Osmanlı Devleti’nin tarih sahnesinden çekilmesinden sonra dağılan müslümanlar artık rahat yüzü görmüyorlar. Batı, Osmanlı’ya yüzyıllarca diş biliyordu. Ne zaman ki içeriden hainler türedi işte o zaman kurt gövdeye girdi, bir türlü sökülüp atılamadı. İçimizdeki çürümüşler düşmanla işbirliği yapınca yıkılış durdurulamadı.
Halen bu süreç tersine dönmedi.
“Maalesef, düşman içimizden kolayca işbirlikçi buluyor.”
Geçmişte Osmanlı yönetimindeki bölgelerde bir kısım makam ve para düşkünü adam ve ailelere bunları vererek devleti 45 parçaya böldü. Şimdi de ülkemizde bir kısım şer odaklarına aynı vaadleri vererek devleti tehlikeye atıyorlar. Çünkü güçlü Türkiye, emperyalizmin, siyonizmin ve Yahudi işbirlikçilerinin işine gelmiyor.

Bugün İslam işbirliği Teşkilatı üyesi ülkeler ki sayısı 57’dir, ekonomik ve siyasi olarak Amerika ve AB’ye yaptırım uygulasalar ya da petrol konusunda şartel indirseler, İsrail hemen saldırılarını durdurmak zorunda kalır.

Nitekim 15 Ekim 1973 tarihinde, Arabistan’ın Kralı Faysal bin Abdülaziz bunu yapmıştı. Petrol ambargosu başlattı. Gerçi bedelini canıyla ödedi, şehid oldu ancak şerefli bir duruş sergiledi ve petrol silahını kullanarak İsrail’in saldırılarını durdurdu. Kral Faysal o zaman şöyle demişti; ”Biz deve sütü ve hurma yiyerek yaşarız ama siz petrolsüz yaşayamazsınız.

1969 yılında Siyonistler tarafından Mescid-i Aksa yakılınca şöyle demişti; “Kardeşlerim neyi bekliyorsunuz uluslararası vicdan denen şeyi mi bekliyorsunuz? Hani neredeymiş o!? Mescid-i Aksâ sizleri çağırıyor. Mescid-i Aksâ sizleri çağırıyor, Aksâ’nın çığlıkları sizden gelmesi beklenen yardımlar içindir kardeşim. İçinde bulunduğu zorluklardan ve çilelerden kurtarmanız için sizleri çağırıyor. Peki neden korkuyoruz, bizi durduran nedir? Ölümden mi korkuyoruz, Allah yolunda cihad ederken ölmekten daha güzel ve izzetli olan bir ölüm var mıdır? Ey benim Müslüman kardeşlerim! Bizler bir dirilişi arzuluyoruz… Onun adı İslâm. Ne ayrılıkçı kavmiyetçi ne de mezhepçi bir diriliş. Adı cihad olan Allah yolunda bir davanın dirilişi ! Dinimizin ve imanımızın izzeti için, mukaddes beldemizi korumak için ve Rabbime beni O’nun yolunda şehid olanlardan kılması için yalvarıyorum. Duygusallığımdan dolayı beni bağışlayınız ama ne zaman Mescid-i Aksâ’nın, o mukaddes beldemizin Allah’ın dinine küfredenler, onun iffetine leke düşürmek isteyenler tarafından ırzına geçilmiş, küçük düşürülmüş ve incinmiş olduğunu görsem… Rabbime el açıyorum: Eğer bana mukaddes beldemizin uğrunda cihadı nasip etmeyecek ve onun hürriyetini göstermeyecek ise bir an daha yaşamama müsaade etmesin.”

Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan 28 Ekim 2023 Cumartesi günü İstanbul’da 1,5 milyon kişinin katılımı ile gerçekleşen muhteşem Filistin mitinginde; Gazze’nin, Filistin’in yanında durdu ve cesaretle İsrail’e gereken uyarıları yaptı; “Çocuk ve masum katilisiniz, soykırım yapıyorsunuz, sizi savaş suçlusu ilan edeceğiz” dedi. Bugün İslam devletlerinden güçlü olarak Gazze’nin, Filistin’in yanında yer alan, sesi gür çıkan tek ülke Türkiye ve onun lideridir. Halbuki İslam Ülkelerinden sadece 5 ülke bu cesareti gösterebilse İsrail durmak zorunda kalır.

O zaman insanın aklına şu soru geliyor; İslam Ülkeleri var mı, yok mu? Var iseler neredeler? Türkiye hariç şu an yok hükmündeler, suyun üzerindeki saman çöpü gibiler. Güçlü bir ses bile çıkaramıyorlar. Halbuki siyonizm ve İsrail, bu gidişle devam eder, arsızlığı durdurulmazsa, sırasıyla İslam ülkelerinin hepsini Gazze ve Filistin gibi yapacak. Oturup sıralarını mı bekliyorlar?
Ne acı?