Düşünce dünyama farklı bir pencere açıldığı için dostlarımda belki faydalanırlar diye yazıyorum.

Asla zarar görmesini istemediğiniz kırk yıllık bir dostluğunuz var. Bir akrabalık da olabilir. Bu dost veya akraba size geldi ve çok büyük bir sıkıntısının olduğunu ifade ederek sizden yardım istedi. İstediği yardımı gerçekleştirme imkanınız yok ama dedi ki, "benim için faizli kredi çek. Bu sıkıntımdan kurtar. Dost değil miyiz? Bu konuda sana ihtiyacım var." Ve siz de gerçekten ihtiyacı olduğunu biliyorsunuz. O faizli krediyi çekip vermediğiniz zaman kırk yıllık dostluğunuzun zedelenme belki de bitme ihtimali var. Siz ise faizin ne olduğunu ve buna Allah'ın asla razı olmadığını biliyorsunuz. İşte tam da bu nokta sizin imtihan noktanızdır. Şayet dostluğunuzun bitmesi pahasına, "Ben Allah'ın razı olmadığı bu işi yapmam!" derseniz, ne mutlu size ki, kırk yılın imtihanını kazandınız. Yok aksi şekilde davranır da o Allah'ın razı olmadığı işi sırf dostluğunuz zedelenmesin diye yaparsanız. Dostunuzu Allah'ın emrinden üstün tuttuğunuz için Allah'a şirk koşmuş olursunuz. Hesabını ise nasıl vereceğiniz gidince görürsünüz...

Bunu niye yazdığıma gelince; bir yakınım sıkıntılı bir anında asla böyle şeylere rıza göstermediğimi bildiği halde, "Başka çarem kalmadı!" diyerek benden böyle bir şey talep etmiş ben de talebine, "Sen beni tanımıyor musun? Benden nasıl böyle bir şey talep edersin?!" demiştim. Sonuç aramızda gerçekleşen uzun vadeli bir kırgınlık olmuştu...

Dinimiz her şeyiyle mükemmel. Ne var ki, herkes kendine göre bir ilah arayınca uzlaşmak hiç de kolay olmuyor. Allah bize hidayet etsin vesselam. Buraya kadar okuduğuna göre nasihat kar eden bir dostsun demektir, Cuman mübarek olsun ve Allah, seni böyle bir imtihana maruz kalmaktan muhafaza eylesin!