Son dakika | Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na 500 bin TL'lik tazminat davası
Son dakika haberi... Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'un partisinin grup toplantısında kendisine karşı kullandığı ifadeleri sonrası 500 bin TL'lik manevi tazminat davası açtı.
1 Aralık Salı günü gerçekleştirilen CHP Grup Toplantısında Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef alarak sert ifadeler kullanmıştı. Bunun üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu'na 500 bin TL'lik manevi tazminat davası açtı.
Dava gerekçesi olarak, Kılıçdaroğlu'nun partisinin 1 Aralık'taki grup toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef alan ifadeleri gösterildi.
NE OLMUŞTU?
Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Kabine toplantısı sonrası gerçekleştirdiği basın toplantısının bir iki dakikalık kısmını pandemiye, 25 dakikasını ise kendilerine ayırdığını söyleyerek eleştirilerde bulunmuştu.
"Bu ne demektir? Biz onun korkuluyu rüyasıyız." diyen Kılıçdaroğlu, Varlık Fonu'nun neden Sayıştay'ın denetimine tabi olmadığını, başkanlığını neden Cumhurbaşkanının yaptığını sordu. Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Erdoğan bugün istese kanuna göre Ziraat Bankası'nı Katar'daki bir bakkala 1 dolara satabilir. Bu yetkisi var. Bir dolara veya 5 dolara... Veya oğluna veya bir yakınına. Niçin, İhale Kanunu'nun da dışında. İhale Kanunu'na da tabi değil. Kaça sattın sen bunu? Bilmiyoruz. Varlık Fonu açıklama yapmış, 200 milyon dolar. Neye göre 200 milyon dolar. Borsa İstanbul'un çok karlı bir şirket olduğunu herkes biliyor. Faaliyet karı yüzde 52. Bu kadar karlı bir şirket yok. 200 milyon dolar bu şirketin 15 veya 20 aylık karına geliyor. Böyle ballı bir satış nerede olur. Şimdi ben soruyorum, Borsa İstanbul'un rakamlarını çıkıp millete anlatacaksınız. 2020 rakamlarında anlatacaksınız. Karı nedir? 200 milyon dolar mı yoksa 425 milyon dolar mı gerçek değeri? Bunun cevabını istiyorum. Erdoğan verir mi? Veremez ama ben Borsa İstanbul'un yönetiminden istiyorum. 200 milyon doları neye göre buldunuz?"
Katarlılara kıyak geçildiğini iddia eden Kılıçdaroğlu, Haliç Altın Boynuz Marina Turizm Gayrimenkul İnşaat Yatırım AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Fettah Tamince'nin o masada ne işi bulunduğunu da sordu. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Fettah Tamince 17-25 olaylarından sonra Pensilvanya'ya giden kişi. 17-25 olaylarından sonra Bank Asya'ya ailesi para yatıran kişi. O masada ne işi var? Harp Okulu öğrencileri içeride, Bank Asya'nın önünden geçenler içeride, Bank Asya'ya para yatıranlar en üst tepede, protokol masasında, AK Parti'nin protokol masasında. Savunmasını kim yapıyor? Erdoğan'ın avukatları. Fettah Tamince'nin o masada ne işi var? O yoksa yurt dışından kara para getiren birisi mi? Getirdiği paralar dolayısıyla ona dokunmuyor musunuz?"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Paranın rengi dini yoktur, para paradır." dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, Londra'daki tefecilere el açıldığını, parası olanların önünde "diz çöküldüğünü" ileri sürdü.
Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Para her şey midir? Bir devletin onuru, kimliği var. O devleti temsil eden kişinin bir onuru bir kimliği var. 'Para paradır' ne demektir? 'Her şeyi veririm yeter ki para gelsin' Anlayışa bakın. Bunu çıkıp 83 milyonun önünde ifade ediyor. Bir Allah'ın kulu çıkıp da 'Sayın Cumhurbaşkanım bu yanlış bir ifadedir, bunu kullanmayalım, bu her tarafa çekilir bir şeydir... Osmanlı nasıl battı biliyor musun Sayın Erdoğan. 'Paranın rengi, dini yoktur, para paradır' diyen yöneticiler yüzünden battı. Ne yaptılar borç aldılar, varlıkları sattılar borç aldılar. Senin yaptığın gibi. Sonra ne oldu, o borç verenler geldiler bütün gelirlere el koydular. Düyun-u Umumiye'yi kurdular. Sen ne yaptın? Yeni adıyla Borçlar İdaresi Genel Müdürlüğünü kurdun. Düyun-u Umumiye'de öyle zaten, Genel Borçlar İdaresi. O para, eğer bir ülkenin yöneticilerini, çalışanlarını ve ekonomisini teslim alırsa işte o para emperyal paradır. Erdoğan bunları bilir mi? Bilmez efendim. Tarih bilmez."
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, "Savaş meydanlarında kazanılan zaferler ekonomik zaferlerle taçlandırılmazsa siyasi bağımsızlığınızı koruyamazsınız." dediğini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Bugün Türkiye Cumhuriyeti ekonomik bağımsızlığı açısından ciddi bir sorunla karşı karşıyadır. Tarihin en büyük sorunuyla karşı karışayadır." dedi.
