Sputnik aşısı nerenin, hangi ülkenin? | Sputnik V aşısı türü mRNA mı inaktif mi?
Tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında geliştirilen Sputnik V aşısı, ülkemizde acil kullanım onayı aldı. Önümüzdeki günlerde uygulanması beklenen aşı hakkında Sputnik aşısı nerenin, hangi ülkenin? | Sputnik V aşısı türü mRNA mı inaktif mi? soruları da merak konusu oldu.
Çin'in Vuhan kentinde başlayarak tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında, uzman isinmlerin tek çözüm yolunun aşı olduğunu belirtmesi üzerine, küresel çapta aşı çalışmalarına yoğunluk verildi. Ülkemizde şu an için Çin ve Alman aşıları olarak bilinen, CoronaVac ve Pfizer/BioNTech aşıları kullanılırken Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, artık Sputnik V aşısının da vatandaiların kullanımına sunulacağını duyurdu. Bunun üzerine Sputnik aşısı nerenin, hangi ülkenin? | Sputnik V aşısı türü mRNA mı inaktif mi? soruları merak konusu oldu. İşte detaylar...
SPUTNİK AŞISI NERENİN, HANGİ ÜLKENİN?
Ülkemizde bir yandan yerli aşı çalışmaları sürerken bir taraftan da diğer ülkelerden aşı tedarikleri devam ediyor. Bu kapsamda ülkemize ilk aşı sevkiyatı, Çinli şirket SinoVac tarafından geliştirilen CoronaVac oldu.
CoronaVac'ın uygulanmasına başlanmasının ardından Türk bilim insanları Prof. Dr. Uğur Şahin ve Özlem Türeci başkanlığında, Almanya ve Amerika ortaklığında geliştirilen Pfizer/BioNTech aşısı ile anlaşma sağlandı. Yapılan deneylerde başarı sağlayan bu aşı da vatandaşlara uygulanmaya başlandı.
Son olarak Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Sputnik V aşısının da acil kullanım onayı aldığını ve ülkemizde uygulanmaya başlanacağını duyurdu.
Rusya tarafından geliştirilen Sputnik V aşısı, Rus yapımı olmakla beraber Bakan Koca, üçüncü aşı olarak Sputnik V'nin kullanıma gireceğini belirterek bu durumun hem Türkiye hem de Rusya için hayırlı olmasını diledi.
SPUTNİK V AŞISI TÜRÜ MRNA MI İNAKTİF Mİ?
Sputnik V aşısı, şu an ülkemizde kullanılan Pfizer/BioNTech ve CoronaVac aşılarından farklı olarak viral vektör bir aşıdır.
Viral vektör, moleküler biyologlar tarafından hücre içine genetik malzeme ulaştırmak için kullanılan bir araçtır. Bu işlem canlı organizmanın içinde veya hücre kültüründe yapılabilir.
VİRAL VEKTÖR AŞI NEDİR?
Vektör, bir etkeni vücuda ya da hücre içine sokabilmek için kullanılan aracı-taşıyıcıyı tanımlar. Viral vektörler gen tedavisi için geliştirilen “platform” tedavi yöntemlerden birisidir. Dolayısıyla pandeminin ortaya çıkmasıyla bu teknolojinin aşıya adapte edilmesi nispeten hızlı olmuştur. Bu tip aşılarda, mesela Sars-Cov2’nin S-proteinini kodlayan gen parçası, enfeksiyon yapmayan başka bir “vektör” virüsün genetik materyaline genetik mühendislik yöntemleriyle eklenir. Vektör virüs hedef hücrelere girdikten sonra, hücrenin protein sentez mekanizmalarını kullanarak S-proteini üretmeye başlar. Sentezlenen “yabancı-antijenik” S-proteinleri hücre zarına yönelerek hücre yüzeyine çıkar ve bağışıklık sistemini uyarır. Bu hücreler artık bir anlamda diğer hücrelerden “yabancılaşmış”, bağışıklık sisteminin hedefi haline gelmiştir. T-lenfositler vektörle enfekte olan hücreleri yok eder, sentezlenen antijenle karşılaşan B-lenfositler ise antikor üretimini uyarır.
Kovid-19 aşılarında viral vektör olarak çift zincirli DNA virüs grubundan insan ya da şempanze adenovirüsleri kullanılıyor. Normalde adenovirüsler hafif seyreden üst solunum yolu enfeksiyonuna sebep olurlar. Ancak, vektör olarak kullanılacak adenovirüslerin hücre içinde çoğalma kapasiteleri genetik yapılarıyla oynanarak ortadan kaldırılıyor. Dolayısıyla, etkileri sınırlı ve hastalık yapma potansiyelleri yok. Bu virüs ailesiyle dünya nüfusunun çoğunluğunun daha önceden tanışık olması vektör olarak kullanıldıklarında aşının etkinliğini azaltabilir; şöyle ki, vektör daha iş görmeye başlamadan bağışıklık sistemi tarafından ortadan kaldırılabilir. Bu sorunu giderebilmek için stratejiler geliştiriliyor. Yeni aşıların başarısında bu stratejilerin önemi büyük.
Adenovirüsler dışında kızamık ve suçiçeği virüsleri de vektör olarak kullanılabilir. Kovid-19 aşılarında çoğalmayan (replike olmayan) vektörler kullanılmakla birlikte, çoğalan vektörlerle yapılan tedavi girişimleri de var. Bu yeni ileri teknolojilerin gelecekte çok daha geniş kullanım alanlarına sahip olacağı öngörülüyor.