Ortalığı karıştıracak yeni teori: Telefonlar bizi dinlemiyor, izliyor
Konuştuğumuz bir ürünü ertesi gün sosyal medyada reklam olarak görmek hepimizin kafasını karıştırmıştır. Sürekli ortaya atılan 'telefonlar bizi dinliyor' iddialarına bir yenisi daha eklendi. Northeastern Üniversitesi’nden araştırmacılara göre ise telefonl
Konuştuğumuz bir ürünü ertesi gün sosyal medyada reklam olarak görmek hepimizin kafasını karıştırmıştır. Sürekli ortaya atılan 'telefonlar bizi dinliyor' iddialarına bir yenisi daha eklendi. Northeastern Üniversitesi’nden araştırmacılara göre ise telefonlarımız bizi dinlemiyor, daha fazlasını yapıyor: İzliyorlar!
YouTube ya da sayısız mecrada dolaşan şu “kedi maması” konulu videoyu bilirsiniz. Eğer bilmiyorsanız kısaca açıklayalım. Evlerinde hiç kedi beslememiş ve beslemeyen bir çift, bu nedenle daha önce internetten de hiç “kedi maması” araması yapmamışlar. Yani karşılarına çıkacak kedi maması reklamı için bu konuda veri sağlamamışlar. Bir teoriyi denemek için iPhone cihazında Facebook uygulamasını arka planda açık bırakarak ekranı kilitliyorlar.
Telefon yanlarındayken aniden “kedi maması” hakkında konuşan bu çift, konuşmalarından 2 gün sonra Facebook’ta dolaşırken kedi maması reklamları görmeye başlıyorlar. Bu süre zarfında kedi maması hakkın gerçekleştirdikleri tek eylem o günkü konuşmayala sınırlı kalıyor. Yani internette aratmıyorlar, böylece zaten aşina olduğumuz "ayakkabı ararsani, reklamını görürsün" ihtimalini de ortadan kaldırıyorlar.
Facebook, Google, Apple ya da aklınıza gelebilecek pek çok üreticinin insanları dinlediklerine dair teorileri destekleyen en popüler açıklama bu şekilde. İşin bilimsel, etik, ekonomik ve sosyolojik başlıkları ise ayrı bir tartışma konusu. Özünde aslında çokça dalga geçilen “Telefonlarımız bizi dinliyor oğbi, hede höde…” söylemleri var. Sizin temin ederiz ki bu söylemlerin kısmen de olsa haklılık payı olduğunu, Facebook’un son gizlilik skandallarında gördük.
TELEFONLARIMIZ BİZİ İZLİYOR
Bir grup bilgisayar bilimcisi ve akademisyen, herhangi bir telefonun mikrofonundan ses kaydı yapıp yapmadığını belirlemek için en popüler 17.000 Android uygulamasını tek tek test ettiler. Bu uygulamalardan 8000’i Facebook hesabıyla giriş yapılabilen, skandallara konu olmuş uygulamalardı. Test edilen uygulamaların yarısından fazlasının cihazla yapılan görüşmelere, kameraya ve mikrofona erişimi vardı. Araştırmacılar yaptıkları analizlerde bu uygulamalar açıkken herhangi bir ses dosyasının karşı tarafa iletilmediğini tespit ettiler.
Bugüne kadar uygulamaların kesin bir şekilde bizi dinlemediğine ilişkin net bir kanıt bulunamamıştı. Bu açıdan bakıldığında araştırma bir ilk başarmış görünüyor, ancak ya o dosyanın formatı gönderim sırasında ses dosyası formatı olmuyorsa? Sanki araştırmanın böyle bir nokta da eksiği var, şimdilik devam edelim.
Analizler sırasında bazı uygulamaların insanların çektikleri fotoğraf ve videoların ekran görüntülerini aldığını ortaya çıkarttı. Bu ekran görüntüleri gizlice alınıp, üçüncü taraflara ait sunuculara gönderiliyordu. Örneğin araştırmacıların detaylı olarak açıkladığı uygulamalardan birisi olan GoPuff, gizlice ekran videosu kaydedip, Appsee adındaki bir şirkete aktarıyordu.
GoPuff uygulamasının kullanıcılara sunduğu ve çoğu zaman her uygulamada olduğu gibi “kabul et” şeklinde geçiştirdiğimiz gizlilik sözleşmesinde, ekran görüntüsü kaydedeceğine dair bir izin ibaresi de bulunmuyor. Araştırmacılar bu konu hakkında GoPuff’ın yapımcılarıyla iletişim kurduktan sonra sözleşmeye “kişisel olarak tanımlanan bilgilerin toplanabileceği” ibaresi ekleniyor.
GoPuff uygulaması sadece bir örnek. Yukarı da da bahsettiğimiz gibi söz konusu ekran görüntülerinin ve dosyaların karşı tarafa aktarımı esnasında formatları değiştiriliyor olabilir. Bu açıdan bakıldığında araştırmanın bazı konuları netleştirdiğini, ancak yeteri kadar kanıt sunamadığını görüyoruz. Kameralardan alınan görüntülerin iletilmesi durumuna ilişkin Facebook gibi dev bir şirketin yakalanmaması durumunda, bu tarz bulgular her zaman unutulacaktır.