Zekât ve sadaka-i fıtır kimlere verilir, kimlere verilmez? Diyanet İşleri Başkanlığı

Zekâtın verileceği kimseler Kur’an-ı Kerim’de belirtilmiştir. Bunlar; fakirler, miskinler, zekât toplamakla görevlendirilen memurlar, müellefe-i kulûb adı verilen kalpleri İslam’a ısındırılmak istenen kimseler,

Zekâtın verileceği kimseler Kur’an-ı Kerim’de belirtilmiştir. Bunlar; fakirler, miskinler, zekât toplamakla görevlendirilen memurlar, müellefe-i kulûb adı verilen kalpleri İslam’a ısındırılmak istenen kimseler, esaretten kurtulacaklar, borçlu düşenler, Allah yolunda cihada koyulanlar ve yolda kalmış olanlardır (Tevbe, 9/60).
Fakir ve miskin, temel ihtiyaçları dışında herhangi bir maldan nisab miktarına sahip olmayan kimsedir. Ancak temel ihtiyaçları dışında, ister artıcı (nâmî) vasıfta olsun ister artıcı vasıfta olmasın, herhangi bir maldan nisap miktarına sahip olan kimse fakir veya miskin kapsamında olmadığından ona zekât verilmez (İbnü’l-Hümâm, Fethu’l-Kadîr, Beyrut 1424/2003, II, 266).

Borçlu, kul hakkı olarak borcu olan ve borcunu ödeyeceği maldan başka nisab miktarı malı bulunmayan kimsedir (İbnü’l-Hümâm, Fethu’l-Kadîr, Beyrut 1424/2003, II, 268, 272).
Yolda kalmış kimse, sürekli yaşadığı yerde malı bulunsa bile, çıktığı yolculukta parasız kalıp parasına ulaşma imkânı bulamayan, başka bir deyişle, parasızlıktan yolda kalmış ve memleketine dönemeyen kimsedir. Bu kimseye, malının bulunduğu yere dönmesine ve dönünceye kadarki ihtiyaçlarını gidermesine yetecek kadar zekât verilebilir (Kâsânî, Bedâiu’s-Sanâi, Beyrut 1406/1986, II, 43-46).

Zekât ve sadaka-i fıtır kimlere verilmez?

Aşağıda sayılanlara zekât ve fitre verilmez:
1)     Ana, baba, büyük ana ve büyük babalara,
2)     Oğul, oğlun çocukları, kız, kızın çocukları ve bunlardan doğan çocuklara,
3)     Müslüman olmayanlara,
4)     Kendi eşine,
5)     Zengine yani asli ihtiyaçları dışında nisap miktarı mala sahip olan kişiye,
6)     Babası zengin olan ergen olmamış çocuğa (Merğinânî, el-Hidâye, Beyrut 1410/1990, I, 122).

Sivil toplum kuruluşlarına zekât verilebilir mi?

Zekâtın verileceği yerler, Tevbe suresinin 60. ayetinde belirlenmiştir. Buna göre zekât, ilke olarak fakirlerin ve ihtiyaç sahibi bireylerin hakkıdır. Bu itibarla, belirli şartları taşıyan Müslümanların yükümlü oldukları zekat ve fıtır sadakasının, Kur’an-1 Kerim’de belirlenen yerler dışında her hangi bir yere verilmesi veya cami, köprü, yol, okul, su gibi hayır işlerine sarf edilmesi, Hanefîlerce caiz görülmemiştir. Bu esas gözetilmeksizin zekât niyeti ile yapılan ödemeler zekât yerine geçmez. Zekât bu kimselere doğrudan teslim edilebileceği gibi, aracı vasıtası ile ulaştırılabilir. Bu aracının birey olması ile kurum olması arasında fark yoktur. Buna göre bir sivil toplum kuruluşu, toplayacağı zekâtları Kur’an’da belirlenen yerlere/fakir ve ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyorsa aracı konumunda olan bu kuruluşlara zekat emanet edilebilir.

Zekâtı hak sahiplerine ulaştırmayıp genel hizmetleri içinde değerlendirecek olan sivil toplum kuruluşlarına ise zekât verilmez.

Halka hizmet veren bu gibi kurumların varlıklarını sürdürmeleri için desteklenmeleri gereklidir. Ancak bu zekât dışında gönüllü yardımlar yolu ile yapılmalıdır.

Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı

Din Haberleri