SON DAKİKA | Cumhurbaşkanı Erdoğan: Burada siyasete yer olmamalı
SON DAKİKA...Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, A Haber yayınına çıkarak 9 gündür süren yangınlarla ilgili konuştu.Erdoğan; “Televizyonda konuşuyorlar, ‘canlılar yandı’ eyvallah. Yahu yangın olur da ormandaki canlılar yanmaz mı? Biz bu canlıların sahiplerine hepsine ödemelerini yapacağız. ” dedi.
SON DAKİKA....Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, A Haber yayınına çıkarak orman yangınları hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, "Aşırı bir rüzgar olmasa söndürmek daha kolay olacak” demesinin ardından, “Yerleşim bölgelerindeki yangın vesairelerin sorumluluğu kimin? O da oradaki büyükşehir belediyelerinin sorumluluğundadır” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, “Orman yangınları şu an tüm dünyanın mücadele ettiği Covid-19 gibi uluslararası bir tehdittir, hatta bir terör tehdididir. Bu yerler yanıyorsa bizim ciğerimiz de yanıyor. Elimizden ne geliyorsa bunu sonuna kadar yapacağız,” diyerek dünyadaki diğer yangınları sıralamaya başladı.
“Yangın meselesinde 8. gün. Yangın şiddetiyle devam ediyor. Vilayetlerdeki yangının devam edişi. Birçok otellerde kalanlar var. Onların tahliye edilmesi çalışmalarımız oldu. Burada silahlı kuvvetlerimiz, kıyı emniyeti hepsi devreye girdi. Deniz ve karadan boşaltma çalışmalarını gerçekleştirdik. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de orman yangınlarında artış yaşandı. Burada siyasete yer olmamalı. 8 gün içinde 187 yangın çıktı. Şu anda 15 yangın devam ediyor. Bunların bir kısmı kontrol altında. Bütün bunlarla beraber 15 noktada devam eden yangınları kontrol altına alma çalışmaları sürüyor. Şu anda ülkemizin önemli işadamlarından birkaçının sahibi olduğu termik santral var ki, adeta yanma tehdidiyle karşı karşıya. Gün boyu uçaklar söndürme çalışması yaptı. Az önce kendileriyle görüşme yaptım. Şu an üç bakanımız ayrıca oradalar. Bunu söndürebilmek için aşırı rüzgar sözkonusu olmasa tabii ki söndürmek kolay olacak.
Bu ülkede muhalefet sizinle beraber mücadelenin içerisinde. ‘Burada niye uçak, helikopter yok’ diye bir yalan terörü estiriliyor. Şu anda 16 uçak var. Bugün gelenlerle 21’e çıktı. 57 helikopter var. 850 arasöz var. Bunlar çalışıyor. Devlet olarak bizim görevimiz nedir? Bizim görevimiz birinci derecede tarım, orman, hayvancılık yani bütün bu ormanların bakımı, ıslahı ve Allah göstermesin bu yangınlar olduğu zaman bunların söndürülmesi birinci derecede bizim sorumluluğumuz. Yerleşim bölgelerindeki yangının sorumluluğu kimin? Oradaki büyük şehir belediyelerinin sorumluluğundadır.
“HAYIR BİZİM SORUMLULUĞUMUZ YOK DİYEMEZLER”
Antalya Büyükşehir Belediyesi, Muğla Büyükşehir Belediyesi birinci derecede sorumludur. İzmir aynı şekilde, Aydın aynı şekide. Denizli de öyle. Bunlar ‘hayır bizim sorumluluğumuz yok’ diyemezler. Açsınlar yerel yönetimlerdeki yasayı iyice incelesinler. Bunlar ne tür bir seferberlik yaptılar? Şu anda ne yapıyorlar? 8 şehidimiz var. Orman teşkilatı şehitlerimizdedir. Hiçbir yerden kaçma noktasına gitmedik. 2002’de 14 adet 21 ton kapasiteli uçak var. 2021’de 682 adet iş makinası var. Bütün bunlarla beraber yangınla mücadeleyi sürdürüyoruz. Kaçamak yapmak yok. Üzerine üzerine gidiyoruz.
Bugün dünya adeta yangın tehdidi altında. ABD yanıyor, Rusya yanıyor, Kanada yanıyor. Kimse kalkıp da ‘Rusya niye yanıyor’ diyemez. Ben sayın Putin’le konuştum. O halde iken bize 3 uçak, 4 helikopter gönderdi. Bu bir dayanışmadır. Afrika’nın yarısı yanıyor. Böyle bir durum var dünyada. İklim koşullarının tahrik ettiği bir durum sözkonusu. Temenni ederim ki bundan tüm insanlık kurtulmuş olsun. Kanada’da 4579 adet yangın çıkmış. Böyle bir durum var. Kanada’da 750 bin hektar alan yanmış. İspanya’da 448 orman yangını çıkmış. Orada da 57 bin 600 hektar alan zarar görmüş. İtalya’da 1085 yangın çıkmış. Bunların hepsini görüp, ona göre Türk siyaseti bunu değerlendirmesi lazım.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, A Haber yayınına çıkarak 9 gündür süren yangınlarla ilgili konuştu.
Erdoğan; “Televizyonda konuşuyorlar, ‘canlılar yandı’ eyvallah. Yahu yangın olur da ormandaki canlılar yanmaz mı? Biz bu canlıların sahiplerine hepsine ödemelerini yapacağız. ” dedi.
SORUMLULUĞU MİLLET İTTİFAKINA YIKTI
Erdoğan, “Aşırı bir rüzgar olmasa söndürmek daha kolay olacak,” dedi. Erdoğan, “Yerleşim bölgelerindeki yangın vesairelerin sorumluluğu kimin? O da oradaki büyükşehir belediyelerinin sorumluluğundadır” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, “Orman yangınları şu an tüm dünyanın mücadele ettiği Covid-19 gibi uluslararası bir tehdittir, hatta bir terör tehdididir. Bu yerler yanıyorsa bizim ciğerimiz de yanıyor. Elimizden ne geliyorsa bunu sonuna kadar yapacağız” diyerek dünyadaki diğer yangınları sıralamaya başladı.
Erdoğan, sosyal medyadaki ‘Help Turkey’ çağrılarına ilişkin ise “Yalancının mumu yatsıya kadar yandı. Bu, yatsıya kadar bile yanmadı. Karşılığında Güçlü Türkiye diye etiket açtılar. Çok daha fazlasıyla karşılık buldu. Heşteg atacakmış da ne yapacakmış da… Ne yaparsanız yapın ya. Güvendikleri dağlara da kar yağdı. Çünkü birçok sanatçı da çıktı ‘ben katılmıyorum’ dedi. Çıktı değil mi?” dedi.
Erdoğan özetle şunları söyledi:
“Yangın meselesinde 8. gün. Yangın şiddetiyle devam ediyor. Vilayetlerdeki yangının devam edişi. Birçok otellerde kalanlar var. Onların tahliye edilmesi çalışmalarımız oldu. Burada silahlı kuvvetlerimiz, kıyı emniyeti hepsi devreye girdi. Deniz ve karadan boşaltma çalışmalarını gerçekleştirdik. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de orman yangınlarında artış yaşandı. Burada siyasete yer olmamalı. 8 gün içinde 187 yangın çıktı. Şu anda 15 yangın devam ediyor. Bunların bir kısmı kontrol altında. Bütün bunlarla beraber 15 noktada devam eden yangınları kontrol altına alma çalışmaları sürüyor. Şu anda ülkemizin önemli işadamlarından birkaçının sahibi olduğu termik santral var ki, adeta yanma tehdidiyle karşı karşıya. Gün boyu uçaklar söndürme çalışması yaptı. Az önce kendileriyle görüşme yaptım. Şu an üç bakanımız ayrıca oradalar. Bunu söndürebilmek için aşırı rüzgar sözkonusu olmasa tabii ki söndürmek kolay olacak.
