Geçtiğimiz günlerde, başörtülü bir televizyon spikerine; “başındakini çıkar da kafana oksijen girsin” diye sözlü bir saldırı ve hakaret gerçekleştirildi. Maalesef hakaret eden de bir bayandı. Hakaret eden bu bayanın sorulduğu zaman kendisini Müslüman olarak tanımlayacağını düşünüyorum. Bize ne oldu da bir kısımları dinlerinden, medeniyetlerinden uzaklaşmakla kalmadılar, insani özelliklerini de kaybederek, patolojik bir histeri ile kendilerine düşman olacak derecede ileri giden bir akıl tutulmasına, vicdan kararmasına yakalandılar.

Ülkemizde birçok ailede tesettüre uygun giyinen de var, giyinmeyen de var. Birbirlerini olduğu gibi kabul ederler. Genelde kimse kimsenin yaşam tarzına karışmaz, zaten karışamaz. Bazı hastalıklı kafalar maalesef bu hoşgörü ve tahammülden uzak. Milletimizin büyük çoğunluğu farklı düşüncelere karşı hoşgörülü ve birlikte huzur içinde yaşıyor.

Yakın tarihimizde, özellikle 28 Şubat döneminde, başörtüsüne devlet yöneticileri eliyle yapılan zulümleri ve başörtülü kızlarımızın gözyaşlarını unutmadık. Bu zulüm, toplum hafızasında bir travma olarak yer etmiştir. Ak Parti iktidarıyla bu dönem sona erdi ve başörtüsü özgürlüğü başladı. Artık devletin resmî kurumlarında ve okullarda kimsenin kıyafetine yasak yok. Ancak bazan ortaya çıkan hastalıklı beyinler bu cürmün; vesayet sistemi arzusuyla tekrar milletin başına bela edileceği tehlikesini ortaya çıkarıyor. Bundan dolayı kesin olarak, kılık-kıyafet ve başörtüsü özgürlüğünün herkes için Anayasal teminat altına alınması bir zaruret haline gelmiştir.

İslamın görüntüsüne bile tahammülsüzlük gösterenlerin, bu cesareti ve gücü nereden aldıkları düşündürücüdür. %99’u Müslüman olan Türkiye’de başörtüsü düşmanlığı kendini bilmezlik ve cehalettir. Milletin sinir uçları ile oynayarak ülkenin gelişmesini istemeyen mihraklar, sosyal ve siyasal çatışmalarla, lüzumsuz tartışmalarla bizleri meşgul edip, zaman kaybettirip tuzak kuruyorlar. Tuzağa düşmemek ve ülkemizi bu kısır döngüden kurtarmak için başörtüsünün Anayasa teminatına alınması artık zaruret oldu. Hükümetin ve Cumhur ittifakının Meclis gündemine getirdiği bu Anayasa değişikliğinin TBBM’de onaylanacağını düşünüyorum. Eğer oradan gerekli destek çıkmazsa Başörtüsü konusu halkın iradesine götürülerek, bu anlamsız tartışmalar Türkiye’nin gündeminden ebediyen çıkarılmalıdır.