Sözlükte araç, vasıta, sebep gibi anlamlara gelen vesîle, dini bir kavram olarak, Allah’a yaklaşmak veya bir dileğin kabul edilmesini ya da bir musibetin defedilmesini sağlamak amacıyla dua esnasında Allah’ın güzel isimlerinden veya yüce sıfatlarından birini, işlediği güzel bir ameli veya yaşamakta olan salih bir insanın duasını vasıta kılmak demektir. Vesile’nin çoğulu vesâildir. Vesile kelimesi Kur’an’da iki yerde geçmektedir (Mâide, 5/35; İsrâ, 17/57). Mâide sûresindeki âyette mü’minlerin Allah’a yaklaşmak için vesîle aramaları istenmektedir.
Âyette geçen vesileden maksat da Allah’a boyun eğip O’nun hoşnutluğunu kazandıracak güzel ameller işleyerek O’na yaklaşmaktır. Güzel amellerin vesîle kılınması (Buhârî, İcâre, 12; Müslim, Zikr, 100), yaşamakta olan salih bir kişinin duasıyla tevessül caizdir (Buhârî, Cuma, 34. İstiskâ, 3; Tirmizî: Daavât, 118; İbn Mâce, İkâme, 189). Vefât etmiş zâtlarla, makamla, hürmet, büyüklük ve benzeri şeylerle tevessül ise bid’attir. Allah’tan istenecek şeyleri yatırlardan isteme ise şirk ve küfürdür.
“Vird” ne demektir?
Sözlükte gelmek, getirilen su, su hissesi gibi anlamlara gelen vird, tasavvufta, günlük dualar, düzenli bir şekilde belli zamanlarda okunmak üzere âyet, hadis ve ermişlerin sözlerinden derlenmiş duâlar, ahzab, hizb, ezkâr, zikir demektir. Her tarîkatın kendine özgü bir evrâdı (virdleri) vardır. Bu duaların çoğu Kur’an-ı Kerim’e ve hadislere dayanır.
Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı