İş verenler ile aralarında yaşanan hukuksuz uygulamalar nedeniyse mahkemeye baş vuran işçiler için müjdeli haber Yargıtay'dan geldi.
Çalıştığı iş yerinde geçirdiği iş kazası sonucu sol el işaret parmağının 2. boğumundan kopan işçi, iş yerinde gerekli tedbiri almayan işvereni Cumhuriyet Savcılığı'na şikayet etti.
İddiaya göre, iş kazasının yargıya intikal ettirilmesine öfkelenen işveren, yaralı işçiyi işten attı. Mahkemenin yolunu tutan işçi, Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunduğunu, bu nedenle iş akdinin haksız feshedildiğini, çalıştığı süre boyunca fazla mesai ücretlerini alamadığını, işe girdiği tarihten çıkartıldığı tarihe kadar yıllık izin kullanmadığını öne sürdü.
Kıdem ve kötü niyet tazminatı ile fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti ve ödenmeyen ücret alacaklarını istedi. Davalı işveren ise davacının devamsızlık yaptığını bu nedenle iş akdinin haklı nedenlerle feshedildiğini savundu. Mahkeme; davacının davalı tarafından işten haksız çıkarıldığına, ödenmeyen yıllık izin ücret alacağının bulunduğu gerekçesiyle bu taleplerin kabulü ile davacının davalı işveren tarafından işten kötü niyetli olarak çıkarıldığının davacı tarafça ispatlanamadığı ve fazla mesai ücret alacağının dinlenen tanık beyanlarına göre ödendiğini gerekçesiyle bu taleplerin reddine hükmetti. Kararı taraflar temyiz etti.
Kötü niyet tazminatı ödeyecek
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi; emsal bir karara imza attı. Kararda şu ifadelere yer verildi: ''Her ne kadar feshe dayanak olarak devamsızlık gösterilmişse de davacının devamsızlık yaptığına dair yeterli delil de sunulmamıştır. Olayların gelişimi ve dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde davacının hizmet akdinin davacının işvereni Cumhuriyet Savcılığına şikayeti üzerine sona erdirildiği ve yapılan feshin kötü niyetli olduğu kabul edilmelidir. Bu nedenle kötü niyet tazminatı isteminin kabulü gerekirken yazılı şekilde reddi hatalıdır. Fazla çalışma ücret alacağının ödendiğini ispat yükü işverene ait olup, davalı işveren tarafından fazla çalışma ücret alacaklarının ödendiğine ilişkin imzalı maaş bordrosu veya eşdeğer belge sunulmamıştır. Fazla mesainin ödendiğine ilişkin tanık beyanları, beyan sahibini bağlayacak nitelikte olup, davacının fazla mesai ücretlerinin ödendiğini ispatlamaz. Buna göre tanıkların davacının çalışma saatlerine yönelik beyanlarının değerlendirilerek davacının haftalık yasal çalışma süresini aşan çalışmaları varsa alacaklarının hüküm altına alınması gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle talebin reddine karar verilmesi hatalıdır. Temyiz olunan kararın, bozulmasına oy birliği ile hükmedilmiştir.''