Türk'ün Türk'e kurşun sıkması 12 Eylül 1980 öncesinin bir hastalığıdır. Bugün sırf muhaliflik saiki ve hırsıyla yerli ve milli marka ve ürünleri boykot etmek, genel alışveriş boykotu ekonomik bir anarşizmdir, Türkiye'ye kurşun sıkmak, ekonomiye pusu kurmaktır. Bunu düşünmek bu ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüktür. Milletin ekmeğiyle, aşıyla, işiyle uğraşmak onu elinden almaya çalışmaktır.

Bu ekonomik anarşizmin bir adım ötesi sokak terörüdür. Siyasiler söylemlerine çok dikkat etmelidirler. Siyasi partiler, demokratik kurallar ve hukuk içerisinde ülkeye hizmet etmek için kurulurlar. Kendi ülkesine tuzak kuran bir anlayış hiçbir siyasi partide hakim olmaması gerekir.

Halkın önünde sôz söyleme fırsatı bulanlar, kürsüde kendilerini kaybetmemelidirler. Bin düşünüp bir konuşmalıdılar. Duygularının ve hırslarının esiri olmamalıdılar.

Siyasi partiler yıkıcı söylemlerden çekinmelidirler. 1980 öncesinin acı tecrübesini yaşamış bir millet olarak aynı tuzağa bir daha düşmemeliyiz. Yakıcı ve yıkıcı söylem ve eylemlerle, tehdit ve sindirme politikalarıyla iktidar olmak mümkün değildir. Bu milletin feraseti yanlış yapanları suyun buzu erittiği gibi eritir ve yokluğa mahkum eder, ebdiyyen iktidar yüzü gôstermez.

Hangi sebep ya da bahane ile olursa olsun, mücadele demokratik kurallar ve hukuk içerisinde olmalıdır. Demokrasi ve hukuk dışı her eylem ve söylem öncelikle sahiplerine darbe vurur.

Bu ülkede üretim yapan, çalışan, marka oluşturan, emeğiyle kazanan her vatandaşa ve kuruma devlet üstün hizmet madalyası verilmesi gerekir. Bunun tam tersine yerli ve milli markaları boykot etmek, hedef göstermek vatana yapılabilecek en büyük kötülüktür. Üretim ve çalışma motivasyonuna darbe vuran bu anlayışlar ancak ülkemizin ve milletimizin düşmanları tarafından piyasaya sürülebilir.

Dünyanın bütün ülkeleri kendi yerli ve milli markalarını destekler ve onlara motivasyon sağlarlar. Sırf muhalif olacağım diye bir akıl tutulmasına kapılarak milli ekonomiye zarar verecek eylem ve söylemler ülkemize, insanımıza ve devletimize büyük zarar verir. Bu gemide hep birlikte bulunuyoruz. Bu ülkeyi zerre kadar düşünüyorsak milli ekonomiye zarar verecek her türlü provakosyondan sakınmalıyız.
Tam tersine "YERLİ VE MİLLİ MARKALARI DESTEKLEMELİYİZ. BU BİZİM İÇİN VATAN BORCUDUR."