Kur’an’da, verilen sözün yerine getirilmesi hususunda: “Yeminlerinizi koruyunuz. ” (Mâide, 5/89), “Allah adına yaptığınız akitleri yerine getirin. Allah ’ı kendinize kefil kılarak pekiştirdikten sonra yeminlerinizi bozmayın! Şüphesiz ki Allah yaptıklarınızı bilir. ” (Nahl, 16/91) buyurulur.
Bu itibarla, bir Müslümanın mümkün mertebe yemin etmemesi, yemin etmişse, bir farz veya vacibi terk etmek, ya da haramı işlememek kaydıyla yemininin gereğini yapması gerekir. Yemininin gereğini yapmazsa günah işlemiş olur.
Hem keffaret ödemesi, hem de tevbe istiğfar etmesi gerekir.
Her ne şekilde olursa olsun yeminlerini bozanların yemin keffareti ödemeleri gerekir. Yemin keffareti on fakire birer fitre (fıtır sadakası) miktarı veya bir fakire on ayrı günde her gün birer fitre miktarı para vermek veya on yoksulu sabah akşam doyurmak ya da giydirmektir. Buna gücü yetmeyenlerin ise, ara vermeden üç gün oruç tutmaları gerekir. Bu keffaret Kur’an-ı Kerim’de belirtilmiştir (Mâide, 5/89).
Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı