Türkiye ile ABD'nin 13 maddelik anlaşması ne anlama geliyor? Hangi ülke ne kazandı?
Türkiye ve ABD 13 maddelik anlaşmaya vardı. ABD Başkan Yardımcısı Pence ile Başkan Erdoğan arasında dün gerçekleşen görüşme sonrası Türkiye 120 saatlik bir süre için operasyona ara verecek. Peki bu ateşkes ne anlama geliyor? Türkiye ABD anlaşması ne anlama geliyor? YPG ne zaman çekilecek? Türkiye'nin bu anlaşmadan karı ne? İşte merak edilenlerin cevabı haberimizde...
ABD Başkan Yardımcısı Pence ile Başkan Erdoğan arasında dün gerçekleşen görüşme sonrası Türkiye 120 saatlik bir süre için operasyona ara verecek. Peki bu ateşkes ne anlama geliyor? Türkiye ABD anlaşması ne anlama geliyor? YPG ne zaman çekilecek? Türkiye'nin bu anlaşmadan karı ne? İşte merak edilenlerin cevabı haberimizde...
Barış Pınarı Harekatı'nın sekizinci gününde Ankara'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Türk heyeti ile ABD Başkan Yardımcısı Tim Pence'in başkanlığındaki ABD heyeti, Suriye'nin kuzeydoğusuna yönelik operasyonun durumuna ilişkin bir anlaşmaya vardı.
TÜRKİYE ABD ANLAŞMASI NE ANLAMA GELİYOR? KİM NE KAZANDI?
Anlaşmaya göre, Türkiye 120 saatlik bir süre için operasyona ara verecek ve bu zaman diliminde terör örgütü YPG'ninoluşturduğu SDG, yaklaşık 32 kilometre derinliğinde oluşturulacak olan güvenli bölgenin gerisine çekilecek.
Çekilme tamamlandıktan sonra da Türkiye tamamen operasyonu durduracak, ABD de Başkan Donald Trump'ın imzasıyla yürürlüğe giren yaptırımları geri çekecek.
Anlaşmanın bazı maddeleri Türkiye ile ABD arasında 7 Ağustos'ta varılan güvenli bölge uzlaşmasının bir tekrarı niteliğini taşıyor.
Buna karşın anlaşma, ABD askerleri ve YPG'nin boşalttığı yerlere Rusya ve Suriye ordusunun girmesiyle değişen saha dengelerine nasıl yanıt verileceği gibi kilit soruları yanıtsız bırakıyor.
TÜRKİYE ABD HANGİ KONULAR ÜZERİNDE UZLAŞI SAĞLADI?
ABD'li ve Türk heyetler arasındaki görüşmeler, dört saatten uzun sürdü.
Görüşmenin sonunda açıklanan 13 maddelik anlaşmanın ilk üç maddesi NATO müttefiki iki ülke arasındaki ilişkilerin önemini teyit ederken, ABD'nin Türkiye'nin Suriye sınırından kaynaklanan "meşru güvenlik çıkarlarını" anladığını ve daha yakın eşgüdüm içinde olunması gerekliliğinin altını çiziyor.
Analistlere göre, bu kapsamda NATO anlaşmasının 5'inci maddesini oluşturan "kolektif savunma" anlayışına da atıfta bulunarak son dönemde Türkiye-NATO ilişkileriyle ilgili ortaya atılan sorular karşısında bir gönderme yapılmak istendi.
İki ülkenin eşgüdüm yapacağı bir başka alan da Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) ile mücadele olarak yeniden kayda geçirilirken Türkiye, varılan uzlaşıyla kontrolü altında bulunduğu bölgede sivillerin zarar görmemesi için ABD'ye güvence verdi.
GÜVENLİ BÖLGE KURULACAK MI? NE ZAMAN KURULACAK?
Anlaşmanın en önemli bölümleri arasında son beş madde yer alıyor.
Analistler ve uzmanlar, 9'uncu maddenin, Türkiye'nin ABD'den çok uzun bir süredir talep ettiği unsurları karşılaması açısından önemli olduğuna dikkat çekiyor.
Yapılan yorumlara göre, YPG'nin ağır silahlarının toplanması, tahkimatlarının ortadan kaldırılması ve sonuç olarak "güvenli bölge" kurulmasının yeniden kayda geçirilmesi Ankara açısından "ufak da olsa bir kazanım" olarak görülüyor.
