Tüketicinin paniklemesi
Tarih felsefesi, sosyoloji ve iktisat biliminin öncülerinden İslam düşünürü İbn-i Haldun (1332-1406) der ki; “Kıtlık zamanlarında insanları açlık değil, alışmış oldukları tokluk öldürür.” Aynı zamanda bir kitabının ismi olan bu tespit yedi asır öncesinden günümüzü en iyi şekilde anlatmaktadır.
Ülkemizde bir süreden beri değişik ürünler seçilerek toplumda, bu ürünlerin yokluğu korkusu oluşturuluyor. Bu panik havasıyla insanlar söz konusu ürünlere akın ediyorlar. Bundan dolayı talep artıyor, perakendeciler telaşla boşalan raflara ürün koymuyorlar.
Sosyal medyada oluşturulan ve iyice köpürtülen, “fiyatlar daha da artacak hissi”, talep patlamasına yol açıyor.
Öncelikle toplumun sakin olması gerekiyor. Hemen telaşlanıp paniklemeye gerek yoktur. Eğer sakin ve sabırlı olursak dünyadaki olumsuz havanın ve içerideki provokatörlerin etkisini en aza indirebiliriz.
Kasıtlı olarak yayılan yanlış bilgi ve çarpıtmalar ile toplumun sürekli kötümser, negatif mesaj bombardımanına tutulması ve oluşan bu ortamdan faydalanan bir kısım çevreler tarafından manipülasyon yapılması fiyat oynaklığını oluşturuyor. Bu sebeple piyasada bazı ürünlere aşırı talep, toptancının ve perakendecinin stok yapmasına, tüketicinin de rafları kısa zamanda boşaltmasına sebep oluyor. Sonuçta ürün fiyatı aniden yükseliyor, aslında var olan ürününün piyasada yokluğu algısı oluşuyor. Kur korumalı mevduat uygulaması çıkıncaya kadar dövizde de aynısı yaşanıyordu. Ortalık durulunca her şey normale dönüyor. Ancak ilk baştaki fiyatlara dönmek de zorlaşıyor.
Bunun sebepleri:
1- Sosyal medyada oluşturulan algı ve dedikodular.
2- Bazı çevrelerin ve siyasetçilerin sorumsuz açıklamaları.
3- Bir kısım vatandaşların o ürünü almak için aşırı talebi.
4- Toptancıların ürünü piyasaya vermemesi.
5- Marketlerin raflardan aşırı talep olan ürünü kaldırması.
Hiç endişe etmeyelim, hiçbir şeyin yokluğunu yaşamıyoruz, yaşamayacağız inşallah.
Evet dünyada Pandemi ve Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısından dolayı bir sıkıntı var. Ancak bu sıkıntıları kendi ellerimizle ülkemize taşımayalım ve bize etkisini daha çok artırmayalım. Bunlar geçicidir.
Geçtiğimiz günlerde Un da yağ da ve şimdi de şeker de aynı tüketici hareketi oldu ve fiyatlar aniden yükseldi. Panik havası geçince fiyatlar düşüyor. 6 aylık yağı, unu, şekeri bir günde almaya çalışırsanız kendinize zarar vermiş olursunuz. Böyle durumlarda, her zaman ki gibi sadece ihtiyacımız kadar almalıyız ki manipülasyon yapanların oyunu boşa çıksın.
Tabii ki bazı toptancı ve perakendecilere de şunu açıkça söylemek istiyorum; Zam geleceği bahanesi ile ürünleri piyasadan çekmek ya da stoklarda tutarak piyasaya vermemek ihtikardır, ihtikar ise haramdır. Bu ülkede hep beraber yaşıyoruz. Kısa dönemde para kazandığınızı zannedersiniz ancak orta ve uzun vadede hem kendinize hem de ülkemize zarar vermiş olursunuz. Herkesin sorumlu ve vicdanlı olması gerekiyor.