Truva Atı’nın Hikayesi nedir? | Truva Atı’nın tarihçesi
Truva Atı hikayesini merak eden binlerce kişi Truva atı nedir?, Truva Atı’nın Hikayesi nedir? diye araştırıyor. Sizler için haberimizde Truva Atı’nın tarihçesi hakkında detaylı bilgilere yer verdik...
Truva Atının Hikayesi ilk duyulduğu andan itibaren merak hissi uyandırıyor. Geçmişten günümüze kadar ulaşan bu tarihi yapıtın tarihçesi merakla araştırılıyor. Peki, Truva Atı’nın Hikayesi nedir? İşte, Truva Atı’nın tarihçesi ile ilgili tüm detaylar...
Truva Atı Hikayesi nedir?
Truva atı, Odysseus’un (Akhalılar) Truva surlarını aşmak ve şehre (Troya’ya) gizlice girmek için yaptırdığı tahtadan at maketidir. Savaş yaklaşık 10 yıldır sürmüştür. Askerler bıkkın ve yorgundur. Zekası yüzünden Athena tarafından da sevilen Odysseus’un aklına tahtadan bir at yapma fikri gelir. Plana göre Akhalılar savaştan çekiliyor gibi gözüküp, geride çok büyük bir tahta at bırakırlar. Odysseus ve diğer seçkin komutanlar atın içine gizlenirken, diğerleri denize açılıp gemileri Bozcaada’nın arkasına, Troyalıların onları göremeyeceği bir şekilde gizlerler.
Planın yürümesi için, görevi tahta atın Truvanın surlarından içeri girmesini sağlamak olan bir Akhalı askeri atın yanında bırakırlar. Akhalıların çekildiğini gören Truvalılar, şaşkınlık içinde batı kapısının önündeki dev tahta atın yanına giderler. Bu sırada ortaya çıkan Sinon ismindeki Akhalı asker, Yunanlardan nefret ettiğini, onu Akhalıların geri dönüşleri için gerekli rüzgarın çıkması adına kurban seçtiklerini ve kendisinin kaçarak kurtulduğunu söyler ve şöyle devam eder:
Tahta at Tanrıça Athena’ya kutsal bir sunak olarak yapılmıştır. Büyük olmasının sebebi Troyalıların onu dar şehir kapılarından şehrin içine almalarını engellemek içindir. Akhaların beklentisi Troyalıların bu atı yakıp yıkmalarıdır. Böylece Tanrıça Athena’nın öfkesini Troya üzerine çekmiş olacaklardır. Ama Troyalılar atı şehrin içine alıp onu korurlarsa Athena’nın lütfu Troyalılara yönelecektir.
Ahkalı askerin sözlerine inanan barışmak isteyen Truvalılar bu sözlere inanırlar ve tahta atı içeri alırlar. Gece barış kutlamalarıyla eğlenen ve alkolün etkisiyle sızan Truvalılar, atın içindeki Akhalı Savaşçılar tarafından avlanır. Bu sırada Truva’nın surlarına yaklaşmış olan Akhalı Ordusunun da takviyesiyle Truva Şehri tamamen yıkılır. Truva’nın baştan sona yakıldığı bu katliam sonrasında Menelous Helen’i alarak Yunanistan’a yelken açar.
Eski Yunanca’da Troya (Troia), İlion ismiyle geçen antik şehir Türkçede Truva adıyla anılmaktadır. Truva, dünyadaki en ünlü arkeolojik kentlerden birisidir. Helenistik dönemde İlion olarak adı geçen efsanevi yerleşim Çanakkale Biga yarımadası, Hisarlık mevkinde ,1870’lerde Alman arkeolog Heinrich Schliemann tarafından keşfedilmiştir.
Homeros’un ünlü İlyada destanında anlattığı Troya savaşının geçtiği antik kent ,1870’den beri aralıklarla kazılıyor. Bir çok kez yıkılıp aynı yerde yeniden kurulan bir kent olduğu için insanlık tarihinin 5000 yıllık serüveninin izlenmesine olanak veriyor. İlk yerleşenlerin Anadolu halklarından olduğu anlaşılan kent, deniz ticaretindeki konumu ile zenginleşti. Bütün zengin kentler gibi istilacıların ve yağmacıların iştahını kabartıyordu. Tarihin ilk büyük doğu-batı savaşına sahne oldu. Bu bölgede sırasıyla Persler, Büyük İskender, Selevkoslar, Pergamon Krallığı ve Romalılar egemen olmuştur. Truva 1998 yılından bu yana Dünya Miras Listesinde yer almaktadır.
Truva savaşında hile olarak kullanılan ünlü Truva atının 1980’lerdebir Alman belgesel filmi için yapılan dev maketi ören yerinin girişinde (Çanakkale) karşılıyor sizi. Atın gövdesine merdivenle çıkıp içinde oturabiliyorsunuz. Türkiye’nin en çok ziyaret edilen antik kentlerinden olan Truva’nın özellikle Warner Bros tarafından çekilen Truva filminden (2004) sonra ziyaretçi sayısında büyük bir artış yaşanmıştır. Filmde kullanılan dev tahta at Çanakkale kordonunda görülebilir.
Truva Atı asfalt yoldan gelirken Çanakkale-Bozcaada yolu ortasında yani Bozcaada’ya 30 km. uzaklıktadır. Alternatif yol olarak Çanakkale’den çıktıktan sonra Güzelyalı, İntepe, Kumkale üzerinden de ulaşabilirsiniz. Bu yol başlı başına bir keşif aslında. Çanakkale’den itibaren kıyıyı izleyerek ilerliyorsunuz. Sit alanında olduğu için etrafta hiçbir yerleşim bulunmuyor. Ayçiçeği, domates tarlaları, çobanlar, balıkçılar etrafta. Asfalt yolu boşverin, Truva’ya gitmesenizde bu yola mutlaka girin !