Samoa ülkesi, Pasifik Okyanusu'nun ortasında Hawaii ile Yeni Zelanda arasında bulunan adalardan oluşan çok egzotik ve güzel bir ülke. Samoa'da yaşayan fa'fafineler de üçüncü cinsiyet kavramını yansıtan en ünlü örneklerden biri olarak hayatlarını sürdürüyor.
Samoalıların konuştuğu dilde "Fa'a" kelimesi benzer ya da gibi anlamlarına, "Fafine" de kadın anlamına geliyor. Yani "Fa'afafine" de kadına benzer, kadın gibi anlamlara gelmektedir.
Fa'afafineler, aslında erkek olarak doğan ama kendilerini kadın gibi hisseden ve erkek bedenine hapsolduklarını düşünen birer cinsiyet kimliğini temsil ediyorlar. Yani üçüncü cinsiyet.
Çoğu ülkede son dönemlerde daha belirgin bir şekilde yaşansa da üçüncü cinsiyet kavramı Samoa'nın çok eski tarihlerine kadar dayandırılıyor.
Aslında üçüncü cinsiyeti onlar seçmiyor diyenler de var. Bir kısmın iddia ettiğine göre erkek çocukları, anneleri tarafından çok küçük yaşlardan itibaren kız çocuğu gibi yetiştiriliyor. Bulaşık ve çamaşır işlerinde görevlendiriliyor, kız çocukları gibi süslendirilip giydiriliyor. Bu nedenle kendileri seçmediği halde birer kadın gibi yetiştirildikleri için daha sonra da bu yaşamı benimsiyorlar. Aslında bu durum gelenekselleşmiş bir durum yani. Öyle söyleniyor.
Fakat halk hakkında araştırma yapan araştırmacılar durumun kesinlikle böyle olmadığını, kendilerini doğuştan kadın gibi hisseden çocukların fa'afafineye dönüştürüldüğünü söylüyor. Yani eşsincellik tercih değil, genetik faktörlü onlara göre.
2011 yılında gerçekleştirilen Dünya Kupası elemelerinde görülen transseksüel futbolcu da aslında bir fa'afafineymiş mesela.
29 yaşındaki futbolcu Johnny Saelua, "Ben maça gittiğimde ne bir kızım ne de bir erkek ya da her neyse değilim. Benim tek konsantre olduğum konu var o da ülkemi temsil etmek" demişti.
Kendilerini resmi bir kimlik olarak tanıtmaya ve bu anlamda mücadele etmeye devam ede fa'afafineler, güzellik yarışmaları düzenliyor, çeşitli spor dallarında faaliyet göstererek aktivistlik yapıyor.