Bu ülkede muhalefet sizinle beraber mücadelenin içerisinde. ‘Burada niye uçak, helikopter yok’ diye bir yalan terörü estiriliyor. Şu anda 16 uçak var. Bugün gelenlerle 21’e çıktı. 57 helikopter var. 850 arasöz var. Bunlar çalışıyor. Devlet olarak bizim görevimiz nedir? Bizim görevimiz birinci derecede tarım, orman, hayvancılık yani bütün bu ormanların bakımı, ıslahı ve Allah göstermesin bu yangınlar olduğu zaman bunların söndürülmesi birinci derecede bizim sorumluluğumuz. Yerleşim bölgelerindeki yangının sorumluluğu kimin? Oradaki büyük şehir belediyelerinin sorumluluğundadır.
“HAYIR BİZİM SORUMLULUĞUMUZ YOK DİYEMEZLER”
Antalya Büyükşehir Belediyesi, Muğla Büyükşehir Belediyesi birinci derecede sorumludur. İzmir aynı şekilde, Aydın aynı şekide. Denizli de öyle. Bunlar ‘hayır bizim sorumluluğumuz yok’ diyemezler. Açsınlar yerel yönetimlerdeki yasayı iyice incelesinler. Bunlar ne tür bir seferberlik yaptılar? Şu anda ne yapıyorlar? 8 şehidimiz var. Orman teşkilatı şehitlerimizdedir. Hiçbir yerden kaçma noktasına gitmedik. 2002’de 14 adet 21 ton kapasiteli uçak var. 2021’de 682 adet iş makinası var. Bütün bunlarla beraber yangınla mücadeleyi sürdürüyoruz. Kaçamak yapmak yok. Üzerine üzerine gidiyoruz.
Bugün dünya adeta yangın tehdidi altında. ABD yanıyor, Rusya yanıyor, Kanada yanıyor. Kimse kalkıp da ‘Rusya niye yanıyor’ diyemez. Ben sayın Putin’le konuştum. O halde iken bize 3 uçak, 4 helikopter gönderdi. Bu bir dayanışmadır. Afrika’nın yarısı yanıyor. Böyle bir durum var dünyada. İklim koşullarının tahrik ettiği bir durum sözkonusu. Temenni ederim ki bundan tüm insanlık kurtulmuş olsun. Kanada’da 4579 adet yangın çıkmış. Böyle bir durum var. Kanada’da 750 bin hektar alan yanmış. İspanya’da 448 orman yangını çıkmış. Orada da 57 bin 600 hektar alan zarar görmüş. İtalya’da 1085 yangın çıkmış. Bunların hepsini görüp, ona göre Türk siyaseti bunu değerlendirmesi lazım.
Orada bir kişi ‘benim varım yoğum traktördür’ dedi. Bakan Mustafa Bey’e söyledim ‘Hiç uzatmayacaksın traktörü vereceksin’ dedim. Birçok deprem olaylarıyla karşı karşıya kaldık. Bir Bingöl, bir Simav depremi. O yıkılan yerleri adeta sıfırladık. Yepyeni TOKİ ile binalar yaptık, sahiplerine verdik. Vatandaşımızı sahipsiz bırakmadık. Bu bir güven getiriyor. Son 19 yılda afetlerle mücadelede profesyonel yaklaşım sergiledik. Burada yangın ortamında ‘bile başkanımıza güveniyoruz’ diyorlar.
