1- 10 yılda 900'e yakın tablo yaptı
Van Gogh 27 yaşına kadar, bakan, öğretmen ve sanat tüccarı gibi pek çok farklı meslekte çalıştı. Kariyer hayatını aniden değiştirmeye karar veren Van Gogh, tüm odağını resim yapmaya verdi.
10 yıl boyunca, yaklaşık 900 tablo ve kağıt üzerinde 1100 çalışma yaptı. Bu da Van Gogh'un, ortalama her 36 saatte bir yeni bir sanat eseri yapması anlamına geliyor.
Bu kadar kısa sürede, ne kadar çok şey başardığı ise akıllara durgunluk veriyor.
2- Hayatı boyunca zihinsel hastalığıyla yaşadı
Van Gogh'un akıl hastalığıyla mücadele ettiği oldukça yaygın olsa da, yüzde yüz emin olunan bir gerçek değil. Fakat hastalığın semptomları taşıdığı, halüsinasyonlar gördüğü, şiddetli depresyon ve nöbetler geçirdiği bilinen bir gerçek.
Uzmanların, saptanan semptomlar hakkında araştırmalar yapması üzerine şizofreni, bipolar bozukluk, sifiliz, hipergrafi, Geschwind sendromu ve temporal lob epilepsisi gibi tanılar koyuldu.
Yani Van Gogh, hiçbir zaman tam olarak sağlıklı değildi...
3- Van Gogh'un temel gıdaları kahve, sigara ve ekmekti
Ayrıcalıklı geçmişine rağmen, Van Gogh yetişkin yaşamını yoksulluk içinde geçirdi. Ucuz yiyeceklerle hayatta kaldı. Neredeyse sadece ekmek ve kahve tüketiyordu. Aşırı alkol ve tütün kullanıyordu. Nadiren elinde piposunu görülmezdi.
33 yaşına geldiğinde, Van Gogh'un sağlığı kötüden daha da kötüye gitmişti ve kardeşi Theo'ya yaklaşık bir yılda sadece altı öğün yemek yediğini ve dişlerinin gevşek ve ağrılı olduğunu söylediğini yazdı.
4- Ona "Kızıl Başlı Deli" lakabı takılmıştı
Van Gogh'un akıl sağlığı genellikle kötü olduğundan, hastanede çok zaman geçirdi. Yıllar geçtikçe yaşadığı halüsinasyonlar ve sanrılar daha yoğun ve sık hale geldiği için komşularının dikkatini çekmeye başladı.
Davranışından korktuklarından ona “le fou roux” (Kızıl Saçlı Deli) adını verdiler ve ona karşı bir dilekçe yazmak için imza toplamak üzere bir araya geldiler. Buna karşılık, polis Van Gogh'u evinden alıp bir kez daha hastaneye kapattı.
5- Kulağını kesmesinin arkasındaki gerçek hala bilinmiyor
Çoğu insan, Van Gogh'un kulağını kesmesiyle ilgili hikayeyi duymuştur.
Hikayenin popüler versiyonu genellikle şu şekilde anlatılır: Van Gogh ve çok yakın arkadaşı Gauguin arasında bir tartışma yaşandı. Van Gogh arkadaşını usturayla tehdit ettiği için, tartışma daha da hararetlendi. Ama aslında Van Gogh Gauguin'e zarar vermek istemiyordu, kendi kulağının bir kısmını kesmek istiyordu. Kulağını kesip bir beze sardı ve daha sonra bir fahişeye verdi.
Ancak bazı tarihçiler, Gaugin'in suçlu olduğunu düşünüyor. Tarihçilere göre, mükemmel bir eskrimci olan Gaugin bir kavga sırasında, kılıcıyla Van Gogh'un kulağını kesti ve iki sanatçı polisten kaçmak için gerçeği örtbas etti.
Van Gogh'un kulağının tamamının kesildiğine de yaygın olarak inanılsa da, aslında kulak memesinin sadece bir kısmını kesmiş olması muhtemeldir.
6- "Yıldızlı Gece" tablosunu hastanede resmetti
Kulak olayından sonra Van Gogh, Saint-Paul-de-Mausole hastanesine gitmeye karar verdi ve kendisine "genel deliryumlu akut mani" teşhisi kondu.
Neyse ki Van Gogh, günlerini parmaklıklı pencerelerden manzaraya bakarak geçirse de, hastanedeyken de sanatına devam edebildi. En ünlü eseri olan "Yıldızlı Gece"yi burada tamamladı.
Bir başyapıt olarak tanınmasına rağmen, Van Gogh bu eserden hiçbir zaman memnun olmadı.
7- Post-Empresyonizm Selfie'nin öncüsüydü
Üç yıllık bir süre içinde Van Gogh, 43 etkileyici otoportre çizdi. Ancak bu kibirden çok zorunlulukla alakalıydı. Van Gogh'un ücretli modelleri karşılayamadığı ve sınırlı bir sosyal çevresi olduğu için, resmini yapabileceği çok az insan vardı. Bu nedenle kendisini çizmiştir. Otoportrelerinde genellikle kirli ve tıraşsız, derine çökük gözleri, zayıf bir çenesi ve eksik dişleri ile görünür.
Maliyetten tasarruf ettiren diğer hileleri arasında, yeni tuval satın almak yerine yapıtlarının üzerini boyamak da vardı. Bu da ,900 tablonun altında başka neler saklandığını merak ettiriyor.
8- Van Gogh kendi açtığı kurşun yarasından öldü. Yoksa öldürüldü mü?
37 yaşındaki van Gogh hastaneden taburcu edildi ancak akıl sağlığı bozulmaya devam etti.
29 Temmuz 1890'da kendini göğsünden vurduğunun bildirildiği tarihe kadar işler kötüye gitmeye devam etti. Mermi, iç kısmına veya omurgasına belirgin bir hasar vermeden göğsünden geçmesine rağmen, doktorlar mermiyi çıkaramadı ve iki gün sonra enfensiyon kapan yarası nedeniyle öldü.
En çok kabul gören hikaye bu olsa da, bazıları kurşunu kendisinin ateşlemediğine ve aslında sanatçıyla alay eden, onu öldüren yerel bir genç olduğuna inanıyor.
Van Gogh'un ölüm döşeğinde kardeşine söylediği yürek burkan veda sözleri, "üzüntü sonsuza kadar sürecek" oldu.