Corona 2019 yılının son ayında Çin’de ortaya çıkmış ve 4 ay gibi kısa bir sürede artarak yaygınlaşan birşekilde tüm dünyaya yayılmıştır. Bu öyle hızlı bir yayılma göstermiştir ki tüm dünya ya eve kapanarak ya da büyük özen göstererek kendini bundan muhafaza edecek şekilde maskeler takmaktadır.

Her kim ki bu virüs biyolojik bir silahtır dese de veyahut her kim ki bu olası bir salgın hastalıktır dese de bir başka şeyin altını çizmekten geri kalmıştır.

Kuran’da birçok yerde bahse konu olan kavimlerin helakı ile 14. Yüzyılda İbn Haldun’un sayıltı haline gelen söylemi “tarih tekerrürden ibarettir” ifadesinin karşılığını da görmek de fayda olacaktır. Haliyle bir doğa/biyoloji olayının tek başına matematiksel bir ifadenin sonucudur demek eksik kalacaktır. Bu olayın insanların fütursuzca yiyip içmelerinin de etkisi aranmalı ve ilerleyen zamanlarda benzer olumsuz sonuçların ortaya çıkmaması için yeme içmede helal ve haram durumlarına bakılması elzem olmaktadır.

İnsanın fütursuzca tükettiği doğa yaşamının insana hatırlattıklarından en önemlisi de insanın kendisini frenlemesi gerektiği konusu olmaktadır. Yiyecek o kadar çok şey varken çiğ ya da pişirilmiş olarak yarasa yemek, domuz yemek, kan içmek ve de leş yemek bu fütursuzluğun somut halidir.

İbn Haldun felaketlerin tekerrür edeceğine vurgusu aynı şekilde bu felaketlerin bitmesinin de tekerrür edeceğine dair manayı da içermektedir. Kara gün kalıcı ve geçmez bir gün değildir. Gelecekte bahsi edilecek günlerden bir gün olacaktır. Ama bize bıraktığı mesaj dikkate alınmalı ve tüm dünyanın esasında ne kadar aciz olduğu ortaya çıkmaktadır. Zengin fakir ayrımı yapmadan, somun ekmek yiyenin de havyar viski içenin de bu hastalığa duçar olduğu veya bilim adamının da okumamış insanın da aynı virüse benzer şartlarda duçar olacağı gerçeği.

Biraz klasik bir ifade olacak belki ama geçerliliğini koruyan bir gerçeklik şudur: dünya bizim ne yapar ne edersek onu göreceğiz ya da gelecek kuşaktaki çocuklarımız bunların neticesi ile karşılaşacaktır.

Virüs elbette bitecektir. Geçmişte birçok toplumsal etkisi geniş ama çözümü olanaksız gibi olan veba gibi salgın hastalıklar olmuştur. Ama belli bir süre insan kendini sosyal etkileşimden kısıtlayıp temizliğine ve yeme içmedeki helal haram hassasiyetine dikkat ettikçe bittiği bilinen bir durumdur. Nhal Süresi 114. Ayet buna işaret etmektedir: “Artık Allah’ın size helâl ve temiz olarak verdiği rızıklardan yiyin. Eğer yalnız O’na ibadet ediyorsanız, Allah’ın nimetine şükredin.”