Yürekleri dağlayan, Sibel Ünli'nin intiharından sonra ailesi ilk kez konuştu
Üzücü bir şekilde intihar eden İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümü 3. sınıf öğrencisi Sibel Ünli'nin ağabeyi, kardeşinin ölümünden sonra ilk kez konuştu. Yapılan açıklamalar ise şok edici türden....
İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümü 3. sınıf öğrencisi Sibel Ünli'den haber alamayan ailesi 2 gün önce polise kayıp ilanında bulundu. Polis, üniversiteli genç öğrenciyi bulmak için çalışma başlattı. Sibel Ünli'nin abisi ve babası ise bu olayın arkasındaki sır perdesini araladı. İşte tüm detaylar...
İNTİHARA TANIKLIK EDENLER POLİSE HABER VERDİ
Dün öğle saatlerinde Samatya Sahili'nde, kayalıkların üzerinde çanta gören çevredekiler durumu polis ekiplerine bildirdi. Olay yerine gelen polis ekipleri çantanın iki gün önce hakkında kayıp başvurusunda bulunulan 20 yaşındaki İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümü 3. sınıf öğrenicisi Sibel Ünli'ye ait olduğunu tespit etti.
AYLAR ÖNCESİNDE YAPTIĞI PAYLAŞIM HERKESİ DERİNDEN VURDU
Deniz polisinin de desteği denizde arama yapan polis ekipleri Ünli'nin cansız bedenine ulaştı. Kıyıya çıkarılan cenaze olay yeri incelemesinin ardından Adli Tıp Kurumu morguna götürüldü. Ünli, 9 Ekim tarihli tweetinde "Gidecek yerim yok, yaşanmaya değer bir hayatım da" paylaşımını yaptı.
"ONUN HAKKINDA YAPILAN YORUMLAR PSİKOLOJİSİNİ ÇOK ETKİLİYORDU"
Genç kızın ölümü gündeme bomba gibi düşerken konuyla ilgili ağabeyi Aydın Ünli'den bir açıklama geldi. Sosyal medyadan gelen eleştirilerin kardeşini derinden sarstığını ifade eden ağabeyi, "Sosyal medyadan gelen ağır eleştiriler kardeşimi çok derinden etkiledi. Bu konu ile ilgili onunla sürekli konuşuyordum. İnsanlar onun dış görünüşü ile dalga geçiyorlardı. Hatta insanlığa sığmayacak kelimeler kardeşim için kullanılıyordu. Kardeşim üzülmesin diye 'özürlü' kelimesini asla evde bile kullandırtmazdım. Eksiklik hissetmesin diye bir şey söylemezdik. Bu olay hepimizin başına gelebilir, hepimiz bir engelli adayıyız. Ama sosyal medyada kardeşimin üzerine insanlığa sığmayan ifadelerin kullanılması onu çok derinden etkiledi" dedi.
"MAALESEF KENDİNCE BAZI DURUMLARIN ÜSTESİNDEN GELEMEDİ"
Devletten yardım talebinde bulunduklarını belirten ağabeyi, "Maalesef kardeşim bazı şeylerin üstesinden gelemedi. Ona daha iyi şartlarda destek olabilecek imkânlarımız yoktu. Devletten ve sosyal kurumlardan yardım talep ettik. Ama yeterli olmadı ne yazık ki. Kardeşimizi kaybettik. Ailesi olarak keşke elimizden daha çok şey gelebilseydi" şeklinde konuştu
BABA ZEKİ ÜNLÜ ŞOK AÇIKLAMALARDA BULUNDU
Güngören Köyiçi'nde bulunan Batmanlılar Derneği'nde taziyeleri kabul eden baba Zeki Ünli, "Söyledikleri her şey yalandır. Diyorlar ki, "bir aydır kayıp'. Yalan. Bizim evimiz Muş'ta var, Bursa'da var, burada var. Aylığımız çok şükür en az 10 bine kadar var. Bu yalanı hangisi yapmıştır. Böyle şeyler ayıptır, yapılmaması gerekir. Bu acı günümüze böyle şeyler yakışmaz" şeklinde konuştu.
"ÜÇ YILDIR BİRDEN FAZLA İNTİHAR GİRİŞİMLERİNDE BULUNMUŞTUR"
Ailenin yazılı açıklaması şu şekilde:
"Öncelikle bizimle acımızı paylaşan taziyemize gelen veya gelemeyen tüm insanlarımıza sonsuz şükranlarımızı sunuyoruz. Ailemizin yaşadığı bu elim hadisenin ulusal gündemde ve sosyal medyada fütursuzca kullanılması bizi derinden üzmüştür. Bu açıklamayı geç yapabildik çünkü acımızı yaşıyorduk. Bugün bizi bu acı günümüzde bu açıklamayı yapmak zorunda bıraktılar. Bildiğimiz gerçekleri anlatmak için, yanlış ve art niyetli paylaşımlara mani olmak için, intihar gibi bir elim hadisenin yüceltilmesine ve özendirilmesine engel olmak için bu basın açıklamasını, taziyemizin hala devam ettiği bu acı günde de olsa, halka açıklama zorunluluğu meydana getirmiştir. Kardeşim merhume Sibel Ünli yaklaşık bir yaşında geçirdiği ağır bir ateşli hastalık sonrası günlerce hastaneye yatırılmıştır. Bu hastalık sonrası tekrarlanan sara (epilepsi) krizlerini farklı zamanlarda yaşamış ve kendisi bu hastalığı sonrası antiepileptik tedaviler almıştır. Ergenliğe girmeye başladığı süreçten itibaren çeşitli duygu durum bozuklukları yaşamıştır. Kardeşimiz bu durumdan dolayı psikiyatri doktorlarına götürülmüştür. Kardeşimizin çeşitli tedaviler alması sağlanmıştır. Buna rağmen son üç yıldır birden fazla olan başarısız intihar girişimlerinde bulunmuştur. İntihar girişimlerinden sonra "major (ağır) depresyon" tanısıyla iki defa Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları servisine yatırılmıştır. Önerilen tedavileri hastane dışında da sürdürmesi için ailesi ve yakın arkadaşları tarafından destek kendisine olunmuştur. Düzenli olarak psikolog ile görüşmesine olanak sağlanmıştır"
.