İbrahim Şahin

İbrahim Şahin

Şu namus, şeref ve tarafsızlık meselesi ne olacak ?

Şu namus, şeref ve tarafsızlık meselesi ne olacak ?

Türkiye 14 Mayıs tarihinde yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerine hızlı bir şekilde hazırlanıyor. Seçim de yarışacak iki adayda belli oldu biri Cumhur ittifakının adayı cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, diğer ise millet ittifakının adayı Cumhuriyet Halk Partisinin genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhur ittifakı Yaklaşık bir yıl önce Erdoğan’ı aday olarak açıklamış seçim çalışmalarına o tarihten itibaren başlamıştı.

Millet ittifakı ise uzun geçen bir zamanın ardından Büyük tartışmalar ve yaşanan krizlerin ardından geçtiğimiz 6 Mart Pazartesi günü Saadet Parti’si genel merkezinde yapılan altılı masanın toplantısından sonra, genel merkez önünde bekleyen partililere Saadet Parti’si genel başkanı Temel Karamollaoğlu, tarafından Kılıçdaroğlu’nun Millet ittifaklarının ortak adayları olduğu açıklandı. Daha sonra basınla paylaşılan 11 maddelik bir mutabakat metni de yayınladı.

Metni okuyunca gözlerime inanamadım, aklım nutkum tutuldu, dedim ben yanlış mı okuyorum, yoksa gözlerim mi görmüyor. Mutabakat metninin 10. maddesi aynen şöyle. “Güçlendirilmiş Parlamenter sisteme geçiş sürecinin tamamlanmasıyla birlikte mevcut cumhurbaşkanının var ise siyasi parti üyeliği sona erecektir” diyor. Ben biraz daha açayım. Bu metinde şunu anlıyoruz ki! Kılıçdaroğlu, şayet seçilirse seçildiği gün parti rozetini çıkarmayacak, partisinden ve genel başkanlıktan istifa etmeyecek, kısaca hem Parti’sinin genel başkanlığını yapacak, hem de cumhurbaşkanlık görevini yürütecek. Daha da net açıklayayım. Bu gün ki cumhurbaşkanı gibi partili cumhurbaşkanı olacağı anlaşılıyor.

Peki! Gelelim can alıcı soruya. Erdoğan’ın Partili cumhurbaşkanlığını eleştirerek, demediğini bırakmayarak “Bir partinin genel başkanı cumhurbaşkanı adayı olmamalı. Bir partinin genel başkanı velev ki seçildi... Nasıl gidecek namusu ve şerefi üzerine yemin edecek ben tarafsız olacağım diye. Benim namusum ve şerefim bu kadar ucuz mu? Ben nasıl namusum ve şerefim üzerine tarih huzurunda ve büyük Türk milletinin önünde diyeceğim ki 'tarafsız davranacağım. Yahu o zaman demezler mi kardeşim sen nasıl falan partinin üyesisin” diye açıklamasını hatırlatmanın tam zamanı değil mii?

Şimdi nasıl olacak?

Şayet diyelim Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı seçildi, mutabakat metninde koyulan maddeden de anlıyoruz ki partisinden ve genel başkanlığından istifa etmeyip cumhurbaşkanlığı görevini beraber yürüteceği anlaşılıyor.

Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanlığı görevine başlamadan önce içinde namus, şeref ve tarafsızlık yeminini nasıl edecek?

Ettiği taktirde iki görevi yürütürken nasıl tarafsız olacak?

En can alıcı soruya geliyorum, cumhurbaşkanı Erdoğan’ı namus şeref ve tarafsızlık üzerinden, ettiği yemine aykırı hareket ettiğini sürekli hatırlatarak suçlarken, şimdi bu içinde namus şeref ve tarafsızlık sözü olan o yemini nasıl yapacak?

Kılıçdaroğlu’nun deyimiyle partili ve taraflı cumhurbaşkanlığı görevini nasıl tarafsız yapacak?

Bu görüş ve anlayışla takdir kamuoyu ve seçmene kalıyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
İbrahim Şahin Arşivi