Tedirgin eden açıklama: Bu vakalar sadece buz dağının görebildiğimiz kısmı

Türkiyede son günlerde artan vakalar ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Türkiye Program Yöneticisi Prof. Dr. Toger Ergüder, ''Dünyada şu anda bizim tespit edebildiğimiz vakalar sadece buz dağının görebildiğimiz kısmı. Bu virüsü taşıyanların yüzde 80'i hiçbir belirti göstermiyor.'' dedi.

Tedirgin eden açıklama: Bu vakalar sadece buz dağının görebildiğimiz kısmı
 Haberler, Sondakika Haberleri

Tüm dünyaya diz çöktüren yeni tip koronavirüs (Kovid-19) vaka ve ölüm sayısını dünya genelinde arttırdı. Son verilere göre vaka sayısı 8 milyonu aştı ve öü sayıları da 500 bine yaklaştı. DSÖ Türkiye Program Yöneticisi Prof. Dr. Toger Ergüder, Türkiye'de de yeniden artışa geçen salgın için , ''Türkiye'de de ne yazık ki son 4 gündür vakalar artıyor; ama dünyada şu anda bizim tespit edebildiğimiz vakalar sadece buz dağının görebildiğimiz kısmı. Bu virüsü taşıyanların yüzde 80'i hiçbir belirti göstermiyor. Yani yüzde 80'inin asemtomik olması, test yapılan cihazların duyarlılığının düşük olması sebebiyle tüm dünyada da Türkiye’de de bulunan vaka sayılarını en az 6-7 ile çarpmak lazım" açıklaması yaptı.

Dünyada salgının merkezi daha çok Amerika kıtası olduğunu söyleyen  Prof. Dr. Ergüder, ''Tüm görülen yeni vakaların ve ölümlerin yaklaşık yarısı burada görüldü. Dünyada da salgın yavaş yavaş başka ülkelerde de yeniden görülmeye başladı ve en son Çin’de de ilk defa uzun bir zaman sonra 100’e yakın vaka görüldü. Bu nedenle dünya bir yandan mevcut salgınla mücadele ederken bir yandan da yeni vakaların başka kıtalarda görülmemesi için gerekli önlemleri almaya çalışıyor'' dedi.

Tedirgin eden açıklama: Bu vakalar sadece buz dağının görebildiğimiz kısmı

''ELİMİZDE NE BİR AŞI VAR NE BİR İLAÇ''

Prof. Dr. Ergüder, DSÖ'nün salgının ne zaman biteceğine dair bir öngörüsünün olmadığını ifade ederek, "Bu konuyla ilgili birkaç tane senaryo var. Ya bu salgınla ilgili bir aşı bulunacak ve yaklaşık dünyadaki 7 milyar insan aşılanacak ya da bir ilaç bulunacak veya virüs bir mutasyona uğrayarak ve insanlarda hastalık yapmayacak hale gelecek. Üçüncü bir seçenek ki bu kötü bir seçenek; toplumun yüzde 60’ı bağışıklık kazanacak ve virüs bulaşacak insan bulamayınca da ortadan kalkacak. Ama elimizde ne bir aşı var ne bir ilaç var. Yapılan tüm çalışmalarda da bağışıklık düzeyi halen çok daha düşük oranda. O nedenle şuan maske takmak, 1.5 metrelik sosyal mesafeye uymak ve el yıkamaktan başka hastalıkla mücadele etmek konusunda bilinen bir yöntem şuan ne yazık ki yok" diye konuştu.

''HÜKÜMET, KOMİSYON'UN TÜM ÖNLEMLERİNİ UYGULAMAYA SOKTU''

Türkiye’nin en başından beri salgınla ilgili olarak birçok tedbir aldığını hatırlatan Prof. Dr. Ergüder, "Türkiye birçok ülkeden önce sınırları kapattı, sokağa çıkma yasağı koydu ve özellikle 65 yaş üstü ve gençleri çok iyi korudu. Okullar tatil oldu. Bu konuda önlemlerimiz çok iyiydi. Tüm bu alınan önlemlerin sonucunda da Türkiye’de ölüm sayıları diğer ülkelerle kıyaslandığında aslında çok düşük oldu. En önemlisi Türkiye’de hükümet, Sağlık Bakanlığı Bilim Komisyonu’nun aldığı tüm önlem ve kuralları uygulamaya soktu. Diğer tüm bakanlıklar da Sağlık Bakanlığı’na destek vererekten çok iyi bu durum kontrol altına alındı. Bu kontrolün devam etmesi için de bizim de toplum olarak Sağlık Bakanlığı Bilim Komisyonu’na destek verip bu kurallara uymamız gerekiyor. Sosyal mesafeye, el yıkamaya ve maske takmaya devam edersek bu yükseliş tekrar düşecektir. Umudumuz Türkiye’de her gün görülen yeni vaka sayısının onlu sayılara düşmesi. Türkiye en başından beri bu salgını çok iyi kontrol etti ve çok iyi önlemler aldı. Fakat bizlerin bireysel olarak bu kurallara uymaması salgının yeniden artmasına ne yazık ki sebep olabiliyor" dedi. 

Tedirgin eden açıklama: Bu vakalar sadece buz dağının görebildiğimiz kısmı

DEVLETLER ÖLEN KİŞİLERİN SAYISINI DOĞRU BİLDİRMİYOR MU?

Prof. Dr. Ergüder, dünyadaki bazı devletlerin koronavirüsten dolayı ölen kişilerin sayısını doğru bildirmediği şeklinde gelen yorumları ise şu şekilde değerlendirdi:

"Bununla ilgili DSÖ birkaç tane rehber yayımladı ve bu konularla ilgili DSÖ tüm ülkelere tavsiyelerde bulunur ve ülkelerden de bu tavsiyelere uymaları beklenir. En başından beri ülkelere hangi vakaları bildirecekler hangi durumları bildireceklerine dair bilgiler verildi. Türkiye’de en başından beri bizim PCR dediğimiz testte pozitif olan vakaları düzenli olarak DSÖ'ye bildiriyor. Pek çok ülke de bu şekilde bildiriyor. O nedenle orada bir sorun yok. Türkiye bütün şeffaf ve açıklığıyla bütün vakaları DSÖ'ye günlük olarak, uluslararası sağlık tüzüğüne göre bildiriyor. Fakat bu dünyada olan bir tartışma. Bir salgın durumunda bu sayılarla uğraşmak çok mümkün olmuyor. Çünkü sizin öncelikle göreviniz hastanede yatan hastalara sağlık hizmeti sunmak, onları bir an önce iyileştirmek oluyor. Yoksa dediğim gibi burada DSÖ’nün Türkiye ile ilgili hiçbir kaygısı ya da şüphesi yok" ifadelerini kullandı. 

Etiketler :
0
0
0
0
0
0
0
👍
👎
😍
😥
😱
😂
😡