“EVİNİ BUL, YERLEŞ, KİRANI ÖDEYECEĞİZ DEDİK”
Zaman kaybına tahammülümüz yok. Vatandaş bunu görecek ki rahatlayacak. Hemen ‘evini bul, yerleş, kiranı biz ödeyeceğiz’ diyoruz. Bunu yaparken 50 bin lira sana destek vereceğiz diyoruz. Muhalefetin belediyeleri böyle bir şey yapıyor mu? Ben hemen talimat verdim, ‘evin içini donatacaksınız’ dedim. Bu ayni de olur, nakdi de olur. 50 bin liraya kadar her türlü desteği vereceğiz dedik. Şu anda valilelirimiz çalışmayı yapıyorlar.
Türk siyaseti maalesef muhalefetsiz bir siyasettir. Az önce söyledim. Türkiye’de muhalefetin terörü esiyor. Bunu bir tarafa koymak mümkün değil. ABD’de, Kanada’da, Rusya’da bu kadar yer yanar, tam aksine ‘bize de ne düşer’ diye iktidarın yanında yerlerini alır. Bizde maalesef böyle bir durum yok. Biz şu anda iktidarız. Elimizden geleni ardına koymadan yapmaya devam edeceğiz. Bizim Yüksek Askeri Şura toplantımız vardı. YAŞ’ta üye olan Dışişleri Bakanıma, İçişleri Bakanıma ‘siz gelmeyin, bölgede kalın, çalışmalara devam edin’ dedim. Bu arkadaşlarım 8 gün orada yattılar, orada kalktılar. Milletvekili arkadaşlarım da öyle. Biz dertliyiz. Bu yerler yanıyorsa bizim ciğerimiz de yanıyor. Öyleyse elimizden ne geliyorsa sonuna kadar yapacağız Amerika ne yapmış, Yunanistan ne yapmış? Bunu ben bilmeyeceksem iktidar olarak kim bilecek? 19 yılda tecrübe edindik. Bizden önce yapılanları da gördük. Dünyada neler olup bitiyor takip ediyoruz. Siyasetin içinde 40 yıl tecrübem var. Hep birlikte bu çalışmayı yürüttük. Orman yangınları da şu an tüm dünyanın mücadele ettiği adeta Kovid-19 gibi uluslararası bir tehdittir.
“CANLI HAYVAN SAHİPLERİNE ÖDEMELERİNİ YAPACAĞIZ”
Muhalefetin yaptığı yalan terörüdür. Bir tespitin varsa dürüst yap. Dürüst yap da adam sansınlar, biz de oradan bir şeyler kapalım. Hırvatistan yanıyor. Bizim de ciğerimiz yanıyor. Televizyonda konuşuyorlar, ‘canlılar yandı’ eyvallah. Yahu yangın olur da ormandaki canlılar yanmaz mı? Biz bu canlıların sahiplerine hepsine ödemelerini yapacağız. Bunun çalışmaların talimatını valilerimize verdik. Vatandaşımızın yaylalarda, benim yörük kardeşlerimin geçim kaynağı o. O olacak ki, peynirini yapacak, çökeleğini yapacak.
Bay Kemal’e vereceğim bir cümlelik cevap var. Benim Kültür ve Turizm Bakanına vermiş olduğum böyle bir yetki yok. Kendisi müddei olarak dürüst ise ispat etmesi lazım. Hukukta bir kelime vardır müddei iddiasını ispatlamak zorundadır. Ormanlar yansın, buralarda biz beton yığını binalar inşa edelim, haşa! Ben dikey mimariye karşı olduğuğunu söyleyen bir insanım. Betona nasıl olur da sahip çıkarım? Böyle bir şey kesinlikle söz konusu değil. Bütün bunlar ispati gerektiren bir şey. Buradaki belediyeler CHP’li belediyeler. Eğer buralarda imar planlamalarını yaparken buraları eğer ormandan yerler vermek suretiyle, maki gruplarından yer vermek suretiyle inşaatlar yapılmışsa bunun sorumlusu sensin. Senin belediyelerin. Burada biz AK Parti olarak her türlü müdahaleye varız. Çevre Şehircilik Bakanlığı olarak şu anda o belediyelerin olduğu yerlerde birçok yerleri yıktık, yıkmaya devam ediyoruz. Bay Kemal bu yıkılan yerlerden senin haberin yok mu?
