Uzayda Ne İşiniz Var! Yontma Taş Devrine Dönseniz Ya!
Köprüye, yola, otobana ne gerek var. Katır sırtında gitseniz ya! Hem daha nostaljik..
Havaalanına, uçağa, uyduya, uçak motoruna, yerli helikoptere ne gerek var? Ne olacak yani; başınız göğe mi değecek?
Metro’ya, Marmaray’a ne gerek var! Yerin altında ne işiniz var! Yerin üstünde yaya yürüseniz ya! Sağlınızı düşünün.
Yavuz Sultan Selim, Çanakkale ve Osmangazi köprüsüne ne gerek var! Yüzerek denizi geçseniz ya!
Tünele, geçite, köprüye ne gerek! sırıkla yüksekten atlasanız ya!
TCG Anadolu gemisine, Kızılelma’ya, TB3’e ne gerek var! F35 alsanız ya! Amerika aç mı kalsın? Bu nasıl dostluk. Biz kim Amerika ile yarışmak kim.
Mavi vatanmış, gök vatanmış bunlar da ne? Neyine yetmiyor Konya ovası? Bu kadar araştırma gemisine ne gerek var? Bırak yabancı firmalar bu işi yapsın. Deniz de ne arıyorsun kardeşim, yeni bir balık türü mü bulacaksın?
Füzeye, Silaha, Tank’a, topa ne gerek var! Size saldıranlara sapan taşıyla karşı koysanız ya! Biz de dağlar taş dolu. Kırarsın makinada, al sana taş, yan bakanın gözüne gözüne atarsın.
Elektrikli arabaymış, otomotiv sanayisiymiş, TOGG’muş, geçin bunları efendim, dedelerimizin yolundan gidelim, kağnı arabası neyimize yetmiyor.
Hızlı trenmiş, demiryoluymuş; hızlı gidip de ne yapacaksın, paşaya kelle mi kavuşturacaksın?
Teknolojiymiş, uzaymış, uzaya, adam göndermekmiş; bırakın bu safsataları, göndereceksen köye gönder kardeşim, uzaydan güneş mi toplayacaksınız. Ne işin var uzayda! Hadi gelin köyümüze geri dönelim. Koyun kuzu bakıp, soba başında çekirdek çitletelim.
Şehir hastanesiymiş, yerli aşıymış, aile hekimiymiş, genel sağlık sigortasıymış; bunlara harcama yapılır mı; hastaneler ve sistem 20 sene önceki gibi olsun ki herkes hastaneye gitmesin, evinde ölmek daha iyi değil mi? Hem bütün yakınların da yanın da olur. Bir de ölünce hastanede rehin kalıyordun. Mezara girmeden, morgda bir hafta kalsan daha iyi değil mi?
Hidroelektrik enerjisiymiş, nükleer santralmiş, güneş ve rüzgar enerjisiymiş; bu kadar elektriği ne yapacaksın, toprağa mı vereceksin. Ah o eski günler, gaz lambaları ne güzeldi. “İliklerime kadar gaz kokusunu hala özlüyorum!”
Doğalgaz keşfiymiş, Bor Karbürmüş, petrol bulmakmış bırakın bu hikayeleri. Denizin altında doğalgaz mı olurmuş, hani nerede doğalgaz, yalan efendim yalan, hava gazı neyinize yetmiyor. Balıkları rahatsız ediyorsunuz. Bırakın karıştırmayın denizin altını, suyu bulandırıyorsunuz, çevreciler neredesiniz?
İha’ymış, siha’ymış, Hürkuşmuş, Anka’ymış, Milli Muharip Uçakmış; bize kim saldıracak, pkk‘mı, ypg’mi, Suriye’mi, İsrail mi, canavarlar mı? Bırakın dağları rahat kalsınlar.
Denizaltıymış, Uçak gemisiymiş, uçak savarmış; kuşları mı avlayacaksınız, bize Suriye’mi saldıracak? Yunanistan mı saldıracak? Ermenistan mı saldıracak!
Terörle mücadelede başarılı olmuşlarmış; Niye mücadele ediyorsun ki? Bırak gelsinler, istediklerini verirsin sorun çözülür. Bak ne kadar kolay çözüm değil mi? O kadar harcama yapmak gereksiz. Kardeşim, oturursun teröristle masaya ne istiyorsa verirsin olur biter. Bak bakalım daha terör eylemi olur mu? Bu kadar toprağı ne yapacaksın, mezara mı görüreceksin, dağıt kardeşim, kafanı çalıştır. Bak biz masada herkese istediğini verdik, ne oldu? Hiçbir sorun kaldı mı! Sıfır sorun istiyorsan, ver kurtul kardeşim!
Bor’muş, toryummuş, bakırmış, altınmış ne gerek var! Bırak toprakta kalsınlar. Çıkarıyorsun da bana mı veriyorsun?
İhracatı artırmakmış, para kazanıp bütçeyi doldurmakmış, üretmekmiş; boş işler bunlar. Borç al, yan gel yat! Hem ben İngiltere’den 300 milyar para getireceğim. Hepinize dağıtacağım. Size bir yıl yeter. Her şey bedava olacak. Yiyin, için rahatınıza bakın. Geri ödemesini düşünmeyin! Ödeme zamanı gelince, ödeyemiyorum dersin olur biter. Nasrettin hocanın dediği gibi, bundan sonra onlar düşünsün..
Camiye, Mescide, Kur’an Kursu’na, Ayasofya’ya, İmam-Hatip’e, Taksim Camisine, Çamlıca Camisine ne ihtiyaç var! Seccade neyinize yetmiyor. Evinizde kılın namazınızı, Cumanızı! Hem namaz kılmak için Cami’ye gerek yok ki efendim. Bakın aydın hocalar diyor ki; Namazı istediğiniz yerde kılabilirsiniz Cami şart mı? Bu sonradan uydurulmuş din.
Millet parkıymış, yeşil alanmış, spor salonuymuş; boşuna masraf. Bu kadar dağımız ve ormanımız var. Gidin oralarda yeşillik de çok, açık havada spor da yaparsınız.
TOKİ’ye, Kentsel dönüşüme ne gerek var. Yontma taş devri daha iyiydi. Mağarada yaşamak ne güzel olur! Yontalım dağları, yapalım mağaraları, daha güvenli değil mi?
İşsizliği önlüyormuş, istihdam meydana getiriyormuş; kardeşim kahvehaneler ne ile geçinecek, çayı kime satacak? İşsizliği azaltırsanız, bu esnafı yok edeceksiniz.
Hülasa bu listeyi uzatabiliriz. Bir taraf da çalışanlar, diğer taraf da burun bükenler, yatanlar. Birincisi üretenler, ikincisi her şeyi küçümseyen, değersizleştirmek için uğraşanlar ve yalanlar. Kim ne yapar, ne yapabilir bu açıkça bellidir.
Hadi sen de yap dediğin zaman, Amerika’dan buldukları danışmanla zoom toplantısına girerler. Bir de bulma ümidini taşıdıkları 300 milyar borç parayı, sanki Türkiye’de hazine bulmuş gibi sunmaları var ya! Borç yiğidin kamçısı, alırız borcu yeriz kamçıları! Karşılığında ne isterlerse veririz. Aklımızla alay ediyorlar, kıyamet senaryosu gibi.