Krizi Ranta Çevirmek
Her zaman için bir takım kriz ortamları yaratıp, krizi ranta çevirmek isteyenlere hep rastlanmıştır. Ticarette, siyasette, her türlü rekabette bu tür fırsatçılara şahit olunmuştur.
Koyulduğu iş de başarısız olanlar, kural dışı yollarla kazanım elde etmeleri hem etik değil, hem de bu girişim sonucu başarısız olurlar.
Güreş sporunun bir kuralı vardır. Bu kurallara uyarak güreş yapılır. Minderde kurallara uyarak yenik düşenler, minder dışı oyunlarla rakiplerine üstünlük taslamaya çalışırlar.
Ülkemizin her 10 yılda bir hizaya çekildiği bilinen bir gerçektir. 28 Şubat sonrası demokrasiye bir-kaç defa çelme takıldı. Bazı Sivil Toplum Örgütlerinin ev sahipliği yaptığı Ulusal Birlik Hareketinin 28 Şubat provası, kapatma davası, e-muhtıra, 7 Şubat Fidan’a operasyon hadisesi, yine bazı Sivil Toplum Örgütlerinin başını çektiği Gezi Provokasyonu ve 17 Aralık Küresel Operasyonu da birbirini tamamlayan hareketlerdir.
Bugün için aşikar olan küresel operasyonu kamufle etmek için bir takım çevrelerin giriştiği operasyon ve eylemler bilinçli bir tercihtir. Artık özlük ve özgürlük noktasında elde ettiğimiz kazanımların yeniden sıfırlanmasını asla istemiyoruz.
Son günlerde Berkin’in ölümü bahane edilerek yapılan eylemlerde (Emniyet Müdürlüğünün açıklamalarına göre) İstanbul'un bilançosu ortaya çıktı. Gösterilerde, 2 Kaymakamlık binasına, 11 polis aracına, 1 PTT şubesine, 7 halk otobüsüne, 24 farklı banka şubesi ve ATM'ye, 9 özel iş yerine, 3 farklı siyasi partinin 14 seçim irtibat bürosuna, 1 seçim aracına, 2 özel araca zarar verme, 1 özel mülke ve 1 dershaneye yönelik taş ve molotof atma, ateşe verme eylemleri gerçekleştirildi. Öte yandan, 22 polisin yaralandığı olaylarda 76 vatandaş yaralandı.
Son olaylarda, izinsiz gösteri ve eylemlerde çok tehlikeli bir fotoğraf ortaya çıkmaktadır. Özellikle 15-16 yaşlarında lise çağındaki gençlerin bu gösterilerde kullanıldığı görülüyor. Bunları kim kanalize ediyor? Yetkili merciler bu noktada kafa yormalıdırlar.
Geçtiğimiz Perşembe günü (saat 16.10) Pendik'te bir kırtasiyeci de alış-veriş ederken Ihlamur sokaktan gelen bir takım gürültüler işittim. Kapıya koşup olup biteni anlamaya çalıştım. Baktım 100-120 kişi civarında bir kalabalık, ellerinde berkin’le ilgili pankartlar, slogan atarak yürüyorlar. Kortejin başından sonuna kadar dikkatlice baktım. Bu protestocuların içinde 20 yaş üzeri 20 kişiyi geçmez. Geri kalan tamamı özellikle 15-16 yaşlarında, kiminin sırtında okul çantası çocuklardan oluşuyordu.
Yine dikkatimi çeken bir nokta da, hiç birisinin elinde Türk Bayrağının olmamasıdır. Yürütülen bu çocuklar güya bir ölümü protesto için yürüyorlar. Fakat çocukların çoğu gülüşüyor, etraftaki tanıdıklarına el sallıyorlar. Bir şekilde bu korteje dahil edilip cem edilmişler.
Duruma vakıf olup merakımı giderdikten sonra içeri girip alış-verişimi tamamladım. Kasaya hesap ödeyeceğim zaman (her zaman 40-50 krş tan aldığım bir şeyi 75 krş tan hesaplayarak) patron zat fazla para istedi. İtiraz ettim. Verdiği cevap ilginçti; ‘’Abi görmüyor musun? Sokaklar aldı, yürüdü. Şu duruma bak! Hiçbir şey yerinde durmuyor, tabi pahalanır!’’
-Ne alakası var, falan desem nafile. Benden 5 Tl fazla para aldı. Anladım ki bazı insanlar basit şeyleri bile fırsatı ganimet bilip ranta çevirmesini biliyorlar!
Bence en tehlikeli oyun çocuk yaştaki gençlerimizi sokağa alet edip bunun üzerinden siyasi rant elde etmektir. Etkili ve yetkili kurumlarımızın bu konuda önlem almaları elzemdir.
Abdullah YADİGAR- PENDİK/İst. -18/03/2014