İslam âlimleri bu ayette geçen “evlenir” kelimesinin anlamlandırılmasındaki ihtilafa dayalı olarak konu ile ilgili iki farklı görüş ortaya koymuşlardır. Azınlıkta kalan bazı âlimler ayeti herhangi bir yoruma tâbi tutmaksızın lafzî karşılığını esas alarak zina edenlerin ancak kendileri gibi zina etmiş kimselerle evlenebileceklerini, aksi durumun caiz ve geçerli olmayacağını iddia etmişlerdir.
Buna karşılık Hanefî, Şâfiî, Mâlikî ve Hanbelîlerin oluşturduğu çoğunluk ise zina etmeyen bir kimsenin zina eden bir kimse ile evlenmesini caiz görmüştür. Bu yaklaşıma göre yukarıda geçen ayetteki “zina edenlerden”den maksat, fuhşu meslek olarak icra eden ve âdet haline getirenlerdir (bkz. Cassâs, Ahkâmu’l-Kur’an, Beyrut 1992, V, 106 vd. ; Kurtubî, el-Câmi li ahkâmi’l-Kur’an, Beyrut 2006, XV, 116-122). Çoğunluk ayrıca bu ayeti “Zina eden erkek, çok kere, namuslu ve mümin kadınla değil, kendisi gibi zina eden bir kadınla veya Allah’a ortak koşan bir kadınla evlenir, (eğilimi bu yöndedir)” yönünde anlamış ve bunu da “Kötü kadınlar, kötü erkeklere; kötü erkekler de kötü kadınlara; temiz kadınlar temiz erkeklere, temiz erkekler de temiz kadınlara layıktır. ” (Nûr, 24/26) ayetine dayandırmışlardır.
Buna göre İslam’da zina etmek ağır bir suçtur. Esas olan zinadan uzak durmak ve iffetli yaşamak ve böyle yaşayan kimselerle yuva kurmaktır. Bununla birlikte zina etmiş olan bir kimse ile usulüne göre yapılan evlilik de geçerlidir (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, II, 317).
Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı