Türkiye Yazarlar Birliği'nin Şeref Başkanı D. Mehmed Doğan, ABD'ye tepki
Türkiye Yazarlar Birliği'nin Şeref Başkanı D. Mehmed Doğan, ABD'nin Kudüs'teki büyükelçiliğini açmasına ilişkin, "ABD'nin saldırgan başkanı İsrail'i memnun edecek bir hamle yaparak koltuğunu sağlamlaştırmak istedi" dedi.
Türkiye Yazarlar Birliği'nin Şeref Başkanı D. Mehmed Doğan, ABD'nin Kudüs'teki büyükelçiliğini açmasına ilişkin, "ABD'nin saldırgan başkanı İsrail'i memnun edecek bir hamle yaparak koltuğunu sağlamlaştırmak istedi" dedi.
Türkiye Yazarlar Birliği'nin (TYB) 40. yılı dolayısıyla Kültür Bakanlığının katkılarıyla düzenlenen Edirne'den Mostar'a Kültür Kervanı 9 Mayıs'ta sona erdi. 30 Nisan 2018 tarihinde Edirne'den yola çıkan Kültür Kervanı, on günlük program çerçevesinde Yunus Emre Enstitüsü merkezleri ile Türk dernekleri ve mahalli kurumların işbirliğiyle Bulgaristan, Yunanistan, Makedonya, Kosova, Arnavutluk, Karadağ ve Bosna Hersek'te edebiyat ve şiir fasılları, panel ve konferanslar, belgesel sunumları ve fotoğraf sergileri gerçekleştirdi.
Etkinlik kapsamında konuşma yapan TYB Şeref Başkanı D. Mehmed Doğan ABD'nin Kudüs'teki büyükelçiliğini açmasına ilişkin, "ABD'nin saldırgan başkanı İsrail'i memnun edecek bir hamle yaparak koltuğunu sağlamlaştırmak istedi ve bunu Müslümanlara Ramazan armağanı olarak yaptı. ABD böylece Müslümanların Ramazan'ını en yüksek seviyede kutluyor" dedi. Mehmed Doğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şimdi Filistin'de ölümcül protestolar yükseliyor. Silahsız protestolar gerçek mermilerle dağıtılıyor; şehitler yüze yaklaşmış, gaziler bilmem kaç bin. Bütün Filistin halkı katledilse ne yazar. Aklımızı başımıza alıp düşünelim. Bu protestolardan bir şey çıkar mı? Mesela protestolar sonucu Amerika kararından döner mi? Büyük silah gücüne sahip İsrail protestolarımızdan yılar mı? Bugün İslam dünyası Kudüs konusunda sonuç almak istiyorsa, gerçek düşmanı açığa çıkarmalı ve onun üzerine gitmelidir. Bana göre ne İsrail, ne de Amerika bu raddede gerçek düşman değil. Onları düşman seviyesinde tutan, yüreklendiren bir "devlet" var. Eğer o "devlet" ABD'nin yanında olmasa ve İsrail yardakçılığına soyunmasa asla bunlar olmazdı. Ne Amerika Kudüs'ün başkentliğini tanırdı, ne de İsrail bu kadar saldırgan ve kıyıcı olabilirdi. Merak edilmeyecek kadar açık konuşuyorum: Bu devletin hangi devlet olduğunu Mısır'daki sağır sultan bile çok iyi biliyor. Elbette "Suudi Amerika'dan bahsediyorum. Suudi Amerika tabirini boşuna kullanmıyorum. Müslümanlar, Allah için doğru söyleyin: Kudüs saldırı altında da Mekke ve Medine özgür mü?"
"İslam'ın kutsal toprakları Amerikan işgali altındadır"
Müslümanların önce kendini kandırması gerektiğinin altını çizen Doğan, "İslam'ın kutsal toprakları Amerikan işgali altındadır. Görünürde Suud kralları, prensleri vs. var. Fakat asıl hakimiyet Amerika'nın elindedir. "Bu doğru değil" diyen beri gelsin. Bugüne kadar ABD ne dedi de Suudlar yapmadı. İki asırdır İslam'ın ana topraklarında oynanan oyunun kuklası olan Suudlar Osmanlıya karşı sürdürdükleri hasmane tavrı devam ettiriyorlar. Bunların İslam diye bir davası yok. Bunlar için "sahibinin sesi" diyebiliriz. ABD'nin emriyle dünyanın dört bir tarafında paralar saçarak kendi batıl dinlerini yaymaya çalışıyorlar. Daha birkaç gün önce gördük: Balkanlarda İslam'ın izini silmek için paralı adamlarını koşturan onlar" diye konuştu.
"Suud rejimi yıkılmadan İslam dünyasına kurtuluş umudu yoktur"
Can yakıcı sorunun "Kudüs nasıl kurtarılabilir" olduğunun altını çizen Doğan, "Bunun tek cevabı var: Protestolar Suudlara yöneltilerek. Dünyanın her yerinde Müslümanlar İsrail elçiliklerine, ABD sefaretlerine değil Suud temsilciliklerine doğru yürümelidir. "Kahrolsun İsrail'in yardakçısı, ABD uşağı Suudlar" sloganı bütün dünyada yankılanmadır. Suudiler dize getirildiği an İslam dünyasının ihanetle varlığını sürdüren bütün rejimleri yıkılacaktır. Hainler geleceklerinden asla emin olmamalı. Taptıkları Amerika'nın kendilerini kurtaramayacağını bilmeliler. Suud rejimi yıkılmadan İslam dünyasına kurtuluş umudu yoktur" şeklinde konuştu.
10 gün süren kültür kervanına D. Mehmet Doğan, Musa Kâzım Arıcan, İbrahim Ulvi Yavuz, Tarkan Zengin, Muhammed Enes Kala, Ahmet Fatih Gökdağ, Mehmet Kurtoğlu, Nazif Öztürk, Bekir Sıddık Soysal, Necip Tosun, Memiş Okuyucu, Mahmut Bıyıklı, İsmail Bozkurt, Hacı Ömer Özden, Fahri Tuna, Mustafa Özçelik, Caner Arabacı, Rahman Ademi, Cemal Şakar, Bünyamin Yılmaz, M. Sait Uluçay, Cihat Zafer, Faruk Uysal, Abdullah Harmancı, Maksut Yiğitbaş, Nazım Payam, Mücahit Koca, Mehmet Sarmış, Bedir Acar, Aykut Ertuğrul, M. Hanifi İspirli, Mehmet Tuğrul, Mustafa Ekici, M. Burak Yılmaz ve Zafer Kızılca katıldılar.