Türk Eğitim Derneği Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, Türk Eğitim Derneğinin düşünce kuruluşu TEDMEM tarafından hazırlanan "Türkiye'nin Telafi Eğitimi Yol Haritası" raporuna ilişkin açıklama yaptı. Raporun Türkiye'de eğitim öğretimde yapılması gerekli telafi süreci ile ilgili ciddi bir araştırmayı ortaya koyduğunu ifade eden Pehlivanoğlu, raporda çeşitli ülkelerin telafi süreci ile ilgili çalışma metodolojisi, yöntem ve yöntemin takibi konularının ve ardından da Türkiye'deki telafi sürecine ilişkin hazırlıkların ele alındığını aktardı.
"OKULLAR HAZİRAN'DA KAPANIP, AĞUSTOS'TA AÇILSIN"
Pehlivan oğlu yaptığı açıklamalarda öğretmen ve öğrencilerin çok yorulduğunu aktararak eğitime dair önerilerde bulunarak, "Türk Eğitim Derneği olarak önerimiz, okullarımızın haziran başında tamamen kapanması, ağustos başında ise tamamen açılmasıdır. Bu dönemin bir sürecini sosyal ve psikolojik etkenleri ayırabiliriz ama şu anda temmuzun başına kadar okulları açıyormuş gibi yaparsak kayıplara kayıp ekleyeceğiz ve çocuklarımızın, öğretmenlerimizin ve velilerimizin kopmuş oldukları süreçten geri dönüşlerini daha da imkansız hale getireceğiz. Bu süreçte bir kademeyi yarım gün okula getirmenin hiçbir faydası kalmamıştır. Olması gereken şey artık tam açılma yapılmasıdır." dedi.
"MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI CİDDİ GAYRETLER SARF ETTİ"
Pehlivanoğlu, Milli Eğitim Bakanlığının da bu süreçte ciddi gayretler sarf ettiğini vurguladı. Pehlivanoğlu, eğitim denildiğinde sosyal ve psikolojik etkenlerin de bulunduğunu anlattı. Bunun yanında uzaktan eğitim sürecinde öğrencilere istense de eşit koşullarda erişim hakkı verilemediğini ve bunun da çok kolay olmadığını ifade eden Pehlivanoğlu, "Çok kolay bir şey değil bu. Yani bizim gibi çok genç nüfusa sahip ülkelerde bu kadar geniş yapıda herkese nitelikli eğitime erişim hakkı vermek mümkün değil. Bu, sadece internet noktasında değil Ankara'nın merkezinde bile toplantımızda internetimiz kopuyor. Yani kasabalarda ve çalışma alışkanlıkları belli düzeyde olan öğrenciler için bu çok kolay değil." değerlendirmesinde bulundu.
"MOTİVASYONLARINI KAYBETTİLER"
Bu süreçte anne ve babalardan mentorluk yapmalarının istendiğini ancak ailelerin eğitim düzeyinin de buna yeterli olmadığını belirten Pehlivanoğlu, şöyle devam etti: "Dolayısıyla bu süreçte öğretmenler, öğrenciler, veliler, uzaktan öğretim sürecinde çok yoruldular. Artık devam etme motivasyonlarını kaybettiler. Ve öğrencilerin eğitim öğretim süreci, onarılması bu şekilde zor ve hasar almış bir noktaya geldi. Dolayısıyla sınavı da kaldırdıktan sonra öğrencilerin okulla olan son bağı da koptu. Öte yandan 6 Mart 2020 ve 2 Mart 2021 tarihleri arasında 175 günlük eğitim sürecinde, ilkokul 1. sınıfların normal süreçteki gün ve saat ile kıyaslandığında toplam 15 gün okula geldiği hesaplandı."
"ÖĞRETMENLERE YOL GÖSTERECEK KAYNAKLAR VERİLMELİ"
Selçuk Pehlivanoğlu, raporda da yer alan telafi eğitimleri sırasında yapılması gerekenler konusunda şunları kaydetti: "Telafi sürecinde her öğrencinin kazanımları belirlenmeli. Öğretmenlere ölçme ve değerlendirme ve telafi programlarının uygulanması sürecinde yol gösterecek kaynaklar verilmeli. Türkiye'deki tüm sınıflar şu anda bir birleştirilmiş sınıftır. Dolayısıyla bizim telafi sürecimizi kesinlikle birleştirilmiş sınıflar mantığı üzerinden götürmemiz ve öğretmenlerimizin yetkinliğini de eğitim sürecinde buna odaklanmamız gerekiyor. Öğretmenlerimizin birleştirilmiş sınıf mantığında eğitim vermeyi bilmeleri gerekiyor. Önceki sınıf dönemindeki kritik süreçleri tespit etmemiz gerekiyor. Öğretmenlerin kendi sınıfındaki risk analizini kazanımlar ve yetkinlikler üzerinden çıkarması gerekiyor. Peki 1,5 yıllık kayıpla yeni yıldaki yılı nasıl birleştireceğiz? Bunun için yeni müfredat yazmak gerekir."
"REHBERLİK SİSTEMİ BU SÜREÇTE ÇOK ÖNEMLİ"
Yaşanan sürece dair değerlendirmelerde bulunan Pehlivanoğlu, dezavantajlı öğrencilere ve rehberliğin önemine vurgu yaptı. Pehlivanoğlu konuşmalarını şu şekilde sürdürdü: "Bu süreçte kritik kademeler için odaklı telafi yapmak mecburiyetindeyiz. Sosyal adaleti sağlamak için Milli Eğitim Bakanlığımızın yaptığı çok güzel uygulamalar var. Çocukların sadece dezavantajı okullardan bahsetmiyoruz, avantajlı gördüğümüz okullarda da artık dezavantajlı çocuklar olduğunu unutmamalıyız ve birleştirilmiş sınıflarda buna dikkat etmeliyiz. Rehberlik sistemi bu süreçte çok önemli olacak. Çocuklarımızın ciddi travmatik süreç geçirdiğini ve ekran bağımlılıkların dünyanın her tarafında yüzde 1500 arttığını unutmayalım. Türkiye'nin bütçesi içerisinde ekonomik kayıpları ortadan kaldırmak için tedbirler alıp özellikle dezavantajlı okullarımıza bir miktar nakit katkı vermek mecburiyetindeyiz. Milli Eğitim Bakanlığının bütçesine belli imkanda bu telafi sürecinde kullanmak üzere artırmak zorundayız. Dünyada gelişmiş ülkelerin hepsi bunu yaptı."
KAYNAK: Anadolu Ajansı