Yoğun bakım çalışanları tedbirlerin bırakılmaması konusunda uyardı
Selçuk Üniversitesi (SÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi Kovid-19 yoğun bakım servisinde görevli hemşireler, vatandaşları tedbiri elden bırakmamaları konusunda uyarıda bulundu.
Bir yılı aşkın süredir yeni tip koronavirüsle (Kovid-19) mücadelede en ön safta yer alan hemşireler, hastaların sağlıklarına kavuşabilmeleri için üstün gayret gösteriyor.
Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kovid-19 yoğun bakım servisinde görevli hemşireler de hastanedeki zorlu mesailerini sürdürüyor.
Yaklaşık 11 yıldır farklı hastanelerde hemşire olarak görev yapan Murat Tekeş, AA muhabirine, yoğun bakımın hastanelerin en stresli alanı olduğunu söyledi.
Bir yıldan uzun süredir salgın nedeniyle yoğun mesai harcadıklarını anlatan Tekeş, Kovid-19 salgını nedeniyle hastaların sancılarına şahit olduklarını söyledi.
Genellikle solunum sistemini etkileyen Kovid-19 nedeniyle hastaların nefes alma güçlüğüyle mücadele ettiğini dile getiren Tekeş, "Kalp yetmezliği, astım, KOAH, bağışıklık sistemi sorunları olan hastalarda daha ağır seyrediyor. Vatandaşlardan el hijyenine, maske ve mesafeye dikkat etmelerini istiyoruz. Biz de burada gerçekten çok sancılı süreçler yaşıyoruz." diye konuştu.
"BİZİM İÇİN ÇOK AĞIR SEYREDİYOR"
Yaklaşık 9 yıldır hemşirelik yapan Emine Sayaslan da salgın sürecinde fiziksel ve psikolojik olarak çok yorulduklarını ancak yoğun bir şekilde çalıştıklarını ifade etti.
Hastalara temasta çok dikkatli davrandıklarını, koruyucu ekipmanlarla müdahale ettiklerini dile getiren Sayaslan, şöyle devam etti:
"Buradan çıktıktan sonra kıyafetlerimizi değiştirip, temizlenip evimize gidiyoruz. Ben eve geldikten sonra kıyafetlerimi yeniden değiştiriyorum. Biz maske ve siperlik kullanımına çok önem veriyoruz. Vatandaşlardan da mesafeye uymalarını rica ediyoruz, maskesiz çıkmamalarını istiyoruz. Tabii ki insanlar yakınlarıyla bir araya gelmek, sarılmak istiyor. Bu geçici bir dönem. Bu süreci atlattıktan sonra zaten eski düzenimize kavuşacağız. Bu süre zarfında maskeye, mesafeye ve gidip gelmelerimize lütfen özellikle el hijyenine dikkat edelim."
Hastaların solunum sıkıntısı yaşamaları nedeniyle çok gergin ve telaşlı olduğunu anlatan Sayaslan, hastalara psikolojik olarak da destek vermeye çalıştıklarını söyledi.
Taburcu olan hastaların mutluluğuna şahit olmanın kendilerini çok mutlu ettiğini vurgulayan Sayaslan, "İyi ki bu meslekteyim." dediğini kaydetti.
Selma Özyol ise 14 yıldır hemşire olduğunu, yoğun bakım servisinin her çalışan için zor bir bölüm olduğunu söyledi.
Özyol, hastaların tüm bakımlarıyla ilgilendiklerini ifade ederek, "Burada hemşire olmak hastanın tüm ihtiyaçlarını gidermeyi gerektiriyor. Son bir senedir toplum olarak da Kovid-19 salgınından çok korktuk. Biz sağlıkçılar olarak daha tedirgin yaklaştık. Geçen yıl nisan ayında ben de pozitif oldum. 'Ne yapacağım' diye telaşı kendimden yaşadım. Astım hastası olduğum için hastanede yatarak geçirdim." diye konuştu.
Hastaların solunum sıkıntısıyla geldiğini belirten Özyol, şöyle devam etti:
"Kronik rahatsızlığı varsa bu hastalar daha ağır geçiriyorlar. Bazı hastalarla konuşabiliyoruz. Geldiklerinde bir ajitasyonları oluyor. Çünkü korkuları var. Hastanede olmak değil, yoğun bakımdalar. Endişeli oluyorlar, sakinleştirmeye çalışıyoruz. Her zaman başarılı olamıyoruz. Çünkü hasta zaten gergin. Taburcu olurken hasta çok mutlu, sevdiklerine kavuşacak. Biz de 'Bir hasta daha iyileşti.' diye çok mutlu oluyoruz. İyileştiren elbette Rabbim ama biz de vesile olduk diye mutlu oluyoruz."
KAYNAK: ANADOLU AJANSI