerlerde sigara içilmesi yasaklanmıştır.

Türkmenistan'da ise Ocak 2016'da tütün ürünlerinin satışı tamamen yasaklanmıştır.[30]

Türkiye'de sigara

Ölenler

Dünya Sağlık Örgütüne göre Türkiye'deki erkeklerin %30'u ve kadınların %12'si sigaradan ölüyor. [31]

Kurallar

Türkiye'de sigara tüketimine ilişkin ilk yasal kısıtlama, 26 Kasım 1996 tarih ve 22829 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 4207 sayılı Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanun ile öngörülmüştür. Bu Kanun ile sigara başta olmak üzere tütün ürünlerinin zararlarının anlatılması ve tüketiminin önlenmesine ilişkin tanıtım vb. uygulamalar gündelik hayatta yer bulmaya başlamıştır.

4207 sayılı Kanun'da 19 Ocak 2008 tarih ve 26761 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 5727 sayılı Kanun'la esaslı değişikliklere gidilmiş, sigara başta olmak üzere tütün ürünlerinin, evler hariç, her türlü kapalı ortamda tüketimi yasaklanmıştır. 5727 sayılı Kanun'un bu hükümleri, yayımından 1,5 yıl sonra tam olarak yürürlüğe girmiştir. Bu bağlamda Türkiye'de 19 Temmuz 2009 tarihinden beri evler hariç her türlü kapalı ortamda sigara tüketimi yasaktır. Bunun yanında 2013 yılında çıkarılan bir kanunla taşıtlı araçlar içinde de sigara yasağı başlamıştır. Sonuç olarak Türkiye, sigara tüketimi ile en sert mücadele eden ülkeler arasında sayılmaktadır.[32]

Gündem Haberleri