Amel-i Salih
İnsan hayatında yapılan işler İslam dininin ilkeleriyle uyuşup uyuşmaması yönünden iki kısım olarak incelenebilir. Dinin yapılmasını emrettiği veya tavsiye ettiği, iyi, doğru, faydalı ve savap kazanmaya vesile olan işler sâlih amel olarak, yapılması yasaklanan veya hoş karşılanmayan kötü, yanlış, zararlı ve günaha yol açan ameller gayri sâlih ameller olarak değerlendirilmiştir. Fıkıh açısından ele alındığında sâlih amel derken farz, vacip, sünnet, müstehap veya mendup olan fiiller anlaşılırken, haram, mekruh ve müfsit olan fiiller ise gayri amel-i sâlih fiilleri ifade etmektedir.
Sâlih ameller işleyenler dünya mutluluğunu elde ettikleri gibi ahiret mutluluğu olan cenneti de elde edeceklerdir. Çünkü Yüce Rabbimiz böyle buyurmaktadır. Allah-u Tealanın istemiş olduğu, Sevgili Peygamberimizin de hayatına aktarmış olduğu güzel işleri yapmamız bize ahiret saadetini getirecektir. Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’in değişik birçok ayetinde bu hususu şöyle vurgulamaktadır.
“Erkek olsun, kadın olsun inanmış olarak kim sâlih bir amelde bulunursa, onlar cennete girecek ve onlar, bir ‘çekirdeğin sırtındaki tomurcuk kadar' bile haksızlığa uğramayacaklardır.”Bağlantı[1]
İman edip güzel amellerde bulunanlar, namazı dosdoğru kılanlar ve zekatı verenler; şüphesiz onların ecirleri Rablerinin katındadır. Onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.”Bağlantı[2]
Kur’an-ı Kerim’de ayetleri incelediğimiz zaman karşımıza çıkan bir başka husus ise şudur. Peygamberlerin ve kutsal kitapların gönderilişindeki hikmetlerden biri olarak “insanların iyi işleri yapıp, kötü işlerden uzak kalması” karşımıza çıkmaktadır. İlgili ayetlerin birinde şöyle buyrulmaktadır.
“Gerçekten bu Kur'an en doğru olan yola götürür ve iyi işler yapan mü'minler için büyük bir mükafat olduğunu müjdeler.”Bağlantı[3]
Yüce Allah biz kullarını uyarmakta, dünya hayatının ve içerisinde verilenlerin geçiciliğine vurgu yapmakta, onlara aldanılmamasını tavsiye etmekte ve geçici dünya malına aldanıp, sâlih amel işlemeyenlerin sonunu hüsranlık olduğunu bizlere bildirmektedir. Kur’an-ı kerimde bu hususlarla ilgili ayetlerin birinde:
“Mallar ve evlatlar, dünya hayatının süsüdür. Baki kalacak sâlih ameller ise, Rabbinin katında, sevap olarak da ümit olarak da daha hayırlıdır.”[7
Sâlih amel yapmak sadece yeterli değildir. Sâlih amel yapmakla beraber, sâlih ameli süsleyecek olan kişinin güzel ahlaklı olmasıdır. Kur’an-ı Kerim’de bildirilen bir ayet-i kerime sâlih ameli yükseltecek olanın güzel sözler olduğu şöyle bildirilmektedir. “Her kim şan ve şeref istiyorsa bilsin ki, şan ve şeref bütünüyle Allah'a aittir. Güzel sözler ancak ona yükselir. Sâlih ameli de güzel sözler yükseltir. Kötülükleri tuzak yapanlar var ya, onlar için çetin bir azap vardır. İşte onların tuzağı boşa çıkar.”Bağlantı[11] Bu hususu ifade ederken Yunus Emre’nin şu dörtlüğünü de hatırlamakta fayda var.
Bir kez gönül yıktın ise
Bu kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi
Elin yüzün yumaz değil
Yüce Rabbim İslam Dinimizin bizlere emrettiği helalleri işlemek suretiyle salih ameller işlemeyi, yasak kapsamına alınıp haram ve mekruh olarak hükme bağlanan fiilleri işlememeyi nasip etsin. Bu vesile ile kendi rızasına uygun davranışlar sergilemeyi, iyi işlerle meşgul olup, iyi kimselerle olmayı, dünyadan iyi şekilde ayrılmayı, ardımızdan iyi nesiller bırakmayı, iyilerle mahşer meydanında toplanmayı, Efendimiz (s.a.s.) ile beraber Cennete girmeyi hepimize nasip etsin.
Cumanız mübarek olsun. Allah’a emanet olun.
Bağlantı[1] Nisa, 4/124Bağlantı[2] Bakara, 2/277
Bağlantı[3] İsra, 17/9Bağlantı[4] Kehf, 18/46Bağlantı[5] Fatır, 35/10