Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'ndan yeni anayasa çalışmalarına ilişkin açıklama!

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu canlı yayınlanan bir televizyon programına katılarak hem önemli açıklamalarda bulundu hem de yeni anayasa çalışmalarına ilişkin soruları cevapladı.

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'ndan yeni anayasa çalışmalarına ilişkin açıklama!
 Gece Editörü

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, katıldığı televizyon programında önemli açıklamalarda bulundu. Feyzioğlu, programda yeni anayasa çalışmalarına ilişkin soruları da cevapladı.

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun açıklaması şu şekilde; 

Dosya Yargıtay'da beklerken Enis Berberoğlu hakkında hüküm gerçekleşmemişken Berberoğlu milletvekili seçildi. Bizim Anayasamız diyor ki yeniden milletvekili seçilmesi durumunda dokunulmazlığını tekrar kazanır. Dosya o aşamada Yargıtay'daydı. Yargıtay Meclis'ten dokunulmazlığın kaldırılmasını istemedi. Yeniden milletvekili seçilmekle Enis Berberoğlu dokunulmazlık kazanmamıştır noktasından hareket edip mahkumiyet onandı ve hüküm kesinleşti.

Bunu Meclis'te okunmakla vekilliği düştü. Anayasa Mahkemesi dedi ki bu kişi Yargıtay aşamasındayken vekil seçildiği için yargılamasının durması lazımdı. Yargıtay'ın elindeki tüm işlemleri geçersiz kabul ediyorum dedi. Milletvekili seçildiği ana kadar ki yapılanların silinmesi işin o noktaya geri döndürülmesi lazım.

Milletvekilliği geri dönecek mi sorusu var. Bunu şöyle açıklamak lazım. Milletvekilliği kesin hükmün genel kurulda okunması anında düştüğüne göre yargılamanın durmasına ilişkin mahkeme kararı Meclis'te okunduğu anda milletvekilliği geri dönmeli kişinin. Bunu bir içtihada dayanarak söylemiyorum. Hukukun genel ilkelerine göre yorumluyorum.

Ben hiçbir zaman kişiler üzerinden tartışma yapmadım. Sistem üstünden ve kurumların üzerinden konuştum. İrfan Fidan mevcut Anayasamıza göre ne gerekiyorsa o şartları yerine getirerek seçilmiştir. Siyasetçiler bunu farklı bir boyuta taşımak isteyebilir. Yargıtay Genel Kurulu tarafından bir ön seçim yapılmıştır ve İrfan Fidan 107 oy almış, 2. aday 65 oy almıştır. Yargıtay Genel Kurulu başvuruları 3'e indirmiş ve İrfan Bey kendisine en yakın adaydan 2 kat fazla oy alarak üye seçimine gitmiş ve Cumhurbaşkanı da takdirini en yüksek oy alan kişiden yana kullanmıştır. İrfan Fidan Bey'in görevinde hukuka aykırı bir şey yaptığını düşünürsem onu eleştiririm ama seçimi Anayasaya uygundur.

AİHM'nin şunu unutmaması lazım. Varlığını kendini oluşturan akit devletlerin onu meşru görmesine borçlu. Onun varlığını kabul etmesine borçlu. Bu da AİHM'ye üye devletlerin pozisyonlarına eşit muamele zorunluluğunu yüklüyor. Türkiye'nin üniter yapısına ilişkin çok ciddi ihlal işlemleri olduğunu görmesi AİHM açısından çok ciddi bir eksikliktir. AİHM'nin kararını esastan eleştiriyorum. İspanya ile Türkiye arasında kanun önünde eşit davranmıyorsunuz. İspanya söz konusu olduğunda üniter devlet diyorsunuz. Türkiye söz konusu olduğunda bunları görmezden geliyorsunuz. AİHM'nin kararına bir taraf devletin uymaması Avrupa Konseyi ile o devletin arasını bozar. En ağır ihlal Avrupa Konseyi'nin askıya alınması hatta çıkarılmasına kadar gider.

YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARI İLE İLGİLİ AÇIKLAMA

Konuştuğumuz konuların tamamı Anayasa aslında değişikli konusu. Anayasa değişikliği ile düzelecek konulardan şikayet etmek bana göre çok hukuki değil. Siyasetçi yapabilir bunu anlayış gösteririm ama bir hukukçu olarak ben Anayasa değişikliği gerektiren maddelerin olduğunu düşünüyorum. Bunlardan en önemlisi de yargıyla yürütmenin arasını çok kalın çizgiyle ayırmaktır. Her Anayasa değişikliği gündeme geldiğinde sorunları açıyoruz, yorumluyoruz. En son 2016'da da dile getirdik. HSK'nın yapısı değişmek zorunda. Sıfırdan bir Anayasa'yı mevcut Anayasa varken yapamazsınız. Dolayısıyla bu genel konuşma itibarıyla yeni Anayasa diyebilirsiniz ama hukukçu olarak buna köklü Anayasa değişikliği diyebilirim.

12 Eylül'deki gibi tankları yürüttüm Anayasa yaptım durumu söz konusu değil. Elimizde bir Anayasa var o Anayasa nasıl değiştirileceğini bir hükme bağlıyor ona göre davranmak zorundayım. İlk 4 madde Cumhuriyetin temel niteliklerini belirtiyor. Onlar konu dışı zaten ilk 4 madde dışında her maddenin değiştirilmesi mümkündür. Ne değişir burada. HSK'nın yapısı. Ülkemizde maalesef bir şey tartışılırken manifestolar okunuyor. Ben bu anlayışın kendimize de, ülkemize de, siyasetçiye de fayda getirmediğini düşünüyorum. Herkes kendi düşüncesini söyle bunlar masaya yatırılır herkes kendi pozisyonundan farklılıklar yaratıp birbirine yaklaşır. Amaç iyi bir şey yapmaksa ilgililer birbirine adım atar. HSK'nın değişmesi lazım. Hakimler Yüksek Kurulu ve Savcılar Yüksek Kurulu olarak. Savcı vatandaşı suçlayandır. Hakim vatandaş hakkında hüküm verendir. İddia edenle hüküm veren aynı kurula bağlı olduğu zaman bu iki makam birbirine fazlasıyla yaklaşıyor ve yargılama üçlüsü arasındaki denge vatandaş aleyhine bozuluyor.

Venedik Komisyonu'nun pek çok kararında da belirtildiği üzere bu kurulların üye yapısının da ağırlıklı olarak yüksek yargı tarafından seçilmesi gerekir. Kalan yarısını da Yargıtay, Danıştay isimleri belirlesin Meclis'e sunsun. Meclis yüksel nitelikli çoğunlukla seçsin.

Burada çok önemli bir şey söylüyorum. Hakimler Yüksek Kurulu'na ve Savcılar Yüksek Kurulu'na TBB'nin de belli sayıda üye göndermesi lazım. Mevcut durumda savunmanın vazgeçilmezliğini yeterince içine sindirmemiş olan uygulamacılar avukatı yok saymaya meyilliler. Bunu büyük harflerle ortaya koyabilmek adına Hakimler Yüksek Kurulu'na ve Savcılar Yüksek Kurulu'na en az birer üye verilmesini öneriyoruz.

Anayasa değişikliği çalışmalarının dışında kalacağım diyen milletin nezdinde kaybeder. Hem Anayasa'dan şikayet edip hem de Anayasa değişikliğine katılmayız demeyi doğru bulmuyorum.

0
0
0
0
0
0
0
👍
👎
😍
😥
😱
😂
😡