Üreme zamanlarında risksiz bölge bulmak isteyen martılar insanların olmadığı bölgelere yöneliyor. Bu nedenle Van gölü havzası ve özellikle de Adır adası martılar için uğrak yer oluyor. Yumurtalarını buraya bırakarak yavru çıkaran martılar nedeniyle bölgede yoğun bir martı sirkülasyonu oluşuyor.
'HASTALIK YAYMALARINDAN KORKUYORUZ'
Bölgede yoğun bir şekilde bulunan martı ölüleri nedeniyle hasta olmaktan korktuklarını söyleyen bölge halkı göle girmekten de çekindiklerini ifade ediyor. O bölgedeki vatandaşlardan biri olan Adır Mahallesi sakinlerinden Ahmet Çıkla, "Adır Adası çok güzel. Buraya 'Martı Adası' da diyorlar. Burada her yıl olduğu gibi bu yıl da martı ölümleri yaşanmaktadır. Bu sene ölümler biraz daha erken yaşandı. Geçen yıl yavru martılar ölüyordu. Bu yıl ana martılar da ölüyor. Adır Adası sahili şu an martı ölüleri ile dolu. Ölü martıların temizlenmesini istiyoruz. Martı ölümleri bu yıl biraz daha erken olduğu için bunun araştırılmasını istiyoruz. Adada kötü manzara ve kötü bir koku var. Buna bir an önce çözüm getirilmesini istiyoruz. Biz mahalle halkı olarak da bu durumdan çok rahatsızız. Önlem alınmazsa hastalığı yol açar" dedi.
'ENDİŞELENECEK BİR DURUM YOK'
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Yaban Hayvanları Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Prof. Dr. Aslan da martı ölülerinden numuneler aldıklarını ve endişe edecek bir durum olmadığını ifade etti. Yapılan araştırmalarda, martıların hastalık nedeniyle ölmediğini anladıklarını ifade eden Aslan, "Martılar yalnız üreme zamanlarında sakin olan yerlere göç etmekte. Üremeleri için uygun ortam hazırlamakta, bunu seçerken de yiyeceğin ve güvenliğin en iyi olduğu yerleri seçmekte çünkü buraya 1 milyona yakın martı yuva yapmakta. Adır Adası'nda kuluçkaya yatmakta. Bu 1 milyon martı 2'şer yumurta bıraktığı zaman yavru çıkarttığı zaman sayı 3'e katlanmakta. İnci kefali ile beslenen bu martılarda göçün erken tamamlamasıyla birlikte ölümler biraz daha erken yaşandı. Bu yıl kuraklığın olması ve sulak alanlarda suyun erken tükenmesine bağlı olarak inci kefali balığı da göçünü erken tamamladı. Dolayısıyla martıların beslenme sorunu ortaya çıktı. Bizler ölümlerin olduğu bölgede çalışarak ön incelememizi tamamladık. Bu ölümlerin her yıl yaşanan ölümlerle aynı nedenle olduğunu tespit ettik. Herhangi bir hastalık veya salgın söz konusu değil. Olumsuz bir etkinin olmadığını ilk raporumuzda tespit ettik. İlk belirlemelerimize göre stres faktörüne bağlı parazit ölümler olduğunu tespit ettik. Yani yiyeceğin azalması, kalabalık ortamların oluşması da stres faktörüdür. Her yıl rutin olarak açlığa bağlı bu ölümler gerçekleşmektedir. 3 milyon martıdan 3 bin martının ölmesi normaldir" açıklamalarında bulundu.