Kılıçdaroğlu, para babaları, faiz baronları neyi isterse aldığını iddia ederek, Türkiye'nin yüksek faizle borçlandığını söyledi. "Ekonomik bağımsızlığımız risk altındadır. Her şeyi sattılar. Dünyanın vergisini topladılar." diyen Kılıçdaroğlu, "18 yılda devlet hangi fabrikayı yaptı?" diye sordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır'ın Türk ordusu hakkındaki sözleri üzerinden eleştirilerde bulunduğunu belirten Kılıçdaroğlu, kendi milletvekillerine her hafta ulaştırılan raporlar olduğunu belirtti. Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"O raporların kapağında Silahlı Kuvvetlerin, Genel Kurmayın ve Diyanet İşleri Başkanlığının siyaset konusu yapılmaması isteği vardır. Cümle olarak yazarız biz bunu. Bu miras nereden geliyor? Devleti kuran Milli Kurtuluş Savaşı geleneğinden gelen Mustafa Kemal ve arkadaşlarından geliyor. Dönemin Genelkurmay Başkanı 'Ben milletvekili olmak istiyorum' dediği zaman Atatürk ona 'Ya Genelkurmay Başkanı olacaksın ya milletvekili. İkisi beraber olmaz.'... Biz bu geleneği çok iyi biliyoruz. Ordu bizim ordumuzdur, peygamber ocağıdır. Hiç kimse unutmasın, ordu aynı zamanda Mustafa Kemal'in ordusudur."
Kılıçdaroğlu, 4 Temmuz 2003'te "Süleymaniye'de 11 askerin başına çuval geçirilip, kelepçelenip götürüldüğünde", "bunu kına, nota ver" dediklerini, dönemin Başbakanı Erdoğan'ın ise "Ne notası, müzik notası mı?" dediğini öne sürdü. Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"Bunu yapan adam vatansever mi? Sen bize kalkacaksın ordu üzerinden ders vereceksin. Sen kim, ordu kim? Bizim ordumuzun kahraman askerleri eksi 25-35 derecede, sıcakta terörle mücadele ederler. Onları bu ülkenin şerefi, namusu sayarız ama sen kalktın onlara kelle dedin, şehitlere kelle dedin. Şimdi sen mi bana ordudan bahsedeceksin. Sen kim, ordu kim? Yine çıkıp 'Askerlik yan gelip yatma yeri değildir' dedin. Hiçbir asker yan gelip yatmadı. Onlar eksi 25-30 derecede terörle mücadele etti. Sen bu lafı ediyorsun, çocuklarını niye askere göndermedin. Niye paralı askerlik yaptırdın. Madem orduyu seviyorsun, madem peygamber ocağı. Peygamber ocağında senin çocuğun da askerlik yapsın. Kalkmışsın bana orduyu anlatıyorsun. Sen kim, ordu kim? Ordu disiplini nedir onu dahi bilmezsin. Ordu nedir onu dahi bilmezsin. Orduyu da para gözüyle görürsün sen."
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın da açıklamalar yaptığını dile getiren Kılıçdaroğlu, Süleyman Şah Türbesi'nin Türk toprağı olduğunu ve taşınma sürecinde, onun Genelkurmay Başkanı olduğunu hatırlattı. Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"Orada bizim bayrağımız dalgalanıyordu. Sen Genelkurmay Başkanıydın, Erdoğan Başbakandı. Kendi toprağında, kendi vatanında terör örgütünün isteği üzerine kendi bayrağını indiriyorsun utanmadan, Süleyman Şah Türbesi'ni kaçırıyorsun utanmadan, toprağı terk ediyorsun utanmadan. Sen bana ordudan mı bahsediyorsun. O talimatı kim verdi? Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir ilktir. Bütün dünyanın kabul ettiği kendi toprağımdan bayrağımı indiriyorum, Süleyman Şah Türbesi'ni kaçırıyorum. Sonra da çıkıyorum 'Ey Kılıçdaroğlu, ordu, falan falan...' Bir sürü palavra. Ordu üzerinden bize saldıracak, ordu üzerinden bize saldıramazsın. O ordu peygamber ocağıdır. O ordu Mustafa Kemal'in ordusudur, başka kimsenin değil."
Kılıçdaroğlu, FETÖ mensuplarının bir dönem orduda kritik yerlere getirildiğini savunarak, Suriye'de 36 asker şehit olduğunda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bunu kınamadığını da iddia etti.
Sakarya'daki Tank Palet Fabrikası'nın değerinin 20 milyar dolar olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, bu fabrikanın da ordunun elinden alınarak Katarlılara para alınmadan verildiğini öne sürdü.
Katar'ın Türkiye'ye bir uçak verdiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"O uçağın adı Tank Palet'in rüşveti olarak tanımlanmak zorundadır. Tank Palet'in bedava Katar ordusuna verilmesinin karşılığı alınan uçaktır. Bunu defalarca gündeme getirdik. 'Ordunun Tank Palet Fabrikası'nı vermeyin yabancı bir orduya' dedik. 'Dünyada örneği yoktur' dedik. Kendi ordusunun Tank Palet Fabrikası'nı, göz bebeği gibi baktığı bir fabrikayı yabancı bir orduya neden teslim ediyorun sen, Ethem Sancak ile beraber. 'Efendim, 50 milyon dolarlık yatırım yapacaklarmış' Gerekçe bu. Şu çağrıyı yaptım, 'Katarla imzaladığın sözleşmeyi iptal et. Ben bir hafta içinde 50 milyon doları bulup sana getireceğim. Tank Paleti tekrar ordumuza verelim.' Bir değil defalarca yaptım, bir haftada. Ordunun şerefini ve onurunu koruyacak iş adamı var. 50 milyon dolar dediğiniz nedir. Üstelik 'Getirmezsem siyaseti bırakacağım' dedim. Sen bana kızıyosun. De ki 'Hadi getir 50 milyon doları' Getirmezsem sen de kurtulacaksın benden. Yapmadı, veremedi, söyleyemedi. Yaptığı iş, kullandığı cümleler doğru değil. Ordu, Erdoğan'ın ordusu değildir. Ordu kimsenin ordusu değildir. Ordu üzerinden siyaset yapmak doğru değildir."