"Tehdit yok" demişlerdi! Davutoğlu'nun ekibinden Başkan Erdoğan'a tehdit
Yeni parti kurma hazırlığındaki Ahmet Davutoğlu'nun geçtiğimiz günlerde tehditkar bir dille yaptığı açıklamalara Başkan Erdoğan, “Söyleyecekleri ne varsa söylesinler, böyle lafla tehdit olmaz." diyerek, cevabını verdi. Davutoğlu'nun ekibinden bu açıklamaya karşı "tehdit yok" denilse de kullanılan ifadelerde tam anlamıyla tehdit dili hakimdi.
AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni parti kurma hazırlığında olan eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun “Terörle mücadele konusunda defterler açılırsa birçok insan, insan yüzüne çıkamazlar” sözleriyle ilgili “Söyleyecekleri ne varsa söylesinler böyle lafla tehdit olmaz. Bagajlarındakini ortaya dökmelerinde fayda var” demişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu açıklamaları üzerine Davutoğlu cephesinden yine tehdit dili içeren bir açıklama geldi.
Tarafsız Haber Ajansı’na konuşan eski AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ Davutoğlu'nun 4,5 saat süren konuşmasında tehdit ifadesi olmadığını ileri sürerek "Bildiklerini, inandıklarını, yaşadıklarını, gelecek tasavvurunu dile getirdi. Burada bir polemik yaratmaya gerek yok. Sayın Davutoğlu düşüncelerini söyledi. Bunu kamuoyu takdir edecek” dedi.
İnandıkları yolda yürüdüklerini söyleyen Özdağ, sözlerine, “Siyaset yaparken ileride birbirimizin yüzüne bakamayacağımız lafları söylemeyiz. Siyasete bir seviye kazandırmak istiyoruz. Siyasete bir üslup getirmek istiyoruz. Takdiri milletimiz yapacak. Herkes de bir şeyler söyleyebilir. Her parti yetkilileri birbirlerini eleştirebilirler, tenkit edebilirler. Bunları yaparken de bilgi dahilinde, belgeli yapmaları gerekir. İftira atmadan, şahsiyet cellatlığı yapmadan, haysiyet cellatlığı yapmadan yapmakta fayda var. Dilimize çok dikkat edeceğiz." diyerek devam etti.
Konuşmasına "Tehdit lafları siyasetçilere yakışmaz. Tehdit etmek bunlar doğru şeyler değil. Bagajımızda da bir şey yok, bagajımızda sadece şeffaflık var, bagajımızda sadece güzellikleri alkışlamak, eksikleri, yanlış yapılanları söylemek var bagajımızda. Bunlar da demokrasinin, insan haklarının, fikir hürriyetinin gereği, bunları yapıyoruz. Geçmişte beraber olduğumuz insanlarla ilgili mutlaka ki dikkatli konuşmak zorundayız.
AK Parti birlikte yürüdüğü her insanı orada teşekkür etmesi lazım birlikte yürüdüğü, biz de birlikte yürüdüğümüz insanlarla ilgili geçmişimize saygı duyuyoruz, mazimize saygı duyuyoruz ama o mazideki yanlışlıkları da millete anlatmak, eksikleri de millete anlatmayı bir görev addediyoruz. Bir tehdit kelimesi yok, öyle bir şey olamaz siyasette. Yani nasıl ki ümmet kelimesi olmayacaksa nasıl ki ihanet yoksa nasıl ki bedel ödemek yoksa tehdit de yok. Yapılanlara teşekkür ederiz, yapılamayanları söyleriz, yapılamayanlara da yapmak için talip oluruz.
Tehdit kelimesi ne demek. Türkiye demokratik bir ülke, kim kimi tehdit eder. Tehdit edenlere yargı gereğini yapar, hukuk gereğini yapar, böyle şey mi olur? Biz ileride yine yüz yüze bakacağız. Bayramlar da geleceğiz, törenler de bir araya geleceğiz. O nedenle mahçup olacağımız sözleri sarf etmeyiz. Devlet adamlığı naifliği içerisinde devlet adamlığı ciddiyeti içerisinde davranırız, konuşuruz." sözleri ile devam eden Özdağ'ın son cümlelerinde yine tehditkar bir dil hakimdi:
"Bagajımız yok, bir tehdit kelimemiz yok, bunlar yok, bir yanlış anlaşılma var herhalde öyle tahmin ediyorum. Sayın Cumhurbaşkanı da konuşmalarına dikkat edecek, diğer siyasi parti liderleri de konuşmalarına dikkat edecek zaten problem de bu cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden kaynaklanıyor.”