Zayıflamadaki kilit nokta: İştah hormonları (Ghrelin)

Fatma Fidan

İştah hormonlarındaki dengenin bozulması sonucu iştah artışı ve yanlış yiyecek seçimleri sonucu kendini doymuş ve tatmin olmuş hissetmemek  muhtemelen kilo almanın  en büyük nedeni.

Vücut giderek toksik hale geldikçe açlıkla karıştırılan ama aslında gerçek açlık olmayan bir durumun içine sürüklenebilir. Sürekli acıkıyorsunuz, çünkü vücudunuz sürekli size aç olduğu sinyalini gönderiyor. Çıkış yolu var mı, evet elbette..

Normalde midemiz ve barsaklarımız yiyecekle dolduğu zaman artık yemeye devam etmememiz için tatmin olma hormonları salgılanır. Bu hormonlar; kolesistokinin, Glukagon like peptid-1 (GLP-1) ve peptid YY (PYY) gibi hormonlardır ve barsaklar boşaldığı zaman ve vücudunuzun ekstra kaloriye ihiyacı olduğu zaman bu hormonların sevİyesi azalır. Böylece acıkmaya başlarız. Ghrelin iştahı kontrol eden esas hormonlardan biridir ve eğer artarsa bu  açlık atakları ve kilo almayla sonuçlanır. Bu nedenle eğer Ghrelin’i  kontrol edebilirsek, iştahı da kontrol edebiliriz. Ghrelin’in azalması tokluk hissi ve dolayısıyla kilo vermeyle sonuçlanır.

Ghrelin, beynimize “ben açım” sinyalini gönderen hormondur.  Boş mide Ghrelin hormonunun salgılanmasını uyarır. Yani, midemiz boş olduğu zaman mide tarafından salgılanır ve bize bir şeyler yememiz gerektiği mesajını gönderir.  Ghrelin düzeyleri yemekten önce yükselmekte; besin alımından sonra yaklaşık 3 saat içerisinde düşmektedir. Yapılan araştırmalarda özellikle Ghrelin’in artış miktarının midenin boşalma hızıyla ilgili olduğu saptanmıştır. Mide boş kaldığında Ghrelin salgısı artmakta ve kişide midesini doldurma ihtiyacı doğmaktadır.

Ghrelin fazla aktive olduğunda bu yeme krizlerine neden olmaktadır. Çoğu kilo vermeye çalışan obez vakalarda ghrelin artmıştır ve bu nedenle iştah ve yeme davranışı tetiklenmiştir. Lifli besinler ile beslenmek, midede alınan besinlerin daha uzun süre kalmasını sağlayacaktır. Bu sayede Ghrelin hormonu baskı alınacaktır. Bu şekilde beynin iştah merkezinde beslenme güdüsü baskılanacaktır. Son dönem önerilen kepekli, lifli, meyve ve sebze ile beslenmenin altında yatan faktör midede gıdanın daha uzun süre kalmasıdır. Bu durumla birlikte mide daha geç boşalacak ve açlık hissi daha az rastlanacaktır. Yapılan klinik araştırmalarda obez kişilerin kandaki ghrelin seviyelerin hızla arttığı tespit edilmiştir. Yüksek rakamlara ulaşıldığı görülmüştür.

Ayrıca pek çok obezite vakasında iştahı düzenleyen hormonlara karşı bir duyarsızlaşma vardır. Bu da normalde ‘’dur’’ sinyalini alamamayla sonuçlanabilir. Kilo vermeye çalışan çoğu obez insanda ghrelin düzeyleri artmış olduğu için bu daha fazla yemek yeme, doyma hissi zorluğu ve beynin de yanlış davranışı ödüllendirmeyi desteklemesi obezitede ana faktördür.

Sonuçları oldukça sarsıcı bir çalışmaya göre, bakliyat türleri iştahı azaltıyor, tokluk hissi veriyor ve Ghrelin adlı iştah hormonunu düzenleyerek bunu gerçekleştiriyor. Barbunya fasulyesi ile yapılmış çalışmalar Ghrelin düzeylerini azaltmasının yanısıra alfa-amilaz enzimini de engelleyerek -karbonhidratları şekerlere parçalayan enzim- bu şekilde şekerin sindirilmesini yavaşlatarak ve barsaklardan emilimini azalttığını da göstermiştir.

Ghrelin iştahı kontrol eden esas hormonlardan biridir ve eğer artarsa bu  açlık atakları ve kilo almayla sonuçlanır. Bu nedenle eğer Ghrelin’i  kontrol edebilirsek, iştahı da kontrol edebiliriz. Ghrelin’in azalması tokluk hissi ve dolayısıyla kilo vermeyle sonuçlanır.

Kilo verirken yapılan diyetle kişi kilo kaybeder. Kilo kaybettikçe, geri alımı için iştah merkezini uyarır. İştah merkezi uyarıldıkça ve mide boş kaldıkça, Ghrelin salgısı artacak ve kişide iştah artışı yaşanacaktır. Bununla birlikte kilo alımı gerçekleşecektir. Ghrelin ile ilgili dikkat çekici bir durumda mide boşalma hızıyla paralel ghrelin seviyesi paralelliğidir

LİFLİ BESİNLER TÜKETİLMELİ

Özellikle diyet planlanırken,  midede uzun kalan besinler, bol lifli besinler ile düzenlemek yapılacak en uygun en diyet felsefesi olacaktır. Çabuk sindirilen besinler mideden daha çabuk uzaklaşır ve ghrelin seviyesi çok daha hızlı artar. Böylelikle daha çabuk aç hissedersiniz. Basit şeker, kompleks karbonhidrat ayrımını iyi yapmabilirsiniz.
Bunlar arasında en çok gördüğümüz kepekli ürünler, sebze ve yine meyve ağırlıklı beslenmemizi öneriler araında olacaktır. Bu besinler midede uzun süre kalacaktır.

Meyvelerden; Narenciye grubu (portakal, greyfurt, mandalina ), şeftali, elma, muz, kuru erik, kuru kayısı, armut
Sebzelerden; Brokoli,Brüksel lahana,havuç, yeşil yapraklı sebzeler, Karnabahar, Soğan, lahana, kereviz, domates,patlıcan,biber,salatalık

Baklagiller;Sarı mercimek ya da yeşil mercimek, fasulye, nohut

Tam Tahıllardan;Yulaf, arpa unu, bugday kepeği,çavdar unu

Kilo verme sürecinde diyet planlanırken özellikle Beslenme ve Diyet uzmanından yardım alınmalıdır..

Herkese, düşük ghrelin seviyeli günler dilerim…

İlk yorum yazan siz olun