ABD ile Türkiye arasında güvenli bölge konusundaki ilk uzlaşma Ağustos 2019'da sağlanmıştı. Bu anlaşma kapsamında çoğunluğunu terör örgütü YPG'lilerin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) sınıra yakın bölgelerden çekilirken, ABD ve Türkiye ortak devriyeye başlamıştı.
Ancak daha sonra Türkiye, taleplerinin yeterince karşılanmadığını belirterek, Barış Pınarı Harekatı'nı başlatmıştı.
Dün varılan anlaşmanın 10'uncu maddesinde, güvenli bölgenin öncelikle Türk Silahlı Kuvvetleri'nin denetiminde olacağı belirtilirken, uygulama süreçlerinin Türk ve Amerikan eşgüdümünde gerçekleştirileceği belirtiliyor.
Analistler, bu durumun, Ağustos'taki uzlaşma kapsamında Akçakale'de kurulan Ortak Koordinasyon Merkezi'nin faaliyetine devam edeceği, kara ve hava ortak devriyelerinin sürdürülebileceği yorumunu yapıyor.
Analistler ve uzmanlar ayrıca, güvenli bölgeye bir kez daha ve daha kuvvetli bir atıf yapılmasına karşın, gelinen noktada uygulama aşamasına geçilip geçilmeyeceğinin belirsizliğini koruyan noktalardan biri olduğuna dikkat çekiyor.
TARAFLAR HANGİ GERİ ADIMLARI ATIYOR?
Anlaşmanın kilit unsuru olarak gösterilen 11'inci maddede karşılıklı atılacak geri adımlar yer alıyor.
Terör örgütü YPG'nin güvenli bölgeden çekilmesini sağlamak için operasyona 120 saatlik bir ara vermeyi kabul eden Türkiye, çekilme işleminin tamamlanmasının ardından operasyonunu tamamen durdurmayı kabul ediyor.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 13 maddelik anlaşmada yer almasa bile geri çekilmenin Trump'ın 2019 başında ifade ettiği gibi 20 mil, yani 32 kilometrelik bir alanı kapsadığını kaydetti. Pence de görüşmenin ardından düzenlediği basın toplantısında 20 millik bir alandan bahsetti.
Bununla birlikte, anlaşmada operasyonun durdurulmasının ardından Türk askerinin bölgeden çekilmesine yönelik herhangi bir ifade bulunmadığına da dikkat çekiliyor.
ABD ise Türkiye'nin bu adımının karşısında Trump'ın bu hafta içinde açıkladığı yaptırımları geri çekeceğini iletti.
Aynı zamanda Türkiye'ye daha sert ve kapsamlı yaptırımların gündeme alınmayacağı konusunda da güvence verildiği belirtiliyor.
SAHADAKİ DENGELER NASIL DEĞİŞTİ?
Son bir haftada yaşanan gelişmeler, Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerde en sıkıntılı dönemlerden birinin yaşanmasına neden olurken, Suriye iç savaşında sahadaki dengeleri de ciddi şekilde değiştirdi.
ABD ve SDG'nin çekildiği Münbic ve Kobani'ye Rusya ve Suriye ordularının girmesi, çok dar bir bölge içinde Türk, Rus, Suriyeli ve ABD'li askerlerin bir arada bulunmalarına yol açıyor.
Çavuşoğlu, bu iki kentle ilgili durumun Türkiye-Rusya arasındaki mevcut kanallarla ele alınacağını, Pence'in de zaten bu bölgelerle ilgili olarak "Ruslarla konuşursunuz" yanıtını verdiğini söyledi.
Analistler, bu durumun, 9 Ekim öncesine kadar Fırat Nehri'ndeki doğusunda kalan bölgeyle ilgili konuları sadece ABD ile görüşen Türkiye'nin bundan sonraki süreçte Rusya'nın da görüşlerine dikkat vermesi gerektiğini göstermesi açısından önemli olduğunun altını çiziyor.
Analistlere göre, sahada gelişen yeni durum ve Suriye ordusunun Türkiye sınırına yakın bir noktaya ulaşması, Ankara'nın Moskova ile yeni bir anlaşma sağlaması gerekliliğini ortaya çıkarabilir.
Uzmanlar, Erdoğan'ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile 22 Ekim'de, yani 120 saatlik sürenin dolduğu bir günde görüşecek olması bu görüşmenin önemini şimdiden artırmış durumda olduğuna dikkat çekerek, gelinen noktada, Türkiye'nin bundan sonraki süreçte Rusya ve ABD arasında çok daha dengeli bir politika izlemek durumunda kalacağını ifade ediyor.
