TBMM’ye teklif: 8 Mayıs ‘Cezayir Soykırımı Anma Günü’ kabul edilsin
İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, Fransa’nın 24 Nisan'ı 'Ermeni Soykırımını Anma Günü' ilan etmesine tepki olarak 8 Mayıs’ın ‘Cezayir Soykırımı Anma Günü’ olarak kabul edilmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na kanun teklifini sundu.
Fransa’nın 24 Nisan'ı 'Ermeni Soykırımını Anma Günü' ilan etmesine tepki gösteren İYİ Partili Lütfü Türkkan, Türkiye’de de 8 Mayıs’ın ‘Cezayir Soykırımı Anma Günü’ olarak kabul edilmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na kanun teklifi verdi.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, "Fransa Cumhuriyeti'nin Cezayir Halkına Yönelik Gerçekleştirdiği Katliamların ‘Soykırım' Olarak Tanınması" başlığını taşıyan kanun teklifinin gerekçesinde, Cezayir Devleti'ni oluşturan toprakların 1517-1830 yılları arasında, 313 yıl boyunca Osmanlı idaresinde kaldığını kaydetti. "Osmanlı Devleti 313 yıllık süre zarfında Cezayir'de yaşayan tüm toplumsal gruplara dini, kültürel ve etnik özgürlükler tanımış ve asimilasyon politikası izlememiştir" diyen Türkkan, kanun teklifinin gerekçesinde şu görüşleri dile getirdi:
"Cezayir, 1830 yılında Fransa tarafından Osmanlı'dan alınarak sömürgeleştirilmiştir. Fransa, Cezayir'de en baskıcı ve sert rejimlerinden birini kurmuş ve siyasal bağımsızlığa dair hiçbir emare bırakmamıştır. 19. Yüzyıl'da pek çok sömürgesinde yer yer özerk yapılar kuran Fransa, Cezayir'de yerli halkı tebaa olarak görmüş ve hiçbir şekilde yerel yönetim uygulamasını tesis etmemiştir. Bu tarihsel süreç içerisinde Fransız yönetimi, Cezayir'de Arapça ve Berberice yerine Fransızca'yı dikte etmiş, misyonerlik faaliyetleri güderek halkı Hristiyanlaştırmak için baskı kurmuş, işgale karşı direnen kabilelerin arazilerine el koymuş ve bu arazileri Fransa'dan gelen Hristiyan nüfusa tahsis etmek suretiyle Cezayir'de yaşayan demografik yapıyı değiştirmeyi hedeflemiştir.
"FRANSA HÜKÜMETİ TARAFINDAN KASITLI OLARAK LİNÇ EDİLMİŞLERDİR"
II. Dünya Savaşı'nın sona erdiği 8 Mayıs 1945'te Fransızlar, Cezayir'in Setif ve Guelma kentlerinde bağımsızlık yanlısı gösteriler yapan 45 bin Cezayirli sivili sistematik bir şekilde öldürmüştür. Setif ve Guelma'da başlayan toplu infazlar, Cezayir'in bağımsızlığını kazandığı 1962 yılında kadar sistematik olarak devam ettirilmiş ve çok sayıda Müslüman Cezayirli planlı olarak Fransa Hükümeti tarafından yok edilmiştir. Setif ve Guelma katliamları başta olmak üzere, 1945'ten 1962'ye kadar süren Fransız saldırılarında 1 milyonun üzerinde Cezayirli planlı ve sistematik olarak acımasızca öldürülmüştür"
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SOYKIRIM TANIMLAMASINA UYUYOR
Fransa'nın taraf olduğu Türkiye'nin onayladığı soykırım suçunun önlenmesine ve cezalandırılmasına dair sözleşmeyi hatırlatan Türkkan, teklifinin gerekçesinde ayrıca "Sözleşmenin 2. maddesi gereğince; ulusal, etnik, ırksal veya dinsel bir grubu, kısmen veya tamamen ortadan kaldırmak amacıyla işlenen fiiller, soykırım suçunu oluşturur. Türkiye'nin taraf olduğu bu uluslararası sözleşme kapsamında, Cezayir'de Fransa Hükümeti tarafından sistematik olarak ve planlı bir şekilde, bölgede demografik bir dönüşüm amacını uhdesinde barındırarak yapılan toplu katliamlar Birleşmiş Milletler soykırım tanımlanmasına uymaktadır. Açıklanan gerekçelerle ortak tarihsel şuurumuz olan Cezayir halkına yönelik insanlık ve vicdan dışı bu eylemlerin soykırım olarak kabul edilmesi amacıyla bu kanun teklif edilmiştir" ifadelerine yer verdi.