Bir karşılıklı boşanma davasında Yargıtay'ın aldığı karar görenleri şaşırttı. Davada eşin sürekli olarak akşamları iş çıkışından sonra annesinin evine gitmesini boşanma sebebi sayarak her iki tarafın davasının kabulü ile boşanmalarına karar verdi.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, yapılan temyiz müracaatını değerlendirmesinin ardından erkek ve kadın arasındaki geçimsizlik durumunu göz önün alarak boşanmalarına karar verdi. Davada erkeğin sürekli olarak akşamları iş çıkışından sonra annesinin evine gitmesini karşı tarafından kusurundan daha fazla olduğunu belirterek çiftin boşanmalarına karar verdi.
İKİ TARAFTA DA KUSURLU SAYILDI
Davacı-karşı davalı erkek istinaf kanun yoluna başvurdu. Bölge Adliye Mahkemesi, iki tarafı da eşit kusurlu saydı. Erkeğin, ‘sürekli akşamları iş çıkışından sonra annesinin evine giderek bu durumu alışkanlık haline getirmek, evin ihtiyaçlarını gidermeyerek birlik görevlerini yerine getirmemek ve evi terk etmek’ hareketleri kusur sayıldı.
Kadının ise ilk derece mahkemesince kusur olarak kendisine yüklenen ve istinaf başvurusunda bulunmadığından kendisi bakımından kesinleşen ‘evin anahtarlarını değiştirmek, eşinin eşyalarını toplayarak çöpe atmak’ şeklindeki davranışları kusur sayıldı. Kararı iki taraf avukatı da temyiz edince devreye Yargıtay 2. Hukuk Dairesi girdi.
ERKEĞİN KUSURU KADINA NAZARAN FAZLA SAYILDI
Kocanın her akşam iç çıkışı annesini ziyarete gitmesinin boşanma sebebi sayıldığı Yargıtay kararında, “Davalı-karşı davacı kadına bölge adliye mahkemesince kusur olarak yüklenen ‘Eşi için kocalık vazifesini yerine getirmiyor dediği’ vakıasının aile ortamında tarafların evlilik birliğindeki sorunlarıyla ilgili görüşmede söylendiği anlaşılmakla kadına kusur olarak yüklenmesi doğru olmamıştır. O halde, mahkemece belirlenen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadına nazaran daha fazla kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir. Boşanmaya sebep olan olaylarda davacı- karşı davalı erkek daha fazla kusurlu olduğundan, boşanma yüzünden mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen davalı- karşı davacı kadın yararına Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi gereğince uygun miktarda maddi tazminat takdir edilmesi gerekir. Kadının bu isteğinin hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak reddi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. Mahkeme hükmünün bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir” denildi.