Ramazan’ın hediyesi bayram
Ramazan bayramı mü’minler için; yeni bir yıla, yeni bir döneme tertemiz bir şekilde; yeniden doğuşun ilk günüdür.
Bir Ramazan bayramını daha idrak ediyoruz. Allah'u Teala’ya ne kadar şükretsek azdır; huzurla, kendi vatanımızda birlik ve bütünlük içerisinde bayramımızı kutluyoruz. Tabii ki, bayramlar sevinçlerin paylaşıldığı günlerdir. Bugünlerde büyükler ziyaret edilir, çocuklar sevindirilir, ihtiyaç sahiplerinin ihtiyaçları giderilir, hastalara ziyaretler yapılır. Küskün olanlar barıştırılır ve hüzünler paylaşılır.
Bayramınız bayram olsun, gönlünüz huzurla dolsun.
Bayramlar; sosyalleşmenin zirve yaptığı günlerdir. Yoğun bir sosyal iletişim ve hareketlilik olur. İnsanın, başkaları ile iletişim kurmaya ekmek ve su kadar ihtiyacı vardır. Bu ihtiyacını gideremeyenler kendilerini sosyal medyanın bağımlılık yapan mecralarına, ya da sonu belirsiz maceralara atıyorlar. Böyle olunca da ahtapot gibi kendisini saran ağların pençesinden artık kurtulamıyorlar. Zamanları, fırsatları ve sağlıkları heba olup gidiyor.
İşte bayramlar; bizi sarıp sarmalamış her türlü hüzün ve meşguliyetten çıkıp, dış dünyaya açıldığımız günlerdir. Güzellikleri, güler yüzleri, dostu, akrabayı, ailemizi, çevremizi fark ettiğimiz ve fark edildiğimiz günlerdir.
Yarışa giren kazanıyor, bayramda ödülünü alıyor.
Ramazan bayramı; bir ömre bedel, Allah’ın nimetlerinin ve rahmetinin bol bol yağdığı, mağfiretinin sınırsız olduğu bir mübarek ayın adeta ödül günüdür. Allah'u Teala’nın Ramazanı hakkıyla değerlendiren kullarına ikramı ve madalyaların takıldığı tören günüdür. Bu öyle bir madalya törenidir ki; herkesin aldığı bir ödülü ve madalyası vardır. Dereceye giremeyen kimse yoktur. Bu öyle bir yarış ayıdır ki; ödül almak için sadece kayıt olup yarışa katılmak yeterlidir. Katılan herkes mutlaka dereceye giriyor. Kaybedeni olmayan bir yarış. Kazanma garantili bir yarış. Karşılığını sadece Allah’ın verdiği ve bildiği bir yarış. Bu fırsat kaçırılır mı?
Yüce Rabbimiz ne güzel fırsatlar veriyor: “ Ey kulum hatırla beni, hatırlayayım seni…”(el-Bakara 2/152) “…Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler…“ (el-Maide 5/54) “İyi kullarımın arasına sen de katıl, cennetime gir! ” ( el-Fecr 29,30) “Mü’minlere kol kanat ger! ”(el-Hicr 88) “ Yetimi sakın üzme, senden bir şey isteyeni azarlama! “ (ed-Duha 93/9,10) “ …Bana dua edin, kabul edeyim…”(el-Mü’min 40/85) Bu şekilde değerlendirilmiş bir Ramazan ayının karşılığı Allah’ın rızasıdır. Allah’ın rızasının kazanıldığı gün de mümin için bayram günüdür.
Bayramda tatile çıkmak değil, ya sıla-i rahim yapmak, ya da eve dönmek lazımdır.
Her bayramın bizde bıraktığı güzel hatıralar vardır. Hatıra defterimize güzel kayıtlar yapmak için, bayramları dolu dolu yaşamalı, çocuklarımıza, aile efradımıza güzel hatıralar bırakmalıyız. Bayram günleri tatile çıkmak değil, tatilden dönmek lazımdır, halktan uzaklaşmak değil tam tersine halka dönmek lazımdır. Kapıları kapatmak değil, açık tutmak zamanıdır. Ramazan’dan sonraki onbir ayınızın da Ramazan gibi olması dileklerimle…
İslam alemine duamız:
Yaza dönsün kışınız, bayramlar bayram olsun
Dert görmesin başınız, bayramlar bayram olsun.
(Abdurrahim Karakoç)