Lider
“Lider; toplumu, ortak bir hedefe ulaşmak için harekete geçiren, değiştirici, dönüştürücü ve ilham veren öndere lider denir.” Kendisi en önde ve en çok koşandır. Partilere genel başkanlar seçilir ama liderlik farklı özellikler gerektirir.
Lider vizyon ve misyon sahibidir. Geleceği iyi kurgular ve tahmin eder, kararlıdır, esen rüzgara göre savrulmaz, karakterlidir, dürüsttür, ideal sahibidir, kendisine güvenir, topluma güven verir, milletini heyecanlandırır. Moral değerlere sahiptir. Cesurdur, pratiktir, başladığı işi bitirir. Yanlışta ısrar etmez. İstişareye önem verir. Karar aldığı zaman engelleri görünce geri dönmez. Milletin içinden gelir ve onu çok iyi tanır. Halkına mesafeli değildir, ülkesini ve milletini çok sever, problemleri yaşayarak bilir. İşte o lider; Recep Tayyip Erdoğan’dır.
“Erdoğan, sadece bir Cumhurbaşkanı değil, aynı zamanda; Türkiye’nin dünya çapında milli bir gücüdür.”
Siyaseti kendi adına ve şahsi çıkarına değil; ülkesi ve davası adına yapmaktadır. “Himmeti milleti olan tek başına bir millettir.” Bir dava için yola çıkanlar; yoldaki engellere, ayrık otlarına, ihanetlere ve zorluklara takılmazlar. Yakın tarihimizde ve dünya siyasileri arasında Erdoğan kadar, iftira, hakaret, askeri müdahale ve fiili darbe girişimi, ekonomik ve siyasi kumpaslara maruz kalan, dış güçlerin haksız ve acımasız husumetine uğrayan başka bir siyasetçi yoktur. Bütün bunları, Hakkın yardımı ve halkın desteği ile aşmıştır. Onun için, yolda olmak, yolda yürümek, yoldan çıkmamak önemlidir. Hak, Adalet ve ülkenin kalkınması, devletin bekası önemlidir.
Erdoğan’ın derdi davası, Türkiye’nin içeride demokratik ve müreffeh, iç barış ve huzuru yakalamış, dışarıda sözü ve gücü etkili bir ülke olması. 200 yıllık geri çekilme ve yüz yıllık bağımlı ve parya olma psikolojisinden ülkemizi çıkarmak. Türkiye kendi milli ve manevi değerlerine önem veren ve devletle halkın barışık olduğu bir düzleme onun sayesinde girmiştir.
Artık, Türkiye Cumhuriyeti tarihi “Erdoğan’dan önce ve Erdoğan dönemi” diye iki tarihi bölüme ayrılmıştır. Ondan önce kendi halkı ile, halkın inancı ve değerleri ile savaşan, halka tepeden bakan bir devlet, ondan sonra halk ile barışık ve halkın gücünü yelkenlerine doldurmuş, güçlü bir enerji ve sinerji oluşturmuş devlet. Her hafta yaptığı devasa projelerin açılışları ile Türkiye’nin alt yapısını tamamlanmak üzeredir. Bundan sonra ekonomik, teknolojik ve kültürel kalkınma daha da hız kazanacak, Türkiye, Cumhuriyetin yeni yüzyılına ayağına vurulan her türlü prangadan kurtulmuş, milli ve yerli teknolojisini en üst lige taşımış bir ülke olarak girecektir.
Dünya tarihinde, ülkesini ve dünyayı etkileyen siyasi liderler nadir olarak çıkar. Erdoğan yeni yüzyılın dünyayı ve ülkesini etkileyen, dünya barışı için en etkin diplomasiyi yürüten bir liderdir. Mağdur ve fakir bırakılmış öteki dünya ülkelerine yardım için bütün gücüyle gayret göstermiştir ve buna devam etmektedir. Korona döneminde, bir kısım Avrupa ülkeleri maskelere ve solunum cihazlarına el koyarken, o, zengin fakir demeden bütün ülkelere yardım etmiştir. Dünyayı sömüren ve kan kusturan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi beş daimi üyesi (ABD, Çin, Rusya, İngiltere, Fransa) ülke liderlerinin gözünün içine bakarak “dünya beşten büyüktür” deme cesaretini gösteren dünyadaki tek liderdir. 29 Ocak 2009 tarihinde Davos’ta İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Perez’in yüzüne karşı, “one minute”, “katilsiniz, çoluk çocuk demeden herkesi katlediyorsunuz” diyen tek dünya lideridir.
