Yengeç, ıstakoz, karides, kalamar, midye, kurbağa vs. gibi deniz ürünleri yenir mi?

İslam, insanı maddî ve manevî her türlü zarardan korumak için bir takım kurallar koymuş ve insana zarar verebilecek pis ve kötü olan her şeyi yasaklamış; temiz, güzel ve faydalı olanı da helâl kılmıştır (Bakara, 2/168, 173; A’raf 7/157).

İslam’da etleri yenebilecek hayvanlarla ilgili bir liste verme yönüne gidilmemiş, sadece belli ilke ve ölçüler konulmakla yetinilmiştir.


Deniz ürünü olan hayvanlardan maksat, üremesi denizde gerçekleşen hayvanlardır. Dolayısı ile kurbağa ve yengeç gibi hem karada hem suda yaşayan hayvanlar su hayvanları sınıfında yer alırlar (İbn Nüceym, el-Bahru’r-râik, III, 28).
Kur’an-ı Kerim’de denizden elde edilen yiyeceklerin helal olduğu bildirilmiştir (Mâide, 5/96; Fâtır, 35/12). Hz. Peygamber de (s.a.s.): “Denizin suyu temiz, ölüsü helaldir” (Ebû Dâvud, Tahâret 41) buyurmuştur.


Hanefi mezhebi, zikredilen nasslarda helal olduğu belirtilen deniz hayvanlarından kastın balıktan ibaret olduğunu, dolayısı ile balık sınıfına girmeyen midye, kalamar, yengeç, ıstakoz, karides gibi deniz hayvanlarının helal olmadığı görüşünü benimsemiştir (Kâsânî, Bedâiu’s-sanâî, V, 35).


İslam âlimlerinin çoğunluğu ise ayet ve hadisteki genel ifadelerden hareketle ayrım yapmaksızın bütün deniz hayvanlarının helal olduğunu söylemişlerdir. Ancak bu görüş için de bazı istisnalar söz konusudur:


a.     Şâfiî mezhebine göre suda yaşayan ama eti yenen kara hayvanlarına benzeyenlerin yenmesi helal, eti yenmeyenlere benzeyenler ile su hayvanı sayılmasına rağmen kurbağanın yenmesi haramdır. Yengeç ve kaplumbağa konusunda ise ihtilaf vardır (Nevevî, el-Mecmu’, IX, 33).
b.     Mâlikî mezhebine göre ise su hayvanlarından sadece deniz domuzu denilen hayvanın eti haramdır (Bidâyetü’l-müctehid, I, 470).

Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı

Din Haberleri