Fatma Fidan

Fatma Fidan

Vücudumuzun Askerleri Bağışıklık Sistemi

Vücudumuzun Askerleri Bağışıklık Sistemi

Bağışıklık sistemi vücudun hastalıklara karşı yani mikroplara, bakterilere, virüslere ya da parazitlere karşı savunma sistemidir. Sistem tüm patojenlere yani hastalıklara neden olan canlılara ve vücuda giren ya da vücutla temas eden her yabancı maddeye karşı bir önlem almak ister ve canlı dokuyu o yabancı maddeden ayırt etmeye çalışır. Bağışıklık sistemi vücudumuza giren tüm zararlıların kaydını tutmaktadır.  Bunu yapmasının nedeni bir dahaki girişi engellemek ve sistemde yabancı barındırmamaktır. Bu muhteşem sistemin uzun yıllar ayakta kalabilmesi demek, hasta olmamak, radyasyon ve etkilerinden korunabilmek, uzun yaşamak ve en önemlisi çağımızın vebası olan ve her geçen dakika artarak çoğalan kanser hastalığına direnç oluşturabilmektir.

Soğuk havaların kendini göstermesiyle kapımızı çalan grip, nezle, solunum yolu enfeksiyonları gibi pek çok hastalığa karşı direnç göstermenin en sağlıklı ve doğal yolu yeterli ve dengeli beslenmektir. Vücudumuzu savaşçı askerler gibi koruyan savunma mekanizmamız olan bağışıklık sistemimiz, bedenlerimizin çeşitli mikroorganizmaların neden olabileceği enfeksiyonlara karşı direnç göstermesini sağlar. Fakat dengesiz ve yetersiz beslenme bağışıklık sistemimizin zayıflamasına neden olur.

Tekrarlayan ya da kronik enfeksiyonlar sadece bağışıklık sisteminin zayıfladığı durumlarda ortaya çıkar. Zayıf bir bağışıklık sistemi enfeksiyona yol açar,  enfeksiyon bağışıklık sisteminde hasara neden olur ve bu da vücut direncini daha da zayıflatır.

Düşük bağışıklık işlevinin en yaygın nedeni besin yetersizlikleridir. Günlük beslenmede çok fazla şekere yer verilmesi, obezite, alkol tüketimi çeşitli nedenlerle bağışıklık sisteminin işlevini azaltır. Yeterli protein alımı en iyi düzeyde bağışıklık işlevi için şarttır. Fakat fazlası yine bağışıklık sistemini olumsuz yönde etkiler. Sağlıklı ve dirençli bir vücuda sahip olmak için öncelikle her bireyin kendi ihtiyacı kadar enerji ve besin öğesi içeren bir beslenme alışkanlığı edinmesi gerekir.

 

Fazla kilolara dikkat:

Bağışıklığınızı güçlü tutmak için çok yemek yememelisiniz. Bu durumda vücudunuz yağlanmaya başlayabilir. Aşırı kilolar ve fazla yağ dokusunun bağışıklık sistemini negatif yönde etkilediğine ilişkin bilimsel çalışmalar mevcuttur. Obez kişilerde enfeksiyon hastalıklarının ve enfeksiyon hastalıklarına bağlı ölüm oranının daha yüksek olduğu bilimsel çalışmalarla gösterilmiştir

Proteinler:

Proteinler vücudumuzun gelişmesi ve onarımı için gerekli olan 20 farklı aminoasit içerirler ve bu aminoasitlerden bazıları (glutamin ve arginin) bağışıklık fonksiyonları için özellikle önemlidir. Protein eksikliğinin, bağışıklık hücrelerinde ve antikor üretiminde azalmaya neden olduğu bilimsel çalışmalarda gösterilmiştir. Et, tavuk, balık, süt ürünleri ve yumurtayla birlikte bitkisel protein içeren bakliyatlar ve tahıllar, bağışıklığınızı güçlü tutmak için menülerinizde yeterli oranlarda bulundurmanız gereken besinlerdir.

 

ANTİOKSİDANLAR

Antioksidanlar hücredeki oksitlenmeyi önleyen maddelerdir. Savunma mekanizmasını güçlendirirler, vücut direncini arttırırlar. Güçlü bir bağışıklık sistemi ile hastalıklara yakalanma riskini azaltırlar.

En Güçlü Antioksidan Kaynakları

A vitamini: Karaciğer, yeşil yapraklı sebzeler, havuç, kuru kayısı,

C vitamini: Kuşburnu, maydanoz, yeşil sivri biber, karalâhana, çilek, limon, portakal, greyfurt

E vitamini: bitkisel yağlar, soya yağları, badem, ceviz, ay çiçeği

Selenyum: Deniz ürünleri, böbrek, yürek ve diğer etler

 

Çinko: Et, süt, balık, yumurta, badem, kabak çekirdeği.

Magnezyum: Badem, ceviz, fındık, fıstık, muz, kuru baklagiller, yeşil yapraklı sebzeler

PROBİYOTİK

Bağışıklık sistemini güçlendirmede probiyotik besinlerin büyük desteği vardır. Günlük besin düzenimize Doğal bir probiyotik kaynağı olan yoğurt ve kefire beslenmemizde özellikle yer verilmelidir.

D VİTAMİNİ

Sonbaharda güneş ışınlarından yararlanma süremiz azalıyor. Bu nedenle mutlaka D vitamini ve kalsiyum kaynaklarına özen göstermek ve bunların vücutta kullanmasını sağlayabilmek için de 15-20 dakika da olsa güneş ışığından faydalanmak gerekir.

Somon, ton, uskumru, istiridye gibi yağlı balıklar, süt, peynir,  yumurta en zengin kaynaklarıdır. Bu besinler beslenme içerisinde yer almalıdır.

 Kalsiyum kaynakları; süt ve süt ürünleri, peynir, sebzeler ve pekmez

Omega 3

Vücut tarafından üretilemeyen, bu yüzden  ancak besinler yoluyla elde edebildiğimiz omega 3,Bağışıklığı güçlendirici etkisi olduğuna ilişkin bilimsel çalışmalar da mevcuttur. Soğuk sularda yetişen balıklar en iyi omega 3 kaynağıdır.

 

B VİTAMİNİ

Sonbaharda artan depresyon eğilimini ve stresi kontrol altına almak için özellikle B grubu vitaminlerden zengin beslenmek gerekir. Tam tahıl ekmekler, kuru baklagiller, yeşil yapraklı sebzeler, süt ve süt ürünleri iyi kaynaklarıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
Fatma Fidan Arşivi