İçten pazarlıklı değildir, samimidir, tepkisini hemen gösterir, nitekim başbakanlığı döneminde Ağustos 2003 yılı MGK toplantısında; din düşmanı gazetelerin dindarlar hakkındaki yalan, yanlış gazete küpürlerini toparlayıp, Türkiye’deki dindarlığı irtica olarak rapor haline getirip, toplantıda sunum yapmaya çalışan Hava Kuvvetleri komutanına; “Kes ulan, bunları bana mı söylüyorsun” demiş ve haksızlığa asla tahammül etmemiştir. Yine 27 Nisan 2007 E- muhtırasında, telefonla görüştüğü Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’a; “Paşa, bu ülkeyi sen mi yöneteceksin, ben mi?”diyerek karşı muhtırayı veren yürekli bir liderdir. Uluslararası politikalarda başarılı olmasının sebebi, içeride başka, dışarıda başka olmaması, sözünün arkasında durması, söyleyeceğini muhatabın yüzüne söylemesidir.
İki yüzlü politikacı değildir, cam gibidir, berraktır, sözünün eridir, neyse odur. Sadece seçim dönemlerinde halkın manevi değerlerini önemseyip, seçimden sonra sırtını dönenlerden değildir. Olduğu gibi görünür, göründüğü gibi olur. Kalbinde ne varsa dilinde o vardır. Gelecek seçimler için değil, gelecek nesiller için çalışır.
Halkla arasında muhabbet ilişkisi kurmuştur. Sorun çözmede başarılıdır. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ulaşılması güç yatırım ve hizmet rekoruna imza atmıştır. “Türkiye’nin geri kalan sorunlarını da ancak o çözer.”Olaylara hızlı müdahale ediyor. Eskiden 20 yılda yapılamayan deprem konutlarını 2 yılda yapıyor. 20 yılda yapılamayan Bolu tünelini 2 yılda yaptı. Yani Türkiye’yi on kat hızlandırdı. Yüz yıldır yapılamayanları 10 yılda yaptı, yapıyor. Kendisi işinin ehli ve tecrübeli olduğu gibi, ekibi de gayet yetkin ve tecrübeli. Bakanların her biri Cumhuriyet tarihinin en başarılı bakanlarındandır.
Erdoğan, Türkiye’nin birliğinin çimentosudur. Birileri güya oy hesabıyla bölücülere şirin görünmeye çalışırken, o Türkiye’nin her köşesinde aynı sözü söylemektedir;
“Tek vatan, tek bayrak, tek millet, tek devlet.”
Çünkü millet olmak; aynı ırktan olmak değil, aynı idealler, aynı vatan, aynı bayrak ve aynı devlet etrafında buluşmaktır. Birlikte yaşama bilincine ulaşmak, birlikten güç doğar ilkesine inanmaktır.
Tabii ki, bu kadar yapılan hizmet ve yatırıma rağmen, engelleme ve kumpaslar yüzünden henüz yapılamamış olanlar da vardır. Bunları da ancak “yaparsa Erdoğan yapar.”
Nihayetinde Erdoğan’da bir insandır. Eksikleri, noksanları olabilir ama hiçbir zaman harama el uzatmamış, vatanın ve milletin aleyhine olacak bir yanlış yapmamış, bir taahhüdün altına girmemiş, mandacılığı asla kabul etmemiştir.
Ülkemiz onunla gözlerini ufka dikmiş, Kızılelma ülküsüyle, TÜRKİYE YÜZYILINA doğru emin adımlarla yürümektedir.