Bir yazımda, öncelikle adalet duygusunun insanların gönüllerinde yerleşmesi gerektiğinden ve bunun öneminden bahsetmiştim. Şimdi ise devletin uygulaması gereken ve şart olan Adaletten bahsedeceğim.

Adalet; hak ve hukuka uygunluk, hakkın ve hukukun gözetilmesi ve yerine getirilmesi, her hak sahibine hakkının eksiksiz verilmesi, haksızlığın ve hukuksuzluğun önlenmesi demektir.

Suç ve cezanın kanunla belirlenmiş olması ve cezaların caydırıcı olması ceza hukukunda temel esastır. Mağduru korumak, zalimi durdurmak devletin temel görevidir. Can ve mal emniyetinin sağlanması en önemli insan haklarındandır.
Her türlü haksızlık aslında bir nevi zulümdür. Zulme ses çıkarmamak zalimi şımartır. Mazlumun gözyaşı arşı titretir. Suçluların gerekli cezayı almaması, mağdurların cezalandırması demektir. 15 Temmuz darbe girişiminde, Ankara’da Özel Harekat polislerinin üzerine vahşice bomba bırakan zalimlerin cezasız kalması; şehitlere, gazilere ve top yekün millete ceza vermek anlamına gelir. Avrupa ve Amerika bu katilleri koruyarak zulüm işlemektedir. Haksız yere cana kıyanın kaçıp kurtulacağını ya da aynı cezaya çarptırılmayacağını düşünmesi, başka canlara kıymak isteyenlere cesaret verir.

Ayrıca her gün, birçoğu basit, anlık öfke patlaması sebebiyle insanların öldürülmesi veya yaralanması olayları olmaktadır. Bazıları da ihkak-ı hak düşüncesi ile bu yola başvuruyor. Bütün bunların sebebi kanunlarda gerekli müeyyidelerin olmamasıdır.

Haksız yere bir cana kıymak, bütün insanları öldürmek gibidir. Böyle bir suçun cezası cürmün büyüklüğü ile orantılı olmalıdır. Yoksa toplumda kan davalarının önünü almak mümkün değildir. Can güvenliğinin olmadığı bir ülkede, hiçbir gelişme olmaz, yatırımcı gelmez. Huzur ve barış ortamı kaybolur.

Devletimiz toplumun can güvenliği için; terörle, suç çeteleri ile büyük mücadele vermektedir. Ancak Adaletin tesis edilmesi konusunda Anayasa ve kanunlarda gerekli düzenlemeler yapılmazsa, bataklık kurutulmadan sivrisinekle mücadele etmeye benzer. Avrupa Birliği uyum yasaları adı altında yapılan bazı düzenlemeler biz de suçluları cesaretlendirmiştir. Mesela idam cezasının kaldırılması bunlardan bir tanesidir.

En önemli insan hakkı olan can’ın korunması için Anayasal zırh gereklidir. Caydırıcı bir cezanın olmadığı yerde suçlular elini kolunu sallayarak dolaşırlarsa huzur ve güven kalmaz. Huzurun ve güvenin olmadığı ortamda ise ot bile bitmez. İnsanlara karşı işlenen suçların devlet tarafından affedilmesi de mümkün değildir.

Her alanda;
Ne kadar adalet, o kadar kalkınma.
Ne kadar adalet, o kadar toplumsal barış ve huzur.
Ne kadar adalet, o kadar hak ve hukuka riayet.
Ne kadar adalet, o kadar güven ve istikrar.