Yüce Allah kullarının kısa hayatlarını imanla geçirmeleri ve bu vesile ile ebedi hayatları olan ahiret hayatında kurtuluşa erenlerden olmaları için birçok fırsatlar sunmuştur. Bu fırsatların en önemli zaman dilimine kavuştuk. Recep, Şaban ve Ramazan aylarını kapsayan üç aylara yarın 19 MART Pazartesi itibariyle girmiş bulunmaktayız. Bu sebeple Yüce Rabbimize binlerce hamd ediyoruz. Bizleri bu zamanlara eriştiren, imana kavuşturan, Ümmet-i Muhammed olmayı bizlere nasip eden Rabbimize şükürler olsun.
Üç aylar kameri ayların yedincisi olan Receple başlayan, Şaban’la devam eden ve nihayetinde Ramazanla son bulan ayların toplu adıdır.
Sevgili Peygamberimiz bu aylara girince şöyle dua ederdi.
“Allahım Recep ve Şaban'ı bize mübarek eyle ve bizi Ramazan ayını bize mübarek eyle (Ramazan'a kavuştur)”[1]
Yazımızın bu bölümünde öncelikle üç ayların içerisinde bulunan aylardan ve bu aylarda bulunan önemli kandillerden bahsetmek istiyorum. Üç aylar Recep ayı ile başlamaktadır. Recep ayı ise, İslam gelmeden önce Araplar arasında haram aylardan sayılan ve kendisine hürmet gösterilen bir aydı. İslam Diniyle beraber bu aya verilen hürmet devam etmiştir. Allah-u Teala Recep ayını haram aylardan saymış[2],
Sevgili Peygamberimiz ise bu aya çok değer vermiştir.
Recep ayında bulunan iki kandil gecesi ise bu aya ayrı bir değer katmaktadır. Recep ayının ilk Cuma gecesi Regaib kandili ve yirmi yedinci gecesi ise Miraç kandilidir. Regaib kandili ile müminler bu önemli aylara giriş yapmaktadır. Miraç kandili ise Müminlere beş vakit namazı emredildiği, bakara süresinin son iki ayetinin verildiği ve İman ile ölenlerin Cennete gireceğinin müjdelendiği bir gecedir.
Şaban ayının tam ortasında ise çok değerli bir gece Beraat Kandili bulunmaktadır. Beraat gecesinde melekler iner, dualar kabul olunur. Peygamber Efendimiz Beraat Kandilinin önemini bizler şöyle bildirmektedir. “Şaban ayının yarısı (Beraat gecesi) gelince; gecesini namazla, gündüzünü oruçla geçiriniz. Şüphesiz ki Allah, o gece güneşin batmasıyla dünya göğüne iner ve şöyle der: Benden af dileyen yok mu? Onu affedeyim! Rızık isteyen yok mu? Rızık vereyim! Şifa dileyen yok mu? Şifa vereyim” Bir başka hadiste ise şöyle buyurmaktadır. “Allah Teâlâ, Şabanın on besinci gecesi (Beraat gecesi) tecelli eder ve ana-babaya asî olanlarla Allah'a ortak koşanlar dışında bütün kullarını bağışlar.”[3]
Ramazan ayı ise onbir ayın sultanıdır. On bir aydan daha değerlidir. İçinde bin aydan daha hayırlı olan ve o gecede Kuran’ın indirildiği kadir gecesi mevcuttur. Yüce Rabbimiz Ramazan ayının önemini bizlere şöyle bildirmektedir.
“Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an'ın indirildiği aydır. Öyle ise, sizden ramazan ayına ulaşanlar idrak edenler onda oruç tutsun.”[4] Hz. Peygamber (s.a.s.) Efendimiz ise Ramazan ayında gerçekleşen manevi atmosferi şöyle bildirmektedir.
“Kim, faziletine inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır.”[5]
İşte bu üç aylar mevsimi, Allah ve Resulünün isteklerinin ne kadarını yerine getirdik ne kadarını yerine getiremediğimizin sorusuna cevap bulma zamanıdır.
Ramazan ayında tutacağımız bir aylık oruçtan başka Recep ve Şaban aylarında da oruç tutmaya özen gösterelim. Pazartesi ve Perşembe günleri, ayın on üç, on dört ve on beşinci günleri kandil gecelerinde oruç tutalım. Nefsimizi dizginleyen ve günaha gitmeye en büyük engellerden olan Oruca ayrı bir ehemmiyet verelim.
Bizden önce Dünya hayatını yaşayan ve bizlerden önce ahirete giden başta ana-babamız, akrabalarımız olmak üzere bütün Müslüman kardeşlerimizi de unutmamalıyız. Hayır dualarla, Kuran’dan okuyacağımız ayetlerin sevaplarını kendilerine aktarmak suretiyle onlarında ruhlarını şad edelim. Günahların affedilmesi için niyazda bulunalım.
Bu aylar maddi imkânı olmayan kardeşlerimize yardımcı olmayı artırdığımız aylar olmalıdır.
Ebedi hayatımızı dünyada yaşadığımız şu kısa hayatımız belirleyecektir. Allah’ın razı olacağı, emirlerin yerine getirildiği, yasaklarından kaçınıldığı ve insanlığa göndermiş olduğu son peygamber Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s)’e uyulduğu takdirde ebedi hayat olan ahiret hayatı Cennet olacaktır. Bu sebeple bu gün girmiş olduğumuz bu üç ayları olabildiğince iyi değerlendirmeliyiz. Unutmayalım ki, geçen senelerde bizimle olup da şu an aramızda bulunmayan nice insanlar var ve bir sene sonra üç aylara kavuşma imkânımız bizimde olmayabilir. Üç aylarınız ve cumanız mübarek olsun. Allah’a emanet olun.
[1] Ahmed b. Hanbel, Müsned, I/259
[2] Bakara, 2/217
[3] Sünen-i İbn. Mace, İkâmetü's-Salât, 191
[4] Bakara, 2/185
[5] Riyazü’s-Salihin, Hadis No:1222