TÜRKİYE İLE ABD ANLAŞMASI 13 MADDE NELER? TÜRKİYE ABD ANLAŞMA TAM METNİ SON DAKİKA...
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence'in baş başa, iki ülke yetkililerinin heyetler arası görüşmelerinin ardından, 13 maddelik "Kuzeydoğu Suriye'ye İlişkin Türkiye - ABD Ortak Açıklaması" kamuoyuyla paylaşıldı.
"Türkiye ve ABD, iki yakın NATO üyesi olarak bu ilişkilerini teyid eder. ABD, Türkiye’nin güney sınırına dair meşru güvenlik kaygılarını anlar." ifadeleriyle başlayan açıklamada iki ülkenin Suriye'nin kuzeydoğusu başta olmak üzere sahadaki gelişmelerin, ortak çıkarlar temelinde daha yakın eş güdüm gerektirdiğini kabul ettiği belirtildi.
Açıklamada, "Türkiye ve ABD 'Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için' anlayışıyla, NATO topraklarını ve halklarını tüm tehditlere karşı koruma taahhütlerini muhafaza eder." ifadeleri kullanıldı.
Her iki ülkenin, insan hayatı, insan hakları ile dini ve etnik toplulukların korunmasına yönelik taahhütlerini yinelediğinin altı çizilen açıklamada diğer maddeler şöyle sıralandı:
"5- Türkiye ve ABD, Suriye'nin kuzeydoğusunda DEAŞ'la mücadele faaliyetlerinin devamında kararlıdır. Bu, önceden DEAŞ kontrolünde olan alanlarda yaşayıp yerinden edilen şahıslar ile alıkoyma merkezleri hususlarında uygun şekilde gerçekleştirilecek eşgüdümü de içerir.
6-Türkiye ve ABD, terörle mücadele harekatlarının yalnızca terör unsurları ile bu unsurlara ait barınak, sığınak, mevzi, silah, araç ve gereci hedef alması gerektiği üzerine mutabık kalır.
7- Türk tarafı Türk kuvvetleri tarafından kontrol edilen güvenli bölgedeki tüm meskun mahal (güvenli bölge) sakinlerinin dirliği ve güvenliğini sağlayacağını taahhüt eder, sivillerin ve sivil altyapının zarar görmemesi için azami dikkati göstereceğini vurgular.
8- Her iki ülke Suriye’nin siyasi birliği ile toprak bütünlüğüne ve Suriye ihtilafını Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararına uygun şekilde sonlandırmayı hedefleyen, BM öncülüğündeki siyasi sürece olan bağlılıklarını yineler.
9- Her iki taraf Türkiye'nin, YPG ağır silahlarının toplanması ve YPG tahkimatları ile tüm muharip mevzilerinin kullanılmaz hale getirilmesi dahil, milli güvenlik kaygılarının giderilmesini teminen bir güvenli bölge kurulmasının devam eden önemi ve işlevselliğinde mutabık kalır.
10- Güvenli bölge, evvelemirde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kontrolünde olacak ve her iki taraf, güvenli bölgenin her veçhesiyle uygulanmasında eşgüdümü artıracaktır.
11-Türk tarafı Barış Pınarı Harekatı’na, güvenli bölgeden YPG’nin 120 saat içinde geri çekilmelerini teminen ara verecektir. Barış Pınarı Harekatı, bu geri çekilmenin tamamlanmasını müteakip durdurulacaktır.
12- Barış Pınarı Harekatı’na ara verildiğinde ABD, 'Blocking Property and Suspending Entry of Certain Persons Contributing to the Situation in Syria' başlıklı 14 Ekim 2019 tarihli Başkanlık Kararnamesi uyarınca hayata geçirilen yaptırımlara ilavelerini getirmeme ve Kongre nezdinde uygun şekilde çalışmalar ve istişareler yürüterek Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararı doğrultusunda Suriye’de barış ve güvenliğin teminine dönük kaydedilen ilerlemenin altını çizmek hususunda mutabık kalır. Barış Pınarı Harekatı 11. paragraf uyarınca durdurulduğunda, yukarıda bahsi geçen Başkanlık Kararnamesi uyarınca hayata geçirilen mevcut yaptırımlar kaldırılacaktır."
Açıklamanın son maddesinde, her iki tarafın bu açıklamada kaydedilen tüm hedeflerin uygulanması için birlikte çalışma taahhüdünde bulunduğu belirtildi.