Çocuğun bakım ve büyümesinde emzirmenin önemli bir yeri vardır. Bu bakımdan emzirme, İslâm hukukunda ana babaya terettüp eden bir vazife olarak düzenlenmiştir.
Anne çocuğu kendisi emzirebileceği gibi sütanneye de emzirtebilir. Ancak çocuğun ana-babaya ısınması ve ruh sağlığı açısından zorunlu bir durum olmadıkça anneler çocuklarını emzirmekten kaçınmamalıdırlar. Sütanne, çocuğu emzirme karşılığında bir ücret talep ederse bu ücret baba tarafından ödenmelidir (Bakara, 2/233, Talâk, 65/6).
İşin hukukî hak ve yükümlülükleri yanında manevî boyutu da ayrı bir öneme sahiptir. Anne ve baba, çocuklarının büyümesinde hayati bir rol almış bulunan sütanneye gerekli ilgi ve alakayı göstermeli, çocuklarını da bu konuda duyarlı bir şekilde yetiştirmelidir.
Süt bankasından alınan sütle süt hısımlığı tahakkuk eder mi? Süt bankasındaki sütlerin karışmış olması hükmü etkiler mi?
Süt akrabalığı bebeğin sütü doğrudan emziren kadının memesinden emmesiyle oluştuğu gibi kadından alınan sütün içirilmesiyle de oluşur.
Dolayısıyla süt bankasından temin edilen sütün emme yaşındaki çocuklara verilmesiyle süt akrabalığı oluşur. Bu nedenle süt akrabalığında her hangi bir karışıklığa meydan vermemek ve dinen haram sayılan bir evliliğe sebep olamamak için süt verenlerle süt emenlerin kimliklerinin kayda alınması şarttır.
Süt bankasına farklı bayanlar tarafından bırakılan sütlerin karıştırılmış olması bu hükmü değiştirmez. Bu durumda süt veren bayanların tamamı ile bu sütleri içen çocuklar arasında süt hısımlığı oluşmuş olur (Merğinani, el-Hidaye, II, 259; Fetâvây-ı Hindiyye, I, 378).
Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı