Şule Çet davası başladı!

Ankara'da bir plazanın 20. katından düşerek hayatını kaybeden Şule Çet'in ölümünün ardından şüpheli görülen 2 sanık hakkında açılan davanın ilk celsesi başladı.Sanık Çağatay Aksu, hakkındaki suçlamaları reddederek, " Hiç bir suçlamayı kabul etmiyorum. Ona dokunmadık bile. Şu anda bile şoktayım." ifadelerinde bulundu.

Şule Çet davası başladı!

Gazi Üniversitesi öğrencisi Şule Çet, geçtiğimiz 29 Mayıs'ta Ankara'daki bir plazanın 20. katından düşerek hayatını kaybetmişti. Ölümü şüpheli bulan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, olaya ilişkin soruşturma başlattı. Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Koca tarafından yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede, Çet'in cinsel saldırıya maruz kaldığı ve plazadan atılarak öldürüldüğü belirtildi. Bu kapsamda sanıklar Çağatay Aksu ve Berk Arand hakkında "kasten öldürme", "cinsel saldırı" ve "hürriyeti yoksun bırakma" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 39'ar yıla kadar hapis istemiyle açılan davanın görülmesine başlandı. Ankara 31. Ağır Ceza Mahkemesince görülen davaya tutuklu sanıklar Aksu ve Arand'ın yanı sıra Şule Çet'in babası İsmail Çet, kardeşleri Şenol ve Ercan Çet ile yakınları katıldı. CHP'li Milletvekilleri Mahmut Tanal, Sezgin Tanrıkulu ve Gamze Taşçıer ile bazı kadın örgütlerine üye çok sayıda kadın da duruşmayı takip etti. Kimlik tespiti ve katılma taleplerinin alınmasının ardından sanıkların savunmalarına geçildi.

"ŞU AN BİLE ŞOKTAYIM"

Sanık Çağatay Aksu, hakkındaki suçlamaları reddederek, "Böyle bir suçlamayla karşınızda olduğum için üzgünüm. Hiçbir suçu kabul etmiyorum. Öncelikle Allah'ın vicdanına sonra da sizin vicdanınıza güvendiğimi söylemek istiyorum. Cinayet söz konusu değildir. Ona dokunmadık bile. Şu anda bile şoktayım. Bu kadar insan halen neden üstüme geliyor farkında değilim. Herkes ya gösteriş amacında ya da bilmeden bir şeyler yapıyorlar" diye konuştu.
İş yerine haciz geldiğini ve mallarına el konduğunu anlatan Aksu, Çet'in kendisinin çalışanı olduğunu, haciz konusu ve diğer iş mevzularıyla alakalı olarak kendisiyle konuşmak için bir mekanda buluştuklarını söyledi. Buluşma sırasında başka arkadaşlarının da yanlarında olduğunu kaydeden Aksu, "Olayın bir gün öncesinde buluşma kararı almıştık. Şule 22.30 gibi mekana geldi. Ben, Berk ve masadaki arkadaşlarıma 'Ofise geçelim' dedim. Şule'ye de teklif edildi ve gelmeyi kabul etti. Ben, Berk ve Şule ofise gittik" şeklinde konuştu.

index-103.jpg

" ABİ KARDEŞ GİBİYDİK"

Mahkeme başkanının "Ne amaçla olayın gerçekleştiği ofise gittiniz?" sorusu üzerine Aksu, "Onunla patron dışında ağabey- kardeş gibiydik. Berk, 'Şule, gel ne kadar istersen oturursun kafan dağılmış olur' dedi. Şule'nin çok sorunları vardı. Parasızlığından, aile sorunlarından bahsediyordu. Evini taşıdığını, yatacak yeri olmadığını söylüyordu. Biz de biraz kafası dağılsın dedik. Şule, bana güvenen bir insandı. Daha sonra Şule benim aracıma bindi markete gittik. Alkol ve çerez aldık. 00.30 sıralarında ofise geldik. Müzik açtık, alkol almaya başladık. Bütün gece müzik dinlemekten başka hiçbir şey yapmadık. Herkes telefonuyla uğraşıyordu. Kesinlikle aramızda yakınlaşma olmadı" iddialarında bulundu.


"ŞULE ELİMDEN KAYDI"

Olay anını anlatan Aksu, şunları kaydetti:

"03.50 sıralarında Şule, makam odasında yürümeye başladı. 40-50 saniye sonra peşinden gittim. Ben, onu gördüğümde sarkık vaziyetteydi. 'Ne yapıyorsun sen?' deyip tutmam bir oldu. Önce sol elimle tutmaya çalıştım başaramadım. Tuttuğum sırada kızarcasına bağırarak 'Ne yapıyorsun sen?' dedim. Atlarken 'Ben gidiyorum' dedi ve başka hiçbir şey söylemedi. Berk'e bağırdım ama müzikten dolayı duymadığını düşünüyorum. Sonra Şule elimden kaydı ve düştü. Sonra Berk'in yanına içeriye koştum ve 'Şule gitti' dedim. Berk, 'Ne diyorsun' dedi. Ben de 'Tutamadım, atladı' dedim. Aşağıya inip görevlilerin yanına gittik."

