Hem yönetimi, hem imkanları, hem de sizin sağladığınız etkiyle müthiş bir Manisa F.K izledik. İlk teklif aldığınız günden, şampiyonluğu ilan ettiğiniz güne kadar geçen süreci özetlerseniz nasıldı sizin için?
Sezon başı Süper Lig ve 1. Lig kulüplerinden teklifler vardı. İki yılda yakalanan, temellerini attığım, gelişimlerini sağladığım mütevazı bir kadroyla normal olarak kimsenin şans tanımadığı ve sağlam bir gruptan çıktım. Yine 1. Lig'de ilk yılında düşer denilen takımla ciddi işler yaptıktan sonra fakat biraz da ülkemizdeki konjonktürden dolayı üzülerek söylüyorum bunu, tekliflere ikna olamadım. O dönemde Manisa F.K'nın ve benim hayallerimin paralel olduğunu gördüm. Bir yıl önce 1. Lig'deki başarıdan sonra tekrar bir alt lige dönmek benim için hayli riskliydi ama bu teklif beni yeni bir meydan okuma adına çok umutlandırdı.
"Canlılara baktığımızda hepsinin belli bir açıda hareket kabiliyetleri olduğunu görüyoruz"
Attığınız gollere bakınca %45'inin 61-90. dakikalara arasında olduğunu görüyoruz. Bu bir strateji miydi yoksa rakipler mi sizi buna itiyordu? Belki de fiziksel olarak iyi bir takıma sahip olduğunuzu da düşünmemiz gerekebilir bundan...
Aslında bu sorunun cevabını siz birkaç maddede çok güzel özetlemişsiniz. Rakipler oyun gücünün farkında ve daha temkinli, savunma ağırlıklı oynuyor. Biz ise aynı oyunumuzu saha içinde sabırla sürdürüyoruz. Saha içinde dizilişlerimizi oyun sırasında bazen oyuncu değişikliği yapmadan değiştiriyoruz. Bu da rakibin alışagelmiş savunma algısını ortadan kaldırıyor.