İcazet Merasimi
Ocak 2016’nın ilk gününde Hattat Yusuf Sezer Hocanın 4. Dönem Hüsn-i Hat Talebelerinin İcazet Merasimine katıldık.
Hüsn-i Hat Sanatı, Kuran harfleriyle güzel yazı yazma sanatıdır. Bu sanatın pek çok hususiyetlerinin yanında; insanın ruhuna nüfuz edici estetik yönünün olmasıdır.
Hüsn-i Hatla uğraşan, bu sanatı icra eden üstadlara da Hattat adı verilir.
Hüsn-i Hat Sanatı; hoca-talebe (usta-çırak) ilişkisi içerisinde, birebir meşk alarak uzun vadede öğrenilip, ömrün sonuna kadar devam ettirilen güzel bir haslettir.
Hat Sanatını icra edecek kişide pek çok hasletin bulunması gerekir. Bunların başında da sabır, aşk-sevgi, temizlik, düzen, sa’yü gayret gelir.
Onun için bu sanatın öncüleri hep ‘’Aşk olmadan meşk olmaz’’ deyimini tekrarlamışlardı
Sabır, Sevgi ve Gayretle oluşan bu estetik sanatın canlı örneği değerli Hocamız Hattat Yusuf Sezer’in 4. Dönem Talebelerinin İcazet Merasimine şahitlik ediyoruz. Rabbim onun ömrünü uzun etsin. Nice-nice İcazet Törenlerine katılmamızı nasip etsin.
Bir hattat için Kur’an-ı Kerim’den ayetler yazmak, sadece estetik bir meşgale değildir. Onlar için bu iş bir ibadettir ve manevi buudu çok derin bir tecrübedir.
Hele-hele emek verip evladı gibi değer verdiği talebelerinin mürüvvetini görmek ayrı bir mutluluk vesilesidir.
Hattat Yusuf Sezer 1972 yılında Hafız Recep Berk Hocadan Hüsn-i Hat dersi almaya başladı. 1977 yılında Recep hoca, Yusuf hocayı tanıtarak Hattat Hamid Hoca’ya teslim eder. 24 Temmuz 1980 yılında da Hamid Hocadan İcazetini alır.
Hattat Yusuf hocanın 1980’li yıllarda başlayan ustalık dönemi inkişaf ederek ilerler. Bireysel kurslar verir. Hat eserleri yazar.
1990 yılı Eylül Ayının başlarında, okulların eğitime başlayacağı haftanın ilk Cumartesi günü İstanbul Sultanahmet de bulunan Rahmetli Ahmet Kabaklının teşvikiyle Türk Edebiyatı Vakfı binasında Yusuf hocam Hüsn-i Hat Kursu başlatır.
Kursun ilk gününde bende haberdar olup bu kervana katıldım. Bir-kaç hafta içinde 104 talebe her Cumartesi günü Yusuf hocamızdan meşk almaya devam ettik.
Hattat Yusuf Hocanın bu halka-i tedrisine Türk Edebiyatı Vakfı binasında iki sene kesintisiz devam ettik. Akabinde Fatih Adliyesinin (o zamanlar)olduğu, Yağızlar iş hanındaki hocanın 24 Numaralı bürosunda devam ettirdik.
1999 yılına kadar ara vermeden devam ettik. Hiç birimizde ‘’daha nere kadar, bunun sonu yok mu’’ şeklinde düşünmedik. Fakat, Değerli kursiyer arkadaşlarımızda
Der ki; ‘’Hocam bugün normal bir Üniversite 4 yıl, bilemedin 5 yıldır. Dokuz yılda iki tane Üniversiteden mezun olunur. Bu fakirler acaba sizin Fakülteden ne zaman mezun olurlar?’’
Yusuf Hoca bir duraklar, derin-derin dalar. ‘’Ender bey haklısın sen. Bu işi bu sene yapmamız lazım’’ der. Böylece 104 arkadaşla başladığımız çalışmalarımız sonunda; 1998 yılı Aralık ayının 19'unda yine Rahmetli Ahmet Kabaklının Vakıf binası Cevri Kalfa Medresesinde düzenlenen bir programda 10 arkadaş icazetimizi almış olduk. Fakat bundan sonra da Üstad'la ilişkimiz devam etti.
Yusuf Hocanın 2. Dönem Kursiyerleri de 16 kişi (8 Bay+8 Bayan) 2003 yılında İstanbul Cemal Reşit Rey Salonunda düzenlenen törenle icazetlerini aldılar.
3. Dönem Kursiyerleri ise İstanbul Fatih te bulunan Ali Emiri Efendi Kültür ve Sanat Evinde 2010 yılında düzenlenen bir programda 18 Kursiyer (17 Bayan+1 Bay) İcazetlerini aldılar.
4. Dönem Kursiyerleri bugün (01 Ocak 2016) bu mütevazı mekânda Üstadın Ocağında bir aile meclisi ortamında 5 Kardeşimiz (4 Bay+1 Bayan) icazetlerini alıyorlar. Her birini ayrı-ayrı tebrik ediyorum.
Değerli Üstadım Bilge insan Hattat Yusuf Sezer’i gayret ve çalışmalarından dolayı tebrik ediyor, nice yıllar hizmet üretmesi için Cenabı Hak’tan uzun ve bereketli ömürler niyaz ediyorum.
Abdullah YADİGAR-01/01/20