"EVE GİTMEMEK İÇİN UYDURDU"

Mahkeme başkanı, Çet'in ev arkadaşının yolladığı mesajları sordu. Mahkeme başkanının Çet'in arkadaşına attığı mesajlarda "Bu adam bana abayı yakmış, beni bırakmıyor" dediğini anımsatması üzerine Aksu, "Ofise gelmeden önce oturduğumuz mekanda arkadaşıyla konuşmasına şahit olmuştum. Konuşmasında ev arkadaşını kastederek 'Başıma bir de bu çıktı. Bunun kızıyla mı uğraşacağım başka dert yokmuş gibi' demişti. Eve gitmemek için atılmış bir mesaj o. Onun yanına gitmemek için uydurulmuş mazeret" ifadelerini kullandı.

"KESİNLİKLE DOKUNMADIM"

Zorla anal yoldan ilişkiye girildiğinin Adli Tıp raporunca tespit edildiğinin sorulması üzerine ise Aksu, bu suçlamayı da reddederek, "Kesinlikle dokunmam dahi söz konusu değil" dedi.

Olay yerindeki delillerin karartıldığı iddialarına ilişkin ise Aksu, "Sağı solu silmedik. Taş devrinde yaşamıyoruz ki. Kriminali var. Işık tutunca her şey ortaya çıkar" dedi.
Davaya, diğer sanık Berk Arand'ın savunmasıyla devam ediliyor.

NELER OLMUŞTU?

İDDİANAMEDE OLAY YERİNDE CİNAYET SONRASI TEMİZLİK YAPILDIĞI BELİRTİLMİŞTİ

iddianamede, cinayetten sonra şüphelilerin olayın yaşandığı dinlenme odasında temizlik yaptıkları anlatılarak “Yaşanan travmatik olay karşısında şüphelilerin bardaklarını yıkaması işlenen bir suçun delillerini gizlemeye yönelik olacağı, kaldı ki Şule Çet’in kendisini atmak istediği ve şüpheli Çağatay Aksu’nun onu tutmak için mücadele ettiğini belirttiği ve kolunun çizilmesine de sebep olan pencere üzerinde yapılan incelemede şüpheliler ve maktule ait DNA ve parmak izinin çıkmaması, bu temizlik faaliyeti içerisinde değerlendirilmektedir” denilmişti. İddianamede, şüphelilerin makam odasında parmak izine rastlanırken, dinlenme odasında örnek alınan pencere ve pervazında yapılan araştırmada parmak izine rastlanılmadığı da vurgulanmıştı.
Şüpheli ölümden kısa bir süre sonra polislerce çekilen “dinleme odası” fotoğrafı, şüphelilerin “temizlik yaptılar” iddiasına kanıt olarak gösteriliyor.

Dava dosyasına giren fotoğrafta, pencerenin hemen önünde duran sehpadaki tavlanın bile yerinden oynamadığı görülüyor.

Çet ailesinin avukatı Umur Yıldırım, odada bulunan pencerenin açılma açısına dikkat çekerek, “Bu pencerenin önünde herhangi bir parmak izi, el svabı, ayak izi çıkmadı. Şüphelilerin savunmalarında anlattıklarının doğru olmadığını çok açık gösteren bir fotoğraf. Pencerenin açılış mesafesine dikkat edildiğinde, ancak 30-40 santimetre açılabilen bir cam olduğu görülüyor. Camın önündeki sehpanın üzerindeki tavlanın bile oynamadığı görülüyor. Bir insanın bu camdan balıklama atlaması mümkün değildir. Şüphelilerin olay yerinde temizlik yaparak odayı düzenledikleri görülüyor” iddiasında bulundu.
 

KARDEŞİMİN YÜKSEKLİK KORKUSU VARDI

Öte yandan dava öncesi BBC Türkçe'ye konuşan Çet'in ağabeyi Şenol Çet, kardeşinin yükseklik korkusu olduğunu ve 20'nci kattan atlayarak intihar etmiş olamayacağını söyledi.

" BİZİM İÇİMİZ YANIYOR, BAŞKA ŞULE'LER YANMASIN"

Babası İsmail Çet de kızının gece geç bir vakitte plazaya gitmesinin nedeninin patronundan çalıştığı halde alamadığı ödemesini almak ve iş istemek olduğunu vurguladı.
Temmuz ayında hazırlanan otopsi raporunda tecavüz bulgularına rastlanmış ve Çet'in 'düştüğü' pencerede parmak izine rastlanmamıştı.
Aralık ayında tamamlanan soruşturmanın ardından şüpheli Berk A. ve Çağatay A. hakkında cinayetten ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenmişti.


Mahkemenin hazırlanan iddianameyi kabul etmesi ile şüphelilerin tutuklu yargılanmasına karar verilmişti.
Görülecek ilk duruşma sonrası sosyal medyadan adalet çağrısı yükseliyor.

0
0
0
0
0
0
0
👍
👎
😍
😥
😱
😂
😡