Merkez Bankası Başkanı Ağbal, enflasyon vurgusu yaptı, kurlara müdahale sinyali verdi
Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal,"Fiyat istikrarı ekonomik istikrarın ön koşuludur. Fiyat istikrarını sağlamak hepimizin ortak amacı olmalıdır. Enflasyonu düşürmekte kararlıyız." dedi. Ağbal, Merkez Bankası'nın 2021 yılı enflasyonu tahminini de açıklarken "Kurlarda ekonomik temellerden kopuk aşırı dalgalanma görülürse müdahalede bulunulacaktır." diye konuştu.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Naci Ağbal, "Fiyat istikrarını sağlamak hepimizin ortak amacı olmalıdır. TCMB olarak biz bu amaca yürekten inanıyoruz ve enflasyonu düşürmekte kararlıyız." dedi. Ağbal, "2021 Yılında Para ve Kur Politikası" çevrim içi tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, 2021 Para ve Kur Politikası"nın TCMB'nin uygulayacağı para, kur ve likidite politikalarının çerçevesini belirlediğini dile getirdi.
"TCMB 2021 YOL HARİTASINI OLUŞTURAN POLİTİKAYI ÇOK ÖNEMSİYORUZ"
Para ve kur politikasını hazırlarken geçmiş dönem para ve kur politikası uygulamalarını kapsamlı bir şekilde gözden geçirdiklerini belirten Ağbal, "TCMB bilançosu ile para ve likidite politikası araçlarının kullanılma biçimlerini ve sonuçlarını tek tek değerlendirdik. Para Politikası Kurulu ve ilgili birimlerimizle uzun çalışmalar, kapsamlı analizler ve değerlendirmeler yaptık. Ayrıca farklı kurumlardan ve sektörlerden temsilcilerle, akademisyenlerle ve diğer paydaşlarımızla görüşmeler yaptık, görüş alışverişinde bulunduk. Ortaya çıkan bu politika dokümanı bütün bu çalışmaların bir sonucudur. TCMB için 2021 yılında yol haritasını oluşturan bu politika çerçevesini çok önemsiyoruz." diye konuştu.
"FİYAT İSTİKRARI, EKONOMİK İSTİKRARIN ÖN KOŞULUDUR"
Fiyat istikrarının önemine dair düşüncelerini paylaşan Ağbal, "Fiyat istikrarı, sürdürülebilir büyüme, istihdam ve toplumsal refahın ön koşuludur. Merkez Bankaları toplumsal refah artışına en büyük katkıyı fiyat istikrarını sağlayarak yaparlar. Bu nedenledir ki TCMB'nin kendisine yasa ile verilmiş görevinin de temel amacı fiyat istikrarını sağlamaktır.
Fiyat istikrarı ekonomik istikrarın ön koşuludur. Fiyat istikrarını kalıcı hale getirdiğimizde verimlilik ve rekabet gücümüz artacak, yatırım, üretim, istihdam artış gösterecek, Türkiye olarak daha fazla uluslararası sermaye yatırımını ülkemize çekmiş olacağız. Böylelikle, ülkemizin gelişmesi ve kalkınması noktasında önemli ilerlemeler sağlayacağız. Ve insanımızın refahı bu sayede sürekli şekilde artış gösterecektir. Bu açıdan fiyat istikrarını sağlamak hepimizin ortak amacı olmalıdır. TCMB olarak biz bu amaca yürekten inanıyoruz ve enflasyonu düşürmekte kararlıyız." ifadelerini kullandı.
KORONAVİRÜS SALGINININ ETKİLERİ
TCMB Başkanı Ağbal, Türkiye'de ekonomik faaliyetin salgına bağlı etkilerle mart ayı ortalarından itibaren zayıflamaya başladığını dile getirerek, "Ekonomideki yavaşlama nisan ayında belirginleşti ve sektörler geneline yaygınlaştı. TCMB bu dönemde salgının ekonomik ve finansal etkilerini sınırlamak amacıyla 2020 yılı mart-mayıs döneminde yaptığı faiz indirimlerinin yanında bir dizi kapsamlı likidite tedbirini de uygulamaya koydu. Bu dönemde maliye politikası ve finansal politikalar aracılığıyla da ekonomiyi destekleyici son derece önemli çok sayıda adım atıldı. Böylelikle yılın ikinci çeyreğinde sert bir şekilde daralan ekonomik faaliyet 3. çeyrekte iç talep kaynaklı belirgin bir toparlanma kaydetti.
Hızlı parasal genişlemenin gecikmeli etkileriyle ekonomideki ısınmanın son çeyrekte de belirginleştiği görülmektedir. Krediler ve parasal büyüklüklerde kısa sürede sağlanan bu hızlı genişleme cari denge ve enflasyon görünümünü ise olumsuz etkiledi. Turizm gelirlerindeki düşüş ve ek olarak yabancı sermaye çıkışları, yurt içi yerleşiklerin artan varlık dolarizasyonu ve reel kesimin yabancı para yükümlülüklerini azaltma eğilimini hızlandırmasıyla birlikte cari denge ve finansman görünümü hızla bozuldu." dedi.
"ÜRETİCİ FİYATLARINDAKİ YÜKSELİŞ, MALİYET BASKILARINI ARTIRDI"
Bu durumun ülke risk primini artırırken kurlar ve döviz rezervleri üzerinde baskı oluşturduğuna dikkati çeken Ağbal, şöyle devam etti:
"Döviz kuru başta olmak üzere artan maliyet baskıları ve güçlü kredi ivmesine bağlı talep yönlü unsurlar özellikle yılın ikinci yarısında enflasyon görünümünü olumsuz etkiledi ve enflasyon beklentileri bu dönemde yükseldi. Gıda ve temel mal enflasyonundaki belirgin artışa karşın bu dönemde enerji ve tütün grupları büyük ölçüde baz etkileriyle tüketici enflasyonunu sınırladı ve yılın ilk 10 ayında enflasyon yüzde 12 civarında yataya yakın bir seyir izledi.
TCMB ağustos ayı başından itibaren salgın dönemine özgü politikalarda kademeli sıkılaştırma adımlarına da başladı. Gıda ve temel mal enflasyonundaki artışın belirginleşmesiyle kasım ayında yıllık TÜFE yüzde 14'e yükseldi. Diğer taraftan salgının ilk aşamalarında yüzde 5,5'e kadar gerileyen üretici enflasyonu yılın 2. yarısında hızlı bir artışla yüzde 23'e ulaştı. Üretici fiyatları eğilimindeki yükseliş eğilimi tüketici fiyatları üzerinde maliyet baskılarını artırdı.
Enflasyon eğilimlerini incelediğimizde enflasyondaki yükselişin temel belirleyicisinin döviz kuru gelişmeleri olduğunu görüyoruz. bu hususları dikkate alarak kasım ayında dezenflasyon sürecinin en kısa sürece yeniden tesisi için politika faizini yüzde 10,25'ten yüzde 15'e yükselttik. Bu kapsamda sade ve anlaşılabilir bir operasyonel çerçeve benimseyerek kısa vadeli tüm fonlamanın temel politika aracı olan 1 hafta vadeli repo ihale faiz oranından yapılmasına karar verdik."
"PARA POLİTİKASI KARARLARINDA FİYAT İSTİKRARI ÖNCELİK OLACAKTIR"
2021 yılı enflasyon gelişmeleri ve görünümüne ilişkin değerlendirmeleri de paylaşan Ağbal, yeni yılına girerken başta döviz kuru olmak üzere birikimli maliyet etkileri, uluslararası emtia fiyatlarındaki yukarı yönlü seyir ve beklentilerdeki yükselişin enflasyonda yukarı yönlü risk oluşturduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Önümüzdeki dönemde, salgına bağlı küresel risk iştahı, ekonomik faaliyetteki olası etkileri ile ücret politikaları ve yönetilen, yönlendirilen fiyatlara ilişkin belirsizlikler enflasyonun seyri bakımından öne çıkıyor.
Belirtmiş olduğum bu riskler ile mevcut enflasyon görünümü ve oluşabilecek ilave riskler 2021 yılında para politikasında sıkı ve kararlı bir duruş sergilememizi zorunlu kılmaktadır. Bu çerçevede para politikası kararlarımız fiyat istikrarı önceliği korunarak alınacaktır. Para politakası duruşumuzu enflasyondaki riskleri dikkate alarak enflasyonu düşürmek ve fiyat istikrarı hedefine ulaşmak odağında belirleyerek kararlılıkla uygulayacağız. Başka bir deyişle hedeflerimize ulaşmak için şartların gerekli kılması halinde 2021 yılında politika duruşumuzun sıkılığı; enflasyonu etkileyen tüm unsurlar dikkate alınarak, enflasyonda kalıcı düşüşe ve fiyat istikrarına işaret eden güçlü göstergeler oluşana kadar kararlılıkla sürdürülecektir."
"MERKEZ BANKASI FONLAMA İHTİYACINI KARŞILAMAYA DEVAM EDECEK"
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Naci Ağbal, "Önümüzdeki süreçte Merkez Bankası, sistemin fonlama ihtiyacını swap kanalı dahil karşılamaya devam edecek. İnanıyoruz ki, gelişmeler de buna işaret ediyor, cari işlemler dengesi ve finansmanında daha ılımlı bir çerçeve gelişecek." dedi.
"DEĞERLENDİRMELER, ENFLASYON EĞİLİMLERİ VE TRENDLERİNE GÖRE OLUŞTURULACAK"
2021 için enflasyon hedefinde kısa vadeli ara bir revizyon yapılıp yapılmayacağına ilişkin soru üzerine Ağbal, "Enflasyon hedeflemesi rejimi içerisinde Merkez Bankası, enflasyon patikasıyla ilgili belirlemiş olduğu ara tahmin hedefiyle ilgili çalışmalarını kamuoyuyla enflasyon raporları üzerinden paylaşmaktadır. Dolayısıyla bir sonraki enflasyon raporu ocak ayı içerisinde TCMB tarafından kamuoyuyla paylaşılacaktır." dedi.
Hem geriden gelen birikimli maliyet etkilerinin hem dördüncü çeyrekte devam eden ekonominin talep tarafındaki ısınma etkilerinin hem de uluslararası emtia fiyatlarında yukarı yönlü risklerin bulunduğunu anlatan Ağbal, "Hem de 2021 yılında gerek küresel gerekse ekonominin yerel dinamiklerine ilişkin yukarı veya aşağı yönlü riskler var. Gelirler politikası bağlamında konularımız var. Yönetilen yönlendirilen fiyatlarla ilgili kararlar var. Bütün bunları göz önünde bulundurmak suretiyle ihtiyatlı bir yaklaşımla ocak ayı enflasyon raporumuzda bunları değerlendireceğiz. Ama bütün değerlendirme, önümüze veriler geldiğinde o dönem itibarıyla veri setinin ima ettiği enflasyon eğilimleri ve enflasyon trendlerine göre oluşacak." diye konuştu.
"ENFLASYONU AŞAĞIYA ÇEKECEK GÜÇ, MERKEZ BANKASI'NIN ELİNDEKİ ARAÇLARI GÜÇLÜ ŞEKİLDE KULLANMASIDIR"
"Ama şunu da peşinen söylemem lazım ki burada enflasyon eğilimini aşağıya çekecek olan esas güç, Merkez Bankasının elindeki araçları güçlü bir şekilde, kararlı bir şekilde kullanmasıdır" diyen Ağbal, şöyle devam etti:
"Dolayısıyla Merkez Bankası olarak önümüzdeki riskleri yönetmekle ilgili elimizdeki araçları en güçlü şekilde kullanacağız. Aktarım mekanizması üzerinden politika faizinin ikincil düzeyden, gerek ikincil piyasa faiz oranları gerek varlık fiyatları kanalı gerek beklentiler kanalı gerekse de döviz kuru kanalından yapacağı etkileşim üzerinden yurt içi talebin ve özellikle ithalat fiyatlarının ve finansal istikrarın oluşturacağı bir çerçeve olacak. Bu açıdan burada proaktif ve Merkez Bankasının elindeki araçları uygun şekilde, doğru şekilde ve doğru bir düzeyde kullanma ve bence enflasyonla ilgili eğilimleri aşağı çekecek en önemli gücümüz... Yani araç bağımsızlığı dahilinde burada Merkez Bankasının, elindeki araçları güçlü şekilde kullanacağını kamuoyuyla da paylaşmak isterim."
"VATANDAŞLARIN TERS DOLARİZASYONU BAŞLATMASINI BEKLİYORUZ"
Naci Ağbal, swap ihalesi ve net döviz rezervlerine ilişkin bir soruyu yanıtladı.
Ağbal, şunları kaydetti:
"Önümüzdeki süreçte Merkez Bankası, sistemin fonlama ihtiyacını swap kanalı dahil karşılamaya devam edecek. İnanıyoruz ki, gelişmeler de buna işaret ediyor, cari işlemler dengesi ve finansmanında daha ılımlı bir çerçeve gelişecek. İç talep, özellikle kredi kanalı dahil olmak üzere daha ılımlı bir görünüm arz edecek. Merkez Bankası olarak fiyat istikrarı hedefini sağlama hususunda gösterdiğimiz kararlı tutum ve güçlü politika duruşu neticesinde de özellikle risk primlerinin aşağı gelmesini ve özellikle de fiyat istikrarı ve enflasyonun düşüşünü gören vatandaşlarımızın ters para ikamesi, ters dolarizasyonu başlatmalarını bekliyoruz.
Son dönemde takip ettiğiniz üzere yurt dışı yerleşiklerin de tasarruflarını hızlı bir şekilde Türkiye'deki TL cinsinden varlıklara yönlendirdiğini de görüyoruz. Bu çerçevede 2021 yılı içerisinde bir taraftan döviz rezervini artırma girişimi olarak bu gelişmeleri uygun koşullara çok dikkat etmek şartıyla kullanacağız. Diğer taraftan da aslında piyasada oluşacak döviz arz ve talep gibi önemli gelişmeler Merkez Bankasına döviz rezervini biriktirmek gibi imkanlar oluşturacak. Piyasada oluşacak döviz arzı gelişmeleri, Merkez Bankasının döviz alımlarının da önünü açacak. 2021 yılında Merkez Bankası, bankalarla swap işlemlerini yapmaya devam edecek."
"SWAP İŞLEMLERİNDE SINIRLI BİR AZALMA ÖNGÖRÜYORUZ"
TCMB Başkanı Ağbal, bankaların gerek likidite gerek vade uyumu bakımından Merkez Bankasıyla swap işlemlerine devam edeceğini bildiklerini ve bankacılık sektörüyle de çok yakın bir çalışma ve istişare içerisinde olduklarını söyledi.
Merkez Bankasının piyasayı fonlamasıyla ilgili uygun araçları doğru bir şekilde kullanması çerçevesinde swap işlemlerinin ve açık piyasa işlemlerinin de öngörüleri dahilinde devam edeceğini aktaran Ağbal, "Ben kendi konuşmamda da ifade ettim; swap işlemleriyle ilgili olarak yıl içerisinde bir miktar azalma olmasını öngörüyoruz. Ama bu aslında Merkez Bankası bilançosunun sağlıklı bir yapıya kavuşması noktasında doğru bir gelişme olmakla beraber bunun sınırlı olacağını ve Merkez Bankasının; döviz rezervleri ve yükümlülük yönetimi, likidite yönetimi bakımından bunu sürdürülebilir kılacak ve sağlıklı kılabilecek elindeki bütün araçları da kullanma suretiyle burada riskleri yönetebileceğimizi düşünüyorum." şeklinde konuştu.
"YURT İÇİ VE YURT DIŞI YERLEŞİKLER TÜRK LİRASI VARLIKLARA DAHA FAZLA YATIRIM YAPACAK"
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Naci Ağbal, "Fiyat istikrarı odaklılığımızı, bu amaca kilitlenmiş olmamızı gördükçe, buna inandıkça, bunu ikna edici buldukça gerek yurt içi gerek yurt dışı yerleşikler Türk lirası varlıklara daha fazla yatırım yapacaktır." dedi.
Rekabetçi kur ve reeskont kredilerinin devamının gelip gelmeyeceğine ilişkin soru üzerine Ağbal, Türkiye'de dalgalı kur rejiminin uygulandığını hatırlatarak, döviz kuru seviyesinin piyasadaki arz ve talebe göre belirlendiğini söyledi.
Merkez bankalarının herhangi bir şekilde kur hedefi veya kur seviyesine ilişkin değerlendirmesinin olmaması gerektiğini vurgulayan Ağbal, TCMB'nin de yaklaşımının bu şekilde, aynı hususun reel kur endeksi bağlamında da geçerli olduğunu bildirdi.
Ağbal, "Ekonomideki rekabet gücümüzü artıracak esas itici gücün verimlilik artışı olduğunu, rekabet unsurlarında kaydedeceğimiz ilerlemeler olduğunu da özellikle belirtmek isterim." dedi.
Reeskont kredileri uygulamasına 2021'de de devam edeceklerini bildiren Ağbal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu kanaldan 21 milyar dolar civarında bir katkı geleceğini söylüyoruz. VİOP'taki işlemlere de Merkez Bankasının operasyonel çerçevesinde devam edeceğiz. Ama 2021'de gerek TL likidite gerek döviz likidite operasyonlarında fiyat istikrarını temin edecek bir operasyonel çerçevenin uygulanmasına ve finansal istikrarın güçlenmesine özel bir özen göstereceğiz."
"SİYASET KONUSUNDA DEĞERLENDİRME YAPMAM DOĞRU OLMAZ"
Naci Ağbal, öngörülere bakarak aralık enflasyonunun nasıl gerçekleşeceği ve kasım enflasyonunun beklentilerden yüksek olup olmadığına ilişkin bir soru üzerine, Merkez Bankası olarak enflasyonla ilgili fiyat gelişmelerini yakından izlediklerini, teknik birimlerin saha çalışmalarını sürekli yürüttüğünü anlattı.
Ağbal, konuyla ilgili değerlendirmeleri Para Politikası Kurulu kararıyla kamuoyu ile paylaşacaklarını, arkasından yayımlanacak karar özetlerinde konuya ilişkin değerlendirmelere yer vereceklerini, ocak ayı içerisinde yayımlanacak Enflasyon Raporu'nda bütün gelişmeleri kamuoyuna aktaracaklarını bildirdi.
Daha fazla şeffaf olunacağına dair yapılan açıklamaların ardından bir süre sonra siyasetle ters düşülüp düşülmeyeceğine ilişkih bir soru üzerine Ağbal, "Benim böyle bir konuda değerlendirme yapmam doğru olmaz. Bir kamu görevlisi, TCMB Başkanı olarak vazifem Merkez Bankası Kanunu'nda yer alan fiyat istikrarı amacı ve görevi doğrultusunda gece gündüz çalışmak." dedi.
2021 hedeflerine varmak yolunda ellerindeki araçları kullanmak zorunda olduklarını ve bu çerçevede yola devam edeceklerini aktaran Ağbal, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bulunduğum bütün görevlerde de her zaman rasyonel, doğru, gerçekçi bir yaklaşımı hep kendime prensip edinmişimdir. Ancak diğer taraftan bir hedef koyduysak burada herkesi inandırarak, aynı hedefin içerisine alarak yolumuzda yürümemiz gerektiğine inanıyorum. Önümüzde önemli bir süreç var. Bu süreci en doğru şekilde, sizlerle etkili bir iletişimle, doğru bir şekilde yürütmenin gayreti içerisinde olacağız."
"HERHANGİ BİR İŞLEMDE KAMUOYU ŞEFFAF ŞEKİLDE BİLGİLENDİRİLECEK"
TCMB Başkanı Ağbal, "Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yakın mesaide bulunmanızın iletişim anlamında avantaj sağladığını düşünüyor musunuz?" şeklindeki soru üzerine, "Bütün merkez bankası başkanları, yönetimleri, görev ifa ederken herhangi bir politika seti geliştiriyorsa, hedef koyuyorsa, karar alıyorsa bütün paydaşları ikna etmek zaten temel görevleri... O açıdan mesele de yakınlık, uzaklık değil." şeklinde konuştu.
Merkez Bankasının bütün kurumsal kapasitesi, elindeki veri setinin doğru şekilde oluşturulması ve kanundan gelen görevinin önemli olduğunu vurgulayan Ağbal, "Şu andaki duruşumuz, para politikası ile ilgili ortaya koyduğumuz çerçeve, bizi tamamen fiyat istikrarı hedefine odaklayan, odak etrafında hareket etmemize imkan veren bir çerçevedir. Diğer taraftan göreve başladığımdan itibaren TCMB olarak önümüzdeki dönemde operasyonel şeffaflığını artıracağımızı söyledim. Herhangi bir işlem yapacaksak, bir Türk lirası, döviz işlemi yapacaksak, önceden bilgilendirmek suretiyle kamuoyuyla şeffaf şekilde paylaşırız." dedi.
"YURT İÇİ VE YURT DIŞI YATIRIMCILARA AÇIK ÇAĞRI"
Naci Ağbal, TCMB'nin fiyat istikrarı temel hedefi doğrultusunda üzerine düşen sorumluluğun bilinci içerisinde doğru adımları atacağını belirterek, şunları kaydetti:
"Enflasyon eğilimleri aşağı doğru gelmeye başlayacak, enflasyon göstergeleri ile enflasyon tahminleri birbirini yakınsayacak, fiyat istikrarı yolunda gelişmeler olumlu seyrettiği sürece gerek yurt dışı gerek yurt içi yerleşikler ekonomik kararlarını bu görünüm altında karar verecek. Dolayısıyla bizim fiyat istikrarına odaklanmamız, fiyat istikrarı yolunda kararlı bir duruş sergilememiz hem yurt içi hem yurt de dışı yatırımcılara açık bir çağrıdır. Fiyat istikrarı odaklılığımızı, bu amaca kilitlenmiş olmamızı gördükçe, buna inandıkça, bunu ikna edici buldukça gerek yurt içi gerek yurt dışı yerleşikler Türk lirası varlıklara daha fazla yatırım yapacaktır diye düşünüyorum."
Ağbal, araç bağımsızlığı konusunu ifade ettiğini anımsatarak, "Merkez Bankası Kanunu'nda çok açık şekilde görevimiz ve amacımız, fiyat istikrarını sağlamak. Kanunda sayılan araçları Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, ilgili birimleri basiretli, ihtiyatlı para politikası yaklaşımıyla kullanacak. Güçlü politika eş güdümüne çok önem verdiğimi söylemiştim, fiyat istikrarı noktasında en önemli görev Merkez Bankasına düşüyor. Merkez Bankası, elindeki araçları en etkin şekilde kullanacak."
Ağbal, 2021'in, fiyat istikrarı yolunda önemli kazanımlar elde ettikleri bir yıl olacağını vurguladı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Naci Ağbal, "Önümüzdeki dönemde yerli ve yabancı yatırımcıların döviz arz ve talep gelişmeleri içerisinde TL varlıklarının daha ön plana çıkacağı bir çerçeveyi gördüğümüzü söylemek isterim." dedi.
"ŞEFFAFLIK POLİTİKAMIZI GELİŞTİRMEK İÇİN ÇALIŞMA BAŞLATTIK"
Döviz rezervleri ve Merkez Bankası işlemlerinde şeffaflık politikasına ilişkin soru üzerine Ağbal, Bankanın yapmış olduğu altın ve döviz işlemlerine ilişkin kamuoyuna paylaşılan günlük, haftalık, aylık veriler bulunduğunu söyledi.
Ağbal, 2020 yılı içerisinde ortaya çıkan gelişmeleri de piyasaların bu şekilde takip ettiğini belirterek, "Şeffaflıkla ilgili ifade ettiğim husus son derece önemli. Burada Merkez Bankası işlemlerine ilişkin olarak ortaya çıkan tereddütleri gidermek, kamuoyunun ve yatırımcıların doğru bir şekilde bilgilenmelerini sağlamak amacıyla şeffaflık politikamızı nasıl geliştirebiliriz diye içeride bir çalışma başlattık. Bir kısmıyla ilgili ocak ayıyla birlikte şeffaflık adımları sayılabilecek adımları atmış olacağız. Farklı dokümanlarda zaman zaman yer verilen bir takım verileri yıllık, aylık ve günlük frekansta yayınlanmasına da başlamış olacak. Bunlarla ilgili bilgileri bu çalışmalarımız sürdükçe ve neticeleri ortaya çıktıkça da sizlerle paylaşacağım." değerlendirmerinde bulundu.
"TÜRKİYE'YE YÖNELİK PARA GİRİŞLERİNDE YUKARI YÖNLÜ GELİŞME SÖZ KONUSU"
Merkez Bankası olarak piyasadaki gelişmeleri yakından takip ettiklerini vurgulayan Ağbal, son bir ayda yurt dışı yerleşiklerin Türkiye'ye yönelik para girişlerinde yakın vadeye göre yukarı yönlü bir gelişme olduğunu dile getirdi.
Ağbal, şöyle devam etti:
"Burada yurt dışı yerleşikler farklı amaçlarla, farklı kanallardan Türkiye'ye gelip yabancı para varlıklarını Türk lirasına çevirmek suretiyle Türk lirası varlıklarına yatırım yapıyorlar. Aslında bu dış denge finansmanı açısından ekonominin sağlıklı bir yapıya kavuşması ve ülkenin ihtiyacı olan tasarrufların karşılanması açısından son derece önemli. Bizler tarafından atılacak doğru adımlar, uygulamaya koyulacak doğru politikalar devam ettiği sürece yurt dışı yerleşiklerin Türkiye'ye olan ilgisinin artarak devam edeceğini düşünüyoruz.
Bu çerçevede özellikle yurt dışından gelen yatırımların gerek portföy gerek doğrudan yabancı sermaye yatırımları gerekse diğer yatırım kalemleri olsun bunların hem artması hem de vade yapısının uzaması ekonomi ile ilgili risk algısını aşağı çekecek, güveni artıracak, Türk lirası varlıkların da değerini artıracak. Bu konuda önümüzdeki dönemde de gerek Merkez Bankası olarak ortaya koyacağımız sıkı politika duruşu gerekse güçlü politika eşgüdümü altında atılacak diğer politika adımlarıyla beraber güçlü bir şekilde gerek portföy yatırımlarının gerek diğer yatırımların artacağını düşünüyoruz."
"TERS DOLARİZASYONDA ESAS GÖREV BİZE DÜŞÜYOR"
Naci Ağbal, yurt içi yerleşiklere bakıldığında burada iki farklı grubun bulunduğunu söyledi. Bunlardan bir tanesinin şirketler kesimi olduğunu belirten Ağbal, şirketler kesiminin yine kısa vadede ileriye dönük yükümlülüklerini yerine getirme amaçlı piyasaya gelecek yabancı varlıkları talep edebileceklerini bildirdi.
Bunun aslında piyasanın sağlıklı oluşumu açısından da doğru bir gelişme olduğuna dikkati çeken Ağbal, "Burada kritik olan hanehalklarının önümüzdeki dönemde ellerindeki tasarrufları daha fazla Türk lirası varlıklarına yatırması. Burada yine en büyük görev bize düşüyor. Enflasyonla sıkı bir şekilde mücadele edeceğiz. Bu mücadeleyi yürüttükçe, enflasyon beklentileri aşağı geldikçe, fiyat istikrarı noktasında gelişmeler kaydedildikçe vatandaşlarımız, yurt içi yerleşikler Türk lirasının değerinde oluşacak gelişmelere bağlı olarak tasarruflarını TL cinsi varlıklara yönlendirecekler. Ters para ikamesi, ters dolarizasyon bir miktar zaman alsa da bunun oluşmasında esas görev bize düşüyor. Biz doğru işler yaptıkça yurt içindeki yerleşikler, TL varlıklara doğru tasarruflarını kaydıracaktır. Bu açıdan önümüzdeki dönemde yerli ve yabancı yatırımcıların döviz arz ve talep gelişmeleri içerisinde TL varlıklarının daha ön plana çıkacağı bir çerçeveyi gördüğümüzü söylemek isterim." değerlendirmesinde bulundu.
"FİYAT İSTİKRARI HEPİMİZİN ORTAK AMACI OLMALIDIR"
TCMB Başkanı Ağbal, Merkez Bankası bağımsızlığına ilişkin soru üzerine, Merkez Bankası Kanunu'nun 4. maddesinde "Bankanın temel amacı fiyat istikrarını sağlamaktır." ifadelerinin yer aldığı hatırlattı.
Aynı maddenin devamında "Banka, fiyat istikrarını sağlamak için uygulayacağı para politikasını ve kullanacağı para politikası araçlarını doğrudan kendisi belirler." şeklinde hüküm bulunduğuna işaret eden Ağbal, şunları kaydetti:
"Dolayısıyla Merkez Bankası Kanunu'ndan gelen bu açık görev ve amaç çerçevesinde Merkez Bankası olarak üzerimize düşen görevi sonuna kadar yerine getireceğiz. Fiyat istikrarının sağlanması hepimizin ortak amacı olmalıdır. Bu anlamda gerek Merkez Bankası'nın para politikasında ortaya koyacağı duruş gerekse hükümetimizin maliye politikası dahil ekonomide fiyat istikrarını sağlama yolunda atacağı diğer adımlar, hepsi birlikte enflasyonun hızlı bir şekilde aşağı gelmesine katkı verecek. Bu anlamda bakıldığında da güçlü politika koordinasyonuna son derece önem veriyoruz.
Son dönemde hükümetimiz tarafından yapılan ve ekonomide istikrarın kalıcı şekilde tesisine yönelik açıklamalar ve bu anlamda atılan adımlar, büyük ölçüde bizim ortaya koyduğumuz enflasyonla mücadele ve fiyat istikrarı hedefine çok güçlü bir destek veriyor. Bu adımların çok değerli ve çok önemli olduğunu görüyorum. Merkez Bankası ile birlikte atılacak ortak adımlar, önümüzdeki süreçte hem fiyat istikrarına hem de ekonomik istikrara büyük katkı sağlayacak. Bu bir taraftan ekonomide yatırımların, üretimin, istihdamın artışına katkı verecek ve bu yolla da ekonomide refah artacak. 11. Kalkınma Planı'nda ortaya konulan yüzde 5 enflasyon hedefi, ekonomide istikrar hedefi ve özellikle refahın kalıcı bir şekilde artırılması hedefi birlikte düşünüldüğünde şu anda Merkez Bankası'nın ortaya koyduğu duruş da Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu yaklaşım ve meseleyi sahiplenmesi de bizlere büyük güç veriyor. Kendilerine de bu yaklaşımlarından dolayı teşekkür ediyorum."