İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Yüksek Seçim Kurulu üyelerine hakaret ettiği gerekçesiyle yargılandığı davada 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı. Mahkemenin verdiği karar Türkiye'nin konuştuğu en önemli konu haline dönüşürken cumhurbaşkanı adayı olması durumunda nasıl bir süreç yaşanacağı merak konusu oldu. Özellikle muhalefet cephesi de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın seçimlerin zamanında yapılması durumunda aday olamayacağını ifade ediyor. Bu konuda en yetkili isim olan Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Muharrem Akkaya açıklamalarda bulundu.
İMAMOĞLU'NA VERİLEN CEZA
DW Türkçe'de Alican Uludağ'a açıklamalarda bulunan Muharrem Akkaya, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na verilen cezası sonrası yaşanan adaylık tartışmalarına değinerek, "Ben de Anayasa’nın 101. maddesinde Cumhurbaşkanı seçilme şartlarını anlattım. Kurumsal bir açıklama değil. Sayın Ekrem İmamoğlu’nun durumu, somut olarak YSK önüne gelirse değerlendirilir" dedi.
Akkaya, "Dosyada biz şikayetçi değiliz, müdahil de değiliz. Şikâyete bağlı bir suç da değil. Yargı süreci devam ediyor. Dosyayı görmeden bir şey diyemem" dedi. Akkaya, muhalefetin kararı "siyasi" olarak gördüğüne ilişkin yorumlarının anımsatılması üzerine, "Yargı süreci devam ediyor, hukuki süreç devam ediyor. Ben buna bir şey diyemem" karşılığını verdi.
"ADAYLIK KONUSUNUN BİZİM ÖNÜMÜZE GELME İHTİMALİ VAR"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın adaylığı hakkında konuşan Muharrem Akkaya, "Şu anda mevcut Sayın Cumhurbaşkanı aday olduğunu söylüyor. Ancak adaylık konusunun bizim önümüze gelme ihtimali var. Benim görev sürem 24 Ocak'ta doluyor. Ancak yerimize gelecek adaylar seçilemezse bizim görevimiz devam eder. Bu nedenle önümüze gelebilecek bir konuda hukuki değerlendirme yapamam. Somut bir şey söylemem mümkün değil. İhsas-ı rey olur" ifadelerini kullandı.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN ADAYLIĞI
Karakaya, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın adaylık durumu için bir çalışma yaptığını kaydederek, "Kurul üyeleriyle paylaşmadım. Konu YSK önüne gelir gelmez, bakacağız. Belki aday olmaz, belki başka bir şey olur… Cumhurbaşkanı, resmen adaylığa başvurmadan bu konuyu değerlendiremiyoruz" dedi.
Akkaya, "Peki, Erdoğan'ın adaylığıyla ilgili bir kanaatiniz oluştu mu?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Bir kanaatim var. Bu konuyu anayasa hukukçusu olan, güvendiğim bir arkadaşımla istişare ettim. Araştırdık. Görüşüm oluştu. Bununla ilgili sürekli yazılanları okuduk."
Seçim güvenliği konusunda değerlendirmelerde bulunan Karakaya şöyle konuştu:
"Gerçekten ciddi anlamda sonuç değiştirecek yolsuzluk veya usulsüzlük yapıldığını düşünmüyorum. Çok güvenli seçim yapıyoruz. 7 kişilik sandık kurulunda 5 tane siyasi parti temsilcisi var. Biz YSK olarak bütün toplantılarımızı siyasi parti temsilcilerinin gönünde yapıyoruz, onların görüşlerini alıyoruz. İlçe seçim kurullarında da parti temsilcileri var. Her aşamada parti temsilcileri var."
"SEÇİMİ FİZİKİ OLARAK YAPIYORUZ, SEÇSİS HESAP MAKİNESİ GİBİ KULLANILIYOR"
Seçim sürecinde kullanılan Seçim Bilişim Sistemi (SEÇSİS) konusunda bir güvenlik açığı olup olmadığının sorulması üzerine Akkaya, "Hayır, biz bilişimden yararlanıyoruz. Ancak seçimi fiziki olarak yapıyoruz. Sonuçlar fiziki olarak hesaplanıyor. Sandık sonuç tutanakları ilçede birleştiriliyor. Daha sonra sisteme yüklüyoruz. SEÇSİS bir hesap makinası gibi kullanılıyor" dedi.
PARMAK BOYASI GERİ GELECEK Mİ?
Geçtiğimiz yıllarda kullanılan parmak boyası için konuşan Akkaya, "Parmak boyası, kanun işi. Türkiye’de mükerrer oy diye bir şey yok. Sandık kurullarında 7 kişinin 5 tanesi parti üyesi. Başkasının yerine oy kullandırma söz konusu olamaz. Oy kullanma sırasında fotoğraflı kimlik gösteriliyor. Başkasına oy kullandırmak mümkün olamaz. Eğer oy kullandırılıyorsa sandık kurulu zaten görevini ihmal etmiş demektir. Bireysel hatalar olabilir" ifadelerini kullandı.
SURİYELERİN OY KULLANMASI
Seçimlerde oy kullanacak Suriyelilerin sayısı hakkında bilgi vermeyen Akkaya, "Biz seçmenleri sınıflandırmıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı olması bizim için yeterli. Nereden geldiklerine, nerede doğduklarına bakmıyoruz. Bizim için seçmen olamayacaklar bellidir. Kısıtlılar, cezaevindeki hükümlüler, askerler. Bunları seçmen listelerinden düşüyoruz" şeklinde konuştu.