BUNDAN SONRA DA FİDAN DİKMEYE DEVAM EDECEĞİZ
19 yıl içerisinde 5 milyon 400 bin ağaç diktik biz. Hala da dikmeye devam ediyoruz. Veysel Bey döneminde diktik, Bekir Bey döneminde dikiyoruz. Yanan yerler böyle kel mi kalacak? Belli bir süre var. O süre dolmadan dikimi yapamıyorsunuz. Birçok yerde daha çok ağaç dikimini teşvik ediyorum. Bir an önce yetişmiş ağaçlarla görülmeye değer hale gelsin. Bazı yerlerde okul çocuklarımızla fidanları dikiyoruz. Bundan sonra bunu yapmaya devam edeceğiz.
Arkadaşlarımızla, heyetlerimizle, ziraat mühendisi arkadaşlarımızla daha ne gibi çalışma yapabiliriz noktasında daha başarılı oluruz bunları da konuşmanın faydasına inanıyorum. İnşallah şu belayı defettikten sonra atacağımız adımlar bunun üzerine olacaktır. İnşallah bunun adımlarını atacağız.
BİZİM CİĞERLERİMİZİ YAKANIN CİĞERLERİNİ YAKARIZ
Burada böyle bir endişe başından itibaren hep taşıdık. Bu endişenin arkasından bir şeyler çıktı. Şu anda önce gözaltına alınanlar vardı, sonra tutuklananlar oldu. Tutuklananların ailesinde PKK’ya iltisaklı olduklarını tespit ettik. Geçen yıl Hatay’daki orman yangınlarında bu işi çok açık net yaşadık. Bu yıl yaşamadık dememizin anlamı yok. Böyle bir şey var mı, yok mu polis teşkilatımız, istihbarat örgütümüz incelemelerini yapıyor. Varsa tabii ki üzerine üzerine gideceğiz. Bizim ciğerlerimizi yakanın tabii ki ciğerlerini yakacağız. Bu kadar canlı yandı. Bal, arı kovanlarımız yandı gitti. Bunları görmeyecek miyiz? Birçok vatandaşlarımızın ekmek teknesiydi. Bunlara yönelik çalışmalarımızı yapacağız. O vatandaşlarımızın arı kovanlarını alıp teslim edeceğiz, onları yolda bırakmayız. Ortada bir cinayet var.
Bu yangınlarla ilgili ihbar, belge, bilgi polis, jandarma, istihbaratımız tarafından etraflıca takip ediliyor. Bunları kovalıyoruz. Özellikle ormanlarımıza yönelik alçakça saldırı planlarını yakından takip ediyoruz. Geçtiğimiz yıl PKK yöneticilerin talimatıyla artan hadiseler ortalamanın üç katın üzerinde zarar görmemize yol açmıştır. Bunu bilmemiz lazım. Bizim ciğerlerimizi yakanın ciğerlerini sökmek boynumuzun borcudur.
BU YANGIN BİZİM TARİHİMİZDE OLMUŞ YANGIN DEĞİL
‘Bir helikopter, uçak gördüysem namerdim’ diyor. Hiç şüphen olmasın, öylesin zaten. Sen bunları konuşurken arkandan helikopter, uçak geçiyor. Sadece gece saatler hava kararınca uçak ve helikopterler maalesef çalışamıyor. Uçaklar geliyor azami 10 saniyede depoyu dolduruyor, ondan sonra nereye dökecekse suyunu döküyor ve tekrar gidip depoyu doldurup geliyor. Bunlar amfibi uçaklardır. Bir de tanker uçaklar var. Depo çok daha büyük. O havalimanında depoyu dolduruyor. Sonra gelip söndüreceği yere boşaltıyor. Farklı helikopterlerimiz var. Özellikle bizim yangın göletleri diye hazırladığmız göller var. Oradan rahatlıkla suyu alabiliyor. Bu iş bir CHP zihniyetinin işi değildir. 19 yılda inşa ettiğimiz bir süreçtir. Şunu bilmemiz lazım ki, gerçekten bu yılın yangını bizim tarihimizde olmuş bir yangın değil. Hatay böyle olmadı. Şu anda 8. gündeyiz, Amerika’da 2 ay sürüyor.
Şu anda termik santral tehlikesiyle karşı karşıyayız. Şimdi Yatağan, Kemer santrali sıradan santraller değil. Bütün o bölgenin enerji ihtiyacını karşılıyor. Tabloya bakıyorsunuz. Kanada 2 milyon 750 bin hektar yanıyor. ABD neredeyse 1,5 milyon hektar yanıyor. İspanya ortada. Bütün bunlar ortada iken bunların bu kadar neşelenmesini anlamak mümkün değil.
THK’ya bunlar talip olmuşlar. THK 1985’den itibaren Orman İdaresine bedeli karşılığında uçakla yangın söndürme hizmeti vermiş. Orman oradan hizmet alımı yapıyor. Yoksa THK Orman’ın değil. Orman İdaresi ile yapılan sözleşmelere göre bu uçaklar kullanılıyor. Mesela 3 uçak pert olmuş vaziyette. Artık THK’daki uçakların durumu iş görür olmaktan çıkmış. Teknk şartnameye uymadığından teklif verilmiyor. Bu yıl THK helikopterle yangın söndürme ihalesine katılır inşallah. Ancak ihaleyi daha uygun bir teklif veren özel bir şirket almış vaziyette. Rusya’dan 3 uçak kiraladık. Bu sayıyı arttırma durumumuz olacak. Çok amaçlı uçaklardan alma durumumuz sözkonusu olabilir.
Demek ki bu kadar rahatsız oluyorlar o zaman güçlüyüz. Onun karşılığında Güçlü Türkiye diye hesap açtılar. Yalancının mumu yatsıya kadar bile yanmadı. Öbürü Güçlü Türkiye çok daha fazlasıyla karşılık buldu. Türkiye artık savunma sanayinde çok farklı bir yere geldi. Daha Başbakan olmamıştım. Seçim kazanmıştık. O zaman oğul Bush iş başındaydı. ABD ziyaretini yaptık. Kendisine ‘Biz ortağız ama terörle mücadelede İHA bile vermiyorsunuz’ dedim. Dışişleri Bakanı’nı çağırdı. ’48 saat içerisinde İHA’lardan Türkiye’ye vereceksiniz’ dedi. Bize İHA’lardan verdiler. Bu bize Baykar’ın Türkiye’de İHA’yı yapmasını getirdi. Baykar ardından SİHA’yı yaptı. Üçüncü hamleyle de şu anda dünyada en üst segmentte olanlarla yarışır hale geldi. Yakında onu göreceksiniz. Kötü komşular bizi ev sahibi yaptı. Biz bu sahtekarlarla savaşa savaşa buraya geldik. Hastag atacakmış da, ne yaparsanız yapın. Yalanla bizi yıkacaklarını mızannediyorlar. Güvendiği dağlara da kar yağdı. Birçok sanatçı ben katılmıyorum dedi.
İstanbul’a iki tane dev hastane yaptık kısa sürede. Atatürk Havalimanı’na dışarıdan hasta geldiği zaman 5 dakikada hastaneye ulaşabilsin. Bütün bunlar bir kabiliyettir. Bir azmin, enerjinin neticesidir. Onlar ne derse desin yolumuza emin adımlarla yürüyeceğiz. Türkiye artık sıradan, rastgele değil, güçlü bir